Sakarya'nın Hendek ilçesindeki Büyük
Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda 1 kişinin ölümü, 14 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan
patlamanın ardından savcılığın başlattığı
soruşturma sürüyor. Fabrikanın Genel Müdürü
Yaşar Coşkun, patlamanın bir
işçinin kız kaçıran diye tabir edilen
patlayıcıların bulunduğu kalıbı masaya vurması sonucu meydana geldiğini ileri sürdü.Coşkun, "Bütün tedbirleri almamıza rağmen patlamalar olabiliyor maalesef. AB standarlarında yapılmış Avrupa'nın en güvenli fabrikasıyız." dedi.
Patlama sırasında yaşananlar ise fabrikanın
güvenlik kameralarına yansıdı.
Hendek ilçesi Yukarıçalıca köyü yakınlarındaki havai
fişek fabrikasında 11 Şubat'ta kız kaçıran diye tabir patlayıcının imalatının yapıldığı bölümde meydana gelen patlamayla ilgili Hendek
Cumhuriyet Savcılığı'nın başlattığı soruşturma devam ediyor. Jandarma, fabrikadaki işçiler ile idarecilerin ifadesini alıyor.
17
Ağustos 2009 ve 29
Eylül 2009 tarihlerinde yaşanan patlamalarda da 2 kişinin öldüğü fabrikada denetim yapılmadığı, yeterli güvenlik önleminin alınmadığı,
sigortasız işçi çalıştırıldığı ve patlama sonrası sağlık ekiplerine haber verilmediği yönündeki iddialar fabrikanın genel müdürü Yaşar Coşkun, tarafından yanıtlandı. Coşkun, patlamanın yaşandığı 'kız kaçıran' bölümünü gazetecilere gezdirdi. Patlamanın izlerini taşıtan binanın bir duvarının yıkıldığı, duvarların bazı yerlerinde çatlaklar oluştuğu görüldü.
Çalışmanın durdurulduğu bölümde gazetecilerin sorularını cevaplandıran Coşkun, patlama sırasında fabrikada bulunmadığını, kısa bir süre sonra olay yerine geldiğini söyledi. Bir işçinin patlayıcıların bulunduğu kalıbı masaya vurması sonucu patlamanın meydana geldiğini kendilerine anlattığını ifade eden Coşkun; "O günkü patlamayı biz gözlerimizle görmedik. Yaralı işçilerden birisi hastanede arkadaşımıza olayı anlatıyor. Patlamanın olduğu yerdeki masada 5 kişi oturuyormuş. Plastiklerin içine laboratuvarda ilaç dolar. Bunlar kız kaçıran diye tabir ettiğimiz patlayıcılardır. Daha sonra bunlar patlamanın olduğu bölüme gelir. Masada oturan arkadaşlarımız sadece plastikleri kalıpların içine dizerler. Bunlar dizildikten sonra preste ilacı basılırdı. İşlemi tamamlanan patlayıcılar arkada bulunan kovaya boşaltılırdı. Presten çıkan kalıbın içinde sıkışma olmuş sanırım. Boşalmayınca o arkadaşımız kalıbı masanın üzerine vurmuş. Orada bir kıvılcım olmuş. Kıvılcımdan sonrada bu olay meydana gelmiş. Burası
üretim yeri fazla patlayıcı depolanmaz. Mallar üretildikten sonra depoya alınır." diye konuştu.
"PATLAMA MÜFETTİŞ İNCELEMESİNDEN HEMEN SONRA MEYDANA GELDİ"
Denetim yapılmadığı yönündeki iddiaları yanıtlayan Coşkun, 200 kişinin çalıştığı fabrikanın valiliğin oluşturduğu
komisyon tarafından üç ayda bir denetlendiğini belirtti. Patlamanın yaşandığı gün Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı'ndan gelen
müfettişlerin fabrikada inceleme yaptığını kaydeden Coşkun, şunları söyledi: "Patlama saat 16.18'de oldu. Fabrikayı inceleyen müfettişler ise saat 11.00'de ayrılmıştı.
Ankara OSTİM'de meydana gelen patlama sonrası Türkiye'de patlayıcı maddelerle uğraşan firmalar denetlenmeye başlanmıştı. İlk bizim fabrikamızdan başlanıldı. Bakanlıktan gelen müfettişler üç gün boyunca fabrikada inceleme yaptı. Bu inceleme tamamlandıktan saatler sonra patlama yaşandı."
