Japonya'daki Tokai Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Aydan,
Akdeniz,
Karadeniz ve Ege Denizi'nde tsunami meydana gelmesinin mümkün olduğunu belirterek, olası bir tsunami için felaket yaşanmadan bugüne kadar olanların incelenip bir dökümünün çıkarılması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Aydan, İnşaat Mühendisleri Odası Denizli Şubesince TMMOB Salonu'nda düzenlenen ''Büyük Japonya
Depremi ve Denizli'nin Çıkarması Gereken Dersler'' konulu seminerde, Japonya'da meydana gelen 8,9 büyüklüğündeki
depremi ve yaşanan süreci anlattı.
Japonya'da depremden çok tsunaminin
hasar ve ölüme neden olduğunu anlatan Prof. Dr. Aydan, ''Japonya'da deprem oluyor insanlar kaçmıyor, panik yapmıyor. Neden? İçinde bulundukları binalara güvenleri tam. İnsanların bulunduğu yapıya güvenmesi lazım.
Türkiye'de biz yapılara güvenebiliyor muyuz? Japonya'da şu var.
Yönetmelikler harfi harfine uygulanır. Türkiye'de ne yazık ki bunu göremiyoruz'' dedi.
Dünyada tsunamiye karşı nasıl yapılar yapılacağı konusunda bir yönetmelik bulunmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Aydan, şöyle dedi:
''Dünyadaki deprem yönetmeliklerinde, tsunamiye karşı nasıl yapı yapılmalı? Henüz bu sorunun cevabının yer aldığı yönetmelik yok.
Tsunami konusunda dünyanın pek bilgili olduğu söylenemez. Japonya bunu acı bir şekilde yaşadı. Bundan sonra nasıl bina tasarımı yapılması gerekiyor, araştırılıp yönetmelikler oluşturulacak. Tsunami olayında önemli olan gelen suyun etkilerini minimuma indirecek şekilde planlama prensibinin uygulanması. Hem sarsıntıya hem de tsunamiye karşı yapı tasarımı nasıl olmalıdır? Bunun için Japonya'da herkes kafa yoruyor.''
Türkiye için bir tsunami tehdidinin söz konusu olup olmadığının bilinmediğini belirten Prof. Dr. Aydan, ''Türkiye'de tsunami potansiyeli incelenmelidir. Akdeniz, Karadeniz ve Ege Denizi'nde tsunami mümkündür. Bugüne kadar neler olmuş çok iyi incelenip dokümantasyonu çıkarılmalı. Özellikle 365 yılından sonra
Girit Adası açıklarında büyük bir deprem var. Onun yarattığı tsunami söz konusu. İyi incelenmeli'' uyarısında bulundu.
Nükleer santrallerin yarattığı soruna da değinen Prof. Dr. Aydan, ''Ongawa Santrali, tsunamiden etkilenmemiştir. Sarsıntıda herhangi hasar meydana gelmedi. Fukuşima'da da deprem sırasında hasar meydana gelmemiştir. Fukuşima'da tsunamiden dolayı soğutma sistemi hasar görmüştür. Soğutma sistemi
felç olunca bilinen sorun yaşandı. Onagawa inşa edilirken geçmişte olan depremler incelenmiş, tsunaminin ulaşabileceği yükseklik hesaplanmış ve 13 metre yükseklik olabileceği sonucuna ulaşılmış. 14,8 metre yükseklikte yapılmış, dolayısıyla herhangi bir problem yaşanmamıştır'' diye konuştu.
-DENİZLİ'DE 6,8 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÖNGÖRÜSÜ-
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Kumsar da, 2000 yılında Prof. Dr. Ömer Aydan ile bu bölgede bir çalışma yaptıklarını, yüzey dalgalanmaları, fayların uzunluğunu ve büyüklüğüne bağlı olarak Denizli'de 6,3 büyüklüğünde bir deprem olasılığını hesapladıklarını, buna uygun olarak ''Denizli Jeolojik Jeoteknik Kent Bilgi Sistemi''ni hazırladıklarını söyledi.
Batı
Anadolu fayında bir gerilim birikmesinin söz konusu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kumsar, ''Daha sonra yeni bir çalışma daha yaptık. Pamukkale fayı birkaç parçadan oluşuyor. Basamak basamak inen bir fay. Fayın karakterini göz önüne alarak 2000 yılındaki 6,3 olarak yaptığımız hesabı 6,8 olarak güncelledik. Denizli'deki yapılaşmayı olası 6,8 büyüklüğündeki bir depreme göre dizayn etmeliyiz'' dedi.
Prof. Dr. Kumsar,
Çardak ilçesi yakınlarındaki Acıgöl fay hattının aktif faylardan olmasına karşın 1980'li yıllardan itibaren sessiz olduğunu ve fazla deprem üretmediğini sözlerine ekledi.
(EÜ-MUS-EFS-İC)28.06.2011 21:22:02