Ferdi Akıllı - Abdulhamid Hoşbaş -
Kocaeli'de 17
Ağustos 1999 depreminde evi yıkılınca
tahtadan yaptığı
barakada yaşamaya başlayan ve 12 yıl boyunca burada kalan 61 yaşındaki
Bayram Ali Sezer,
kış mevsimi öncesi belediyenin kendisine verdiği
konteyner ev sayesinde sıcak bir yuvaya kavuştu.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre,
17 Ağustos 1999
Marmara depreminde İzmit'in Çayırköy mevkisindeki evi yıkılan Bayram Ali Sezer, dedesinden kalma çok sayıda hissedarı bulunan arsaya tahtadan bir baraka yaparak burada yaşamaya başladı.
1987 yılında eşi Vahide Sezer'i kaybettiği için hem annelik hem de babalık yaptığı çocuklarından Nurhayat'ı 1994 yılında, Hatice'yi de 1996 yılında evlendiren Sezer, barakaya taşınınca o dönem 14 yaşında olan oğlunu da kızlarının yanına bıraktı.
Ablalarının yanında büyüyen oğlu
Yaşar'ı da Haziran ayında evlendiren Sezer, çocuklarının ısrarlarına rağmen, ''huzurları bozulur'' endişesiyle evlatlarının yanında kalmak istemedi.
12 yıl boyunca yaz-kış tahta barakada kalan,
banyosunu da yakın komşularında, zaman zaman da çocuklarının evinde yapan Sezer, hayırseverlerin verdiği
yardımlarla karnını doyurdu. Sezer, bu süre zarfında herhangi kamu ya da yardım kuruluşuna da gidip yardım istemedi.
Ancak Sezer'in yakınları,
Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin bir süre önce
yangın, sel ve deprem gibi afetlerde evlerini kaybeden
mağdurlara konteyner ev vermeye başladığını öğrenince
yaşlı adam adına belediyeye müracaat etti.
27 Ağustos'ta Sezer'in barakasının yerine belediye ekipleri tarafından 24 metrekarelik konteyner ev kuruldu. Yaşlı adam hem 12 yıldır çok sevdiği ancak barakada hemen kirleneceği için giyemediği beyaz
gömlek giymeye başladı, hem de kış mevsimi öncesi sıcak bir yuvaya kavuşmuş oldu.
61 yaşındaki Bayram Ali Sezer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ömrünün sonuna kadar barakada yaşayacağını düşünürken, belediyenin kurduğu konteyner evin kendisi için büyük bir
sürpriz olduğunu söyledi.
''Soğuk gecelerde barakada yaşamak yerine, sıcak bir evde oturmanın mutluluğunu yaşıyorum'' diyen Sezer, şöyle devam etti:
''12 yıl barakada geçirerek maddi durumumun düzelmesi için uğraştım. Para biriktiremeyince barakada yaşamımı sürdürmeye devem ettim. Barakada kötü şartlarda yaşıyordum. Yediğim, içtiğim kötüydü. Yardımlarla geçiniyordum. Çocuklarım geliyordu yanıma fakat onlar ne yapsınlar, aldıkları 600-700 lira maaşla geçinmeye çalışıyorlardı. Bundan 1 ay önceki barakadaki yaşantım affedersiniz köpek bağlasanız durmaz şekildeydi. Ama ne yapayım ki maddi imkansızlıklar yüzünden denize düşen yılana sarılır misali barakada yaşamımı sürdürdüm.''
-''BANA BU EVİ VERENLER İÇİN DUA ETTİM''
Konteyner evin verildiğini duyduğunda çocuklar gibi sevindiğini anlatan Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yeni evimle benim için huzurlu bir yol açıldı. Konteyner evin teslim edilmesinin ardından yemem, içmem ve yaşantım değişti. Kendimi insan gibi hissetmeye başladım. Barakada 2-3 gün yemek yiyemediğim günlerim oluyordu. Şimdi ise yemeğimi kendim hazırlıyorum. İnsanın evinde yemek yemesi farklı bir duyguymuş. Yedikçe yemek yiyesim geliyor.
Ramazan bayramından bugüne kadar kendimi güçlü hissetmeye başladım. Barakada yaşarken kirlenir diye beyaz gömlek giyemezdim şimdi ise kirlenmeyeceğini bildiğim için sevinçle giyiyorum. Şimdi 3 tane beyaz gömleğim var. Eve ilk kapıdan girdiğimde dua ettim. Kendim için değil devletim ve bana bu evi verenler için dua ettim.''
-''ÇOCUKLARIMI MUTLU ETMEK ÖNCELİĞİMDİ''-
Köylüler kendisine yardım etmek istediğini fakat yardım almanın gururuna dokunduğunu belirten Sezer, konuşmasına şöyle devam etti:
''Zaten ev içinde benden habersiz yakınlarım müracaat etmişler. Bugüne kadar gururuma yedirip de bir kamu ya da yardım kuruluşuna gidip bana yardım edin demedim. Şimdi Allah'ıma bana verdikleri için şükrediyordum. Çocuklarım yanında durmamamın sebebi de bir tarafı parçanız diğer tarafı el... Ne kadar yakının da olsa en fazla üç
akşam misafir olarak kalman gerekir. Ben onu da yapmadım 6 ayda bir gün yanlarına gidiyordum. Tatlı, huzurlu ve mutlu olsunlar istiyordum. Benim yüzümden sıkıntı çekmelerini ve tartışmalarını istemiyordum. Ama ne olursa olsun kendim yaşamaya karar verdim.''
Çocuklarının, kendisini evlendirmek istediğini anlatan Sezer, ''Bunu kabul etmedim. Çocuklarımı mutlu etmek önceliğimdi. Bu nedenle eşimden sonra bir daha evlenmedim'' diye konuştu.
Sezer'in oğlu Yaşar Sezer, babasını yanlarına almak için ablalarıyla birlikte çok uğraştıklarını ancak babasının yanlarına gelmek istemediğini belirterek, ''Şimdi konteyner evi olması bizi çok mutlu etti'' dedi.
-KONTEYNER EV PROJESİ-
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi
Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Osman Poyraz ise
sosyal sorumluluk projeleri kapsamında yaklaşık 6 ay önce mağdur vatandaşlar için konteyner ev projesini başlattıklarını söyledi.
Sel ve deprem gibi afetlerde evlerini kaybeden vatandaşların barınma ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için konteyner ev yaptırdıklarını vurgulayan Poyraz, mağdurların kendilerine uygun, imarı yer gösterdiği takdirde evlerin en geç 10 gün içerisinde kurulduğunu kaydetti.
Konteyner evlerde 2 oda, salon, mutfak ve banyo-
tuvalet olduğuna dikkati çeken Poyraz, sözlerini şöyle tamamladı:
''Şu ana kadar 4 mağdur aileye konteyner evlerden tahsis ettik. Önümüzdeki günlerde 2 ailemize de bu evlerden tahsis edeceğiz. Evlerimize ayrıca elektrik ve kanalizasyon giderleri yapılıyor. Yapılan evler bildiğimiz evden hiç farkı farkı olmuyor. Vatandaşımızın ihtiyacı olduğu sürece konteyner evlerin kendilerinde kalıyor. Evi teslim etmemizin ardından ekiplerimiz belli aralıklarla mağdur aileye takip ederek gelirlerinde herhangi bir artış var mı? kendine ev yapıyor mu? gibi konularda inceleme yapıyor. Eğer vatandaşımız bir süre sonra kendine ev yaptırmış ve tahsis ettiğimiz evden ayrılmak istiyorsa konteyneri kendisinden alıyoruz. Bakımı yapılan konteyner ev daha sonra başka mağdur aileye veriliyor.''
(FER-AB-FTH-HMD)13.09.2011 13:55:20