Devlet Bakanı Faruk Çelik,
Avrupa'da 640 bin kişiye istihdam sağlayan 140 bin Türk işletmesi bulunduğunu söyledi.
Devlet Bakanı Faruk Çelik,
Koç Üniversitesi tarafından düzenlenen Türkiye'den
Almanya'ya Göç: 50 Yıl Sonra konulu konferansa katıldı. Çelik burada yaptığı konuşmada göçmenlerin yaşadığı sorunların bazılarını; çalışma hayatında ayrımcı muamele, işsizlik, eğitimde fırsat eşitsizliği,
ana dil eğitimi,
aile oluşumu, çalışma ve oturma izinleri, siyasette ayrımcı uygulamalar, asimilasyon, ırkçı politikalar olarak sıraladı. Çelik, "
Göçmenleri asimile edilmesi ya da dışlanması gereken yabancılar olarak değil, sosyal, kültürel ve iktisadi zenginliğin bir parçası olarak görmek insanlığın ve çağdaşlığın bir gereğidir." diye konuştu.
Çelik