CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, ''Bu
ülkede para var. Para var ama yöneten yok. Para var, hortumcu çok. Para var,
yandaş var. Ama ben söyledim, AKP'nin Genel Merkezine bağlanan hortumları Kemal kardeşiniz kesecek. Hiç endişelenmeyin'' dedi.
Kılıçdaroğlu,
Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda
halka hitap etti.
Türkiye'de, beraber kardeşçe yaşamak istediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Biz bu ülkede herkesin karnı doysun istiyoruz. Ben Samsun'da annesinin kucağında 2,5 aylık Kübra açlıktan ölürken, onu dile getirdim. Şimdi Kayseri'de 7 aylık hamile anne soğuktan donarak öldü. Recep bey isterse onun ismini de veririm. İsteyebilir mi? İstemesi için insanın yüreğinde insan sevgisi olması lazım. İnsanı seveceksin, insana saygı duyacaksın'' diye konuştu.
CHP
iktidarında, Aile Sigortası'nı getireceklerini de ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan her hanede kadının
aile hesabına en az 600 lira yatıracağız. Çocuklar okula giderken mutlu olacak.
Anne alışveriş yaparken mutlu olacak, esnafımız kazanacak. Bu ülke kazanacak diyorum. Recep
beyin cevabı (Parayı nereden bulacaksın). Bu ülkede para var mı? Bu ülkede para var. Bu ülke dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisinden biri, dünyanın en büyük ekonomisinden biri. Para var ama yöneten yok. Para var hortumcu çok. Para var, yandaş var. Ama ben söyledim, AKP'nin genel merkezine bağlanan hortumları Kemal kardeşiniz kesecek. Hiç endişelenmeyin.''
-''KAMYONCULARIN SORUNLARI DA CHP İKTİDARINDA ÇÖZÜLECEK''-
Kılıçdaroğlu, meydandaki bazı vatandaşların açtığı (Her Yer
Hopa, Her Yer Direniş) ve (İstikrar Sürsün, Yandaş Büyüsün, Vatandaş Sürünsün) pankartlarını da okuyarak, ''Sağ olun. Bunları biliyorum'' dedi.
Kamyoncu esnafının mazot sıkıntısını içeren pankarta da değinen Kılıçdaroğlu, ''Kamyon esnafına geliyorum. Kamyoncular, deposunda
10 numara yağ yakan kamyoncular, K-1 belgesine tabi mahkum edilen kamyoncular, sizin dertlerinizi biliyorum, çözümünü de biliyorum. Güçlenin, birlikte olun, ayağa kalkın, halkın iktidarına yol açın. Göreceksiniz sizin sorununuz da çözülecek. Hep beraber çözeceğiz. Siz çalışacaksınız Türkiye kazanacak, siz çalışacaksınız yolsuzluk bitecek, siz çalışacaksınız sanayici kalkınacak, siz kazanacaksınız evinize
akşam giderken
helal ekmek götüreceksiniz. Ben sizi seviyorum, Türkiye'yi seviyorum, insanımı seviyorum. Size inanıyorum, size güveniyorum'' diye konuştu.
Konuşmasında, ''Kayseri'nin yaylaları var mı, meraları var mı, çalışkan insanları var mı, bereketli yağmurları var mı? Her şey var.
Allah aşkına, her şey varken nasıl oluyor da
yurt dışından
ithal kurbanlık
koyun getiriyorsunuz. Nasıl oluyor da siz yurt dışından
Angus getiriyorsunuz'' diyen Kılıçdaroğlu, ''Bunun hesabını soracak mısınız?
Tarih belli,
12 Haziran. Elimizi vicdanımıza koyup sandığa gideceğiz. (Bu ülkenin meraları var, bu ülkenin yaylaları var, bu ülkenin bereketli toprakları var, bu ülkenin bereketli yağmurları var, bu ülkenin çalışkan insanları var. O zaman beni ithal kurbanlık koyuna mahkum eden AKP iktidarına sandıkta
ders vermeyi de bir
demokrasi görevi olarak kabul ediyorum) diyeceksiniz ve AKP'ye ders vereceksiniz'' dedi.
Meydanda toplanan halka, ''AKP'ye ders vermeye söz mü, söz mü, söz mü?'' diye hitap eden Kılıçdaroğlu, vatandaşlardan (Söz) yanıtını aldıktan sonra, şunları kaydetti:
''Ben Anadolu'nun
küçük bir köyünde doğdum. Yedi kardeşiz. Babam küçük bir memurdu. Kardeşlerim içinde üniversiteyi bitiren sadece benim. Beni Cumhuriyet okuttu, Mustafa Kemal'in Türkiyesi'nde okudum.
Üniversiteyi bitirdim devlette çalıştım, 27,5 yıl
hizmet ettim. Recep
Tayyip Erdoğan etrafında bile gezmeye cesaret edemediği sınavlara girdim. O sınavları kazandım, milletvekili oldum. Bu Cumhuriyet bana CHP'nin Genel Başkanlığını da verdi. Cumhuriyet baştacımız, cumhuriyet geleceğimiz, Cumhuriyet özgürlüğümüz, Cumhuriyet demokrasimiz.''
