CHP İstanbul İl Başkanı Bahri
Şahin, 12 Haziran genel
seçimlerinde CHP'den milletvekili seçilen İkinci ''
Ergenekon'' davası
tutuklu sanığı Prof. Dr. Mehmet
Haberal ile gazeteci-yazar Mustafa
Balbay'ın
mahkeme sürecindeki tutukluluk hallerinin makul süreleri aşarak bir mahkumiyete dönüştüğünü savunarak, ''
Milletvekili seçilenlerin serbest bırakılmamasıyla bu süreç bir tutsaklığa dönüşmüştür'' dedi.
CHP İstanbul İl Başkanlığında, CHP İstanbul ilçe başkanlarının ve kadın kolları üyelerinin katılımıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Şahin, 12 Haziran genel seçimleriyle halkın iradesinin sandığa yansıdığını ancak bu iradenin TBMM'ye de yansımasının önüne geçildiğini savundu.
Şahin, ''Her şeyin üzerinde olması gereken halkın iradesi ve hukukun üstünlüğü ilkeleri çiğnenerek, 8 milletvekilinin mazbataları verilmesine karşın özgürlükleri verilmemiştir'' diyerek, bu 8 kişiden ikisinin de CHP Milletvekilleri
Mehmet Haberal ve
Mustafa Balbay olduğunu söyledi.
Savcılık makamının ve YSK'nın, Haberal ve Balbay'ın milletvekili başvurularının önünde bir engel bulunmadığı yönünde görüş belirttiğini ve milletvekili olabileceklerine dair
belge verdiğini ifade eden Şahin, şöyle devam etti:
''Çünkü Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay hakkında alınmış bir mahkumiyet kararı yok. Seçim sürecindeki yargılanmalarında da aksi yönde bir
mahkeme kararı alınmadı. Ne zaman ki halkın iradesi sandığa yansıdı, üç satırlık gerekçelerle tutuklanan arkadaşlarımız 9 sayfalık gerekçelerle özgürlüklerinden alıkonuldu. Şu bilinmelidir ki CHP olarak bizim istediğimi bir af değildir. Bizim istediğimiz sadece Haberal ve Balbay'ın kendilerini milletvekili seçen Zonguldaklı ve İzmirli seçmenleriyle buluşmasıdır. Onların beklentilerine yüce
Meclis çatısı altında
yanıt vermesidir. Bu süreçte ilgili mahkemeler onları yargılamaya devam edebilir. Bizim adalete ve
yargıya müdahale girişimimiz söz konusu değildir ve olamaz. Şunu biliyoruz ki, bu mahkeme sürecinde tutukluluk halleri makul süreleri aşarak bir mahkumiyete dönüşmüştür. Milletvekili seçilenlerin serbest bırakılmamasıyla bu süreç bir tutsaklığa dönüşmüştür. Rehin alınan Haberal ve Balbay değil, halkın iradesidir. Hiç bir demokratik
ülke Başbakanına yakışmayacak bir üslupla 'ister gel ister gelme' diyen Başbakan hafızasını tazelesin ve şunu hatırlasın: Bugün milletvekilleri rehin alınan CHP, geçmişte aynı durumda olan kendisinin yolunu açmış, halkın iradesinin Meclis'e taşınmasına
destek vermiştir.''
CHP yönetimi tarafından alınan
yemin etmeme kararını desteklediklerini belirten Şahin, ''Parti yönetimimizin her zeminde
sivil diktaya gidiş ve bu sürecin birinci dereceden sorumlusu olan
iktidar partisiyle de sürdürdüğü kararlı mücadeleyi destekliyoruz'' dedi.
Şahin, herkesin sorumluluğunu yerine getirmesini istediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Biz il örgütleri olarak bu kararın arkasındayız. Hukukun üstünlüğüne inanmış bu arkadaşlarımızın cezaevinde kalmalarına göz yumulacaksa, aslında parlamentoya daha girmeden hukuk ayaklar altına alınmış demektir. Bu durumu bizim kabul etmemiz mümkün değildir. İktidar partisinin anlaması gereken ve bu işten alması gereken en önemli
mesaj, parlamenter demokrasiye inanıyorsa parlamento çatısı altında Ana Muhalefetin de bulunması zorunluluğunun farkında olmasıdır. Ayrıca bunun gerektirdiği tüm süreçleri işletmesidir ve bu tavrı sergilemesi ve arkadaşlarımızın parlamentoda yemin etmesine müsaade edecek ortamın yaratılmasıdır. Bizim talebimiz budur.''
(HTC-NER-ÜNS)03.07.2011 13:16:33