Patlama sonrası
112 acil servisin arandığını savunan Coşkun, yaralıların kendileri tarafından ildeki çeşitli devlet hastaneleri ile bir özel hastaneye kaldırıldığını dile getirdi. Coşkun, ölen kişinin
yanık sonucu ölmediğini kaydetti.
Kız kaçıran imalatının yapıldığı bölümde ilk kez böyle bir olayın yaşandığını anlatan Coşkun; "45 senedir bu işi yapıyoruz. Şimdiye kadar en ufak bir tehlikeli olay olmamıştı bu bölümde. Kız kaçırandan böyle bir olayın olmasına şaşırdık"dedi.
"ÇİN'DEKİ BENZER FABRİKALARDA BÖYLE PATLAMALAR OLDUĞUNDA YÜZLERCE İNSAN ÖLÜYOR"
Fabrikadaki işçilerin sürekli eğitimden geçirildiğini, sigortasız işçi çalıştırılmadığını ve güvenlik önlemlerinin alındığını ifade eden Coşkun, işe başlamadan önce çalışanların üzerlerinin aranarak
çakmak ve sigaraların alındığını, cep telefonlarının da özel bir bölüme koyulduktan sonra üretim sahasına geçildiğini belirtti. Fabrikaya gelen ziyaretçilerin dahi sigortalandığını vurgulayan Coşkun, şöyle konuştu: "Fabrikadaki güvenlik önlemlerimiz giriş kapısından başlıyor. Gelen ziyaretçilerin çakmakları ve sigaraları alınıyor. İşçiler servisten indikten sonra aranarak içeri alınıyor. İşçiler işe başlamadan önce kapıların üzerlerindeki bakır levhalara ellerini koyarak üzerlerindeki statik elektriği atarlar. İşe böyle başlarlar. Bir işçi işe başlamadan önce
kimya mühendislerinden eğitim alırlar. İşe başlamadan bir gün önce sigortalanırlar.Yine her hafta cumartesi günleri kimya mühendislerince eğitim seminerleri var. Belli bölümlerden sırayla işçiler seminerlere katılırlar."
Avrupa'nın en güvenli fabrikası olduklarını iddia eden Coşkun: "TSE ve ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgemiz mevcuttur. 45 yıldır bu işi yapıyoruz. Patlamalarda ölü sayısı 10'u geçmez. Çin'deki benzer fabrikalarda böyle patlamalar olduğunda yüzlerce insan ölüyor. Bütün tedbirleri almamıza rağmen patlamalar olabiliyor maalesef. AB standartlarında yapılmış Avrupa'nın en güvenli fabrikasıyız. TSE ve ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgemiz mevcut. İtfaiyeden eğitim almış 25 personelimiz ile ilk
yardım ekibimiz var. Fabrikamızda bütün
güvenlik tedbirleri uygulanıyor. Bunlar komisyon tarafından denetleniyor. Ayrıca üretimin yapıldığı bölümlere de güvenlik kameraları yerleştiriyoruz."şeklinde konuştu.
Coşkun, ölenlerin yakınlarına her türlü desteği sağladıklarını sözlerine ekledi.
"KIZIM ÇOCUĞUNUN İSTİKBALİ İÇİN ÇALIŞIYORDU"
Son patlamada ölen 33 yaşındaki Hediye Hallac'ın
babası Orhan Al, geçimsizlik yüzünden eşinden ayrı yaşayan kızının çocuğu için çalıştığını söyledi. Kızının işinden şikayetçi olmadığını anlatan Al, şunları anlattı; "Kızım çocuğunun istikbali için ekmeğini kazanmak için çalışıyordu. Bir gün 'kızım oradan memnun değilsen
bisküvi fabrikasına aldırayım seni' dedim. 'Baba ölecek olduktan sonra vade bittikten sonra yine ölürüz', 'ben işin ustası oldum' dedi. 5 yıldır o fabrikada işinden memnundu. Şikayeti yoktu."
Öte yandan son patlamanın şiddeti binanın dışında bulunan güvenlik kamerasına yansıdı. Kameranın kaydettiği görüntüde, patlama sırasında işçilerin kendilerini dışarı atmaları ve kaçışları görünüyor. Patlamanın şiddetiyle parçalanan
çatı malzemeleri de yola savruluyor. Patlamanın şokunu atlatan bazı işçiler, yaralanan arkadaşlarına yardım için yeniden içeri giriyor.