Fatih Üniversitesi öğretim görevlisi
Uzman Pedagog Adem
Güneş, çocuklarda kişilik oluşumunda annenin, karakter oluşumunda ise
babanın daha etkili olduğunu söyledi.
Aylık kültürel
aile dergisi
Moral Dünyası dergisi
Mayıs ayı
kapak konusunda "
Çocuk terbiyesinde
doğru bilinen yanlışlar" konusunu işledi. Fatih Üniversitesi
öğretim görevlisi Uzman Pedagog
Adem Güneş, "kişilik ve karakter gelişiminde doğru bilinen yanlışlar" üzerine yapılan röportajda konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Kişiliğin doğuştan ve sonradan kazanılan, kişinin daha çok duygu dünyasını ifade eden, duygu dünyası içerisindeki ahlaki öğretileri ve kazanımları ifade eden bir anlam taşıdığını söyleyen Güneş, karakteri ise "bir kişinin sürekli ve iradî olan davranışları" olarak
tarif etti. Güneş, kişiliğin insanın
yakıt tankı, enerji deposu olduğunu, karakterin ise yakıt tankı veya enerji deposundan elde ettiği enerjiyle davranışa dönüşmüş olan ve sürekli davranış halinde olan durum olduğunu kaydetti.
Güneş, kişilik ve karakter konusunda şu örnekleri verdi: "Örneğin, iyi ahlaklı, erdemli ve
yardımsever olmak kişiliğe ait özelliklerdir, ancak yardım yapma iradesini sergiliyor olmak ve bunu devamlı hale getirmiş olmak karakterdir. Dürtüsel ve anlık davranışlar karakteri tarif etmez. Sürekli davranış olması gerekir. Örneğin, bir çocuğun içerisinde
Allah sevgisi ve maneviyata ait duygular taşıyor olması bu çocuğun kişiliğiyle alakalı bir şeydir. Kişiliği onun içerisindeki enerji ve yakıt deposudur. Bu çocuğun içerisindeki bu enerjiyle namaz kılmaya başlaması ve namazda devamlılığı da bu çocuğun karakterini ortaya koyar. Biz bu çocuğun dışarıya yansıyan en önemli özelliğini tarif ederken, "devamlı namaz kılar" diyerek aslında karakterini tarif ederiz."
KİŞİLİK ANNEDEN, KARAKTER BABADAN
Kişiliğin oluşmasının anne ile olan bir şey olduğunu belirten Güneş, "Çocuk anneyle ne kadar etkileşim ve ne kadar engelsiz bir
iletişim içerisinde ise çocuğun içerisindeki kişilik gelişimi o denli güçlü olacaktır. Karakterin oluşması ise daha çok babayla olan bir şeydir. Baba çocuğun içerisine anne tarafından sokulmuş olan bu enerjiyi aktif hale getirebilir, davranışa dökebilir ve kendisi iradî davranışlar sergileyebilirse çocuk da babadan gördüğü bu iradî davranışları kendi karakteri haline dönüştürecektir. Dolayısıyla ikisi ne birbirinden ayrılabilir, ne de biri olmadığı zaman diğeri olabilir." dedi.
Güneş, bu konuda da şu örneği veriyor: "Yani bir çocuğun çoğunlukla duygu dünyasını besleyen anneyle irtibatında bir sorun, bir iletişimsizlik varsa böyle bir çocuğun, örneğin namaz kılmak için kendinde bir istek oluşmaz. Ancak çocuğun içerisinde anne var olduğu ve enerji verdiği halde eğer babada iradî ve dirençli bir
ibadet geleneği yoksa çocuk, içerisinde ibadet heyecanı duyduğu halde bunu davranışa dökemez."
Çocukta kişilik ve karakter oluşumunda en önemli olan şeyin anne ve babanın rollerini iyi oynuyor olması olduğunu kaydeden Güneş, sözlerini şöyle tamamladı: "Eğer anne evde annelik yapayım derken babanın rollerini de yaparsa o takdirde çocuk anneden beslenecek olduğu duyguları da alamamaya başlar. Çünkü anneyle duygu dünyasına hitap eden kısmı alırken eğer anne evin içerisinde otoriter olayım,
baskı kurayım, mükemmeliyetçi olayım derse, çocuğun duygu dünyasını besleyen kanallar tıkanmış olur.
Anne bu şekilde davranarak aslî görevini yapmıyor, çocukta davranış oluşturmaya çalışıyordur. Halbuki davranış oluşturma, daha çok babanın sürekli ve iradî davranışlarıyla alakalıdır. Dolayısıyla evde anne ve babanın rollerini oynuyor olmaları, o çocuğun kişilikli ve karakterli olmasında en büyük etkendir."