Kılıçdaroğlu, konuşmasında, annelere de seslenerek, ''Bir milyon 700 bin çocuğunuz için, sandığa giderken o çocuklarımızın hatırı için, onların umudu için, onların geleceği için, onların umudunu söndüren AKP'ye ders verin'' dedi.
Kadınlara seçme ve seçilme hakkını getiren partinin CHP olduğunu da anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Bu dönemde Türkiye'de CHP'nin tarihinde ilk kez 38'in üstünde kadın milletvekilimiz olacak. Onlar parlamentoda kürsüye çıkacaklar, arslanlar gibi kadın erkek eşitliğini savunacaklar'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Şimdi diyorsunuz ki (vur, vur inlesin, Recep bey dinlesin). Recep beye dinleteceğiz, zaten dinliyor. Ayrıca Recep bey nasıl dinler?
Telekulak hükümeti (yarın
kaset çıkacak) diyor, ertesi gün kaset çıkıyor. Bu kadar kasete meraklı olan bir başbakan ilk sefer görüyorum. Nasıl oluyor, bu kadar merak? İşi gücü bırakmış ülkeyi yönetmeyi bırakmış, derdi kaset seyretmek, kaset dinlemek. Ya başka işin mi yok senin
arkadaş?
Bu kardeşiniz
AK Parti'nin gövdesini bütün Türkiye'de silkeliyor. Silkelemeye de devam edeceğim, diyor. Hiç endişe etmeyin. Şimdi size bir görev düşüyor. Gövdesi bana dallara size ait. Kayseri'de Hopa'da, İzmir'de, Trakya'da, Muğla'da, Diyarbakır'da her yerde silkelemek de size ait. Söz mü? Yalnız silkelerken dikkatli olun, böyle
elma düşer, armut düşer, bir
meyve düşer alırız, diye düşünmeyin. Silkelerken dikkatli olun, her an Recep bey düşebilir. Neden diyorum meyve vermez. Çünkü bunlar bereketsiz bir iktidar. Bereket yok bunlarda. Bereket olsa işsizlik olur mu? Bereket olsa
çiftçi rahat etmez mi? Bereketsiz bir hükümetle karşı karşıyayız.
İşsizlik var,
yoksulluk var. Çocuklar yatağa aç giriyor.
Esnaf doğru dürüst siftah yapamıyor. Çoğu fabrikalarımız kapandı. Bereketsiz hükümette ceplerini düşünen iktidarlar, siyasetçiler, politikacılar, AK Parti var.''
Kılıçdaroğlu konuşmasında,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, televizyon kanalına çıkarak karşılıklı
tartışma davetini yineleyerek, ''Sen bırak
İstanbul Kanalı'nı, tv kanalına çık. Recep bey çıkabilir mi Kemal kardeşinizin karşısına'' dedi.
Bağımsız bir medyanın olduğu bir ülkeyi özlediklerini de ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu Türkiye'yi halkın iktidarında kuracağız. Şunu söyleyeyim, son 6 ayda CHP Genel Merkezi'ni bir üniversite gibi çalıştırdım. Sabahın 8'inden gecenin yarısına kadar. Ne dert var, masaya yatırdım. Ne dert var, çözümü bulduk. Ne dert var, çözümünü ürettik. Ve sizin karşısına öyle çıktık. Herşeyi santim santim hesapladık. Kuruş
kuruş hesapladık. Yeni
Cumhuriyet Halk Partisi bir değil en az 3 bakanlar kurulu çıkartacak kapasitede. Eğitim almış, konusunu bilen uzmanlardan oluşan yeni bir Cumhuriyet Halk Partisi. Yaşlısıyla, genciyle, erkeğiyle, kadınıyla bütün Türkiye'ye hizmet vermek aşkıyla yanan yeni bir Cumhuriyet Halk Partisi. Herkesi kucaklayan dost bilen, kardeş bilen, hiç kimseyi ötekileştirmeyen yeni Bir Cumhuriyet Halk Partisi. Bu Cumhuriyet Halk Partisi sizin partiniz. İşçinin, köylünün, memurun, emeklinin partisi. Bu Cumhuriyet Halk Partisi kadınların partisi. Çöpten kağıt toplayan çocuğumuzun partisi. Bu cumhuriyet Halk Partisi özgürlüğün ve umudun ülkesi herkesin Türkiyesi diyen Cumhuriyet Halk Partisi. Bu Cumhuriyet Halk Partisi sizin partiniz.''
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından, Türk bayraklı kostümüyle platforma çıkan anaokulu öğrencisi bir
kız çocuğu şiir okudu. Kılıçdaroğlu, şiirin sonunda küçük kızı kucağına alarak vatandaşları selamladı.
(Bitti)
(ZB-MVA)05.06.2011 18:23:29