Demokratik Toplum Kongresi (DTK),
Diyarbakır'da düzenlediği 'Mezopotamya 2. İnanç Çalıştayı'nın sonuç bildirisini açıkladı.
Diyarbakır Class Otel'de yapılan çalıştayın sonuç bildirisini DTK Eş Başkanı
Aysel Tuğluk okudu. Tuğluk, kardeş halkların birbirlerine düşman hale getirildiğini belirterek, "Bütün arayışımız, tüm
inanç ve kültürleri yok sayanlara karşı direnmektir." dedi.
Bildiride şu ifadelere yer verildi: "Geçmişten günümüze
Türkiye topraklarında yaşamış ve yaşamakta olan tüm etnik ve inançsal kimlikler, tarihi, sosyal ve kültürel bir gerçekliğimizdir, bu değerlerimizin özgür ve eşit haklarla yaşaması ve yaşatılması gerekiyor. Devletin hiçbir din ve inancı örgütlemek, finanse etmek,
ibadet mekanlarını ve ibadet biçimini düzenlemek gibi bir görevi olamaz. Örgün eğitim kurumlarında okutulacak dersin tüm din ve inançları kapsaması, din ve inançları tarihi, kültürel, sosyolojik yönden inceleyen bir kültür dersinin olması ve bu dersin isteğe bağlı olması gereklidir.
Kürt sorununda yaşanan şiddetin kaynağı, devletin ret ve inkar politikasındaki ısrardır. Burada bulunan tüm inanç grupları için insan yaşamı kutsaldır. Ekonomik, sosyal, kültürel değerlerimizin çatışmalı ortamda yok olmaması, bu nedenlere bağlı
toplumsal dejenerasyonun önlenmesinde sorumluluk almamız gereklidir. Kürt Sorununun çözümü adil ve kalıcı bir barış ortamı ile mümkündür. Bu barışı gerçekleştirmek için tüm inanç grupların olarak inkarcılığa ve şiddete karşı barışı savunacağız ve bu konuda sorumluluk alacağız. Bu nedenle mevcut çatışmasızlık ortamının korunmasında devlete, hükümete, siyasal partilere ve inanç gruplarına görev düşmektedir. Barış, eşitlik,
adalet ve
demokrasi için sorumlu tüm kesimleri bu değerler bağlamında görevini yapmaya çağırıyoruz. Toplumsal barışın diğer önemli bir yönü ise inanç gruplarının sosyal, siyasal, kültürel, inançsal yaşamdaki ilişkileri ve birbirleri hakkındaki algılarıdır. Her inanç değerlidir, herkes inancında özgürdür. Hiçbir inanç grubu diğer inançlar hakkında hüküm vermek, belirleme ve tanım yapmak hakkını kendinde görmemelidir. Kim kendini nasıl tanımlıyorsa esas olan ve saygı ile karşılanması gereken budur. Hiçbir inanç grubu v
e devlet organı inançları tanımlamak ve hakkında hüküm vermek gibi totaliter bir hakka sahip olmamalıdır."
Bildiride ayrıca CHP'nin gündeme getirdiği "Hakikatleri
Araştırma Komisyonu"nun bir an önce kurulması ve devletin arşivlerinde bulunan belgelerin bilim insanları ve
sivil demokratik kurumların araştırmasına açılmasını gerektiği vurgulandı.