Mehmet Güldaş -
Türkiye'de birçok yerde görülen kız çocuklarının
erken yaşta evlendirilmesi konusunun ciddi bir sorun olduğu ve mevcut yasalarla çözülemediği, daha etkin mücadele için çocukları koruyan bir yasaya ihtiyaç duyulduğu bildirildi.
Şanlıurfa Barosu Başkanı İrfan
Güven, AA muhabirine yaptığı açıklamada, baronun
Çocuk Hakları
Komisyonunun, Şanlıurfa'da ''Çocuk
Anneler'' konusuyla ilgili bir araştırma yaptığını söyledi.
Araştırmaya göre, Şanlıurfa
Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesinde geçen yılki
doğumların yüzde 3,4'ünün
küçük yaşta evlendirilen kız çocukları tarafından gerçekleştirildiğini aktaran Güven, bu şekildeki vakaların, büyük oranda adli makamlara yansıtılmadığını ifade etti.
Suçla mücadele konusunda eksikliği ortaya koyan bu duruma,
Anayasa Mahkemesinin de kısmen neden olduğunu savunan Güven, şöyle devam etti:
''Çünkü TCK'nın ilgili maddesi, 'eşitlik ilkesine aykırılık' nedeniyle 2005 yılında iptal edildi. İptal edilen bu
düzenleme ne getiriyordu? Şayet
mağdur çocukla, evlenmiş gibi birlikte olan veya evlenmemiş kişi arasında 5 yaş fark varsa, şikayete bağlı olmaksızın direkt
soruşturma yürütülebiliyordu. En azından bu haliyle küçüğün
yaşlı birine gelin gitmesi riski ortadan kalkmış oluyordu. Ama artık bu koruma maalesef yok. Yalnız 12
Eylül referandumu ile yapılan anayasa değişikliği sonucu, çocuklar ve kadınlar için pozitif ayrımcılığın önü açılmış oldu. Sanırım bu düzenleme bugün olmuş olsaydı,
Anayasa Mahkemesi muhtemelen bu ilke nedeniyle, düzenlemeyi iptal etmeyecekti. Meclis'in bu konuyu acilen ele alıp yeni bir düzenleme yapması lazım. Çünkü çocukları koruyan bir yasaya ihtiyaç var.''
-''SAVCILIĞA BİLDİRİLMİYOR''-
Güven, araştırmada elde edilen verilerin başka bir vahim durumu daha ortaya çıkardığına değinerek, ''Hastanedeki vakalar neredeyse hemen hemen hiç savcılığa bildirilmiyor. Örneğin Şanlıurfa Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesinde 2010 yılında 712 çocuk anne
doğum yapmış, bunların sadece 8'i savcılığa bildirilmiş. 2011 yılında ise 120 çocuk anne hastanede doğum yapmış yine bunların 12'si savcılığa bildirilmiş'' diye konuştu.
TÜİK verilerine bakıldığında konunun Türkiye çapında genel bir sıkıntı olduğunun görülebileceğini dile getiren Güven, ''Doğrusu sağlık görevlilerinin bilgi eksikliği, belki yörenin özellikleri gereğince çocuk annenin hayatını riske atmak istememeleri vahim sonuçları ortaya çıkarabilir endişesiyle belki görevlerini
ihmal ettiklerini söyleyebiliriz. Ama bu konuda değerlendirme yetkisi sadece ve sadece cumhuriyet savcısında olduğu için mutlaka ve mutlaka makamların ve yetkili birimlerin bunu savcılığa bildirmesi şarttır'' ifadesini kullandı.
-''İSTANBUL, ANTALYA VE İZMİR'DE DE GÖRÜLÜYOR''-
Güven, bu durumla mücadele için ortaya konulan samimi çalışmaların kamuoyunda yanlış algılamalara neden olmaması, haberin veriliş biçimi ve dilinin ''Çocuk anneler'' sorununa zarar vermemesi gerektiğine dikkati çekerek, bu tür evliliklerin sadece orta
Anadolu, Doğu veya
Güneydoğu Anadolu'da gerçekleşmediğini benzer durumları
İstanbul,
Antalya,
İzmir gibi kentlerde de görmenin mümkün olduğunu belirtti.
Bir süre önce konunun gündeme gelmesinin ardından erken yaşta doğumların adli mercilere daha fazla ihbar edilmeye başlandığına değinen Güven, ancak bunun da beraberinde çeşitli sıkıntıları getirdiğini vurguladı.
''Doğrusu çocuk gelinlerle ilgili bir şeyler yapmak isterken bir anlamda çocuk anne ve karnında taşıdığı bebeğin
yaşam hakları tehlikeye girmeye başladı'' diyen İrfan Güven, çocuk yaştaki kadınlarla evli olanların ve ailelerin, konunun gündeme gelmesiyle çevreden
baskı görmeye başladığını ve
psikolojik bir sorun yaşandığını, bununla birlikte ailede ve çevrede ''Çocuk annelere'' hastanede doğum yaptırmama gibi bir eğilimin de ortaya çıkmasından kaygı duyduklarını vurguladı.
Avukat Güven, ''Bunun sonucunda çocuk annenin ilkel koşullarda, evde doğum yapma riski söz konusu. Bu durum hem kendisini hem de çocuğun yaşam hakkını tehlikeye atıyor'' dedi.
(DAŞ-İSM-MUR)03.09.2011 10:28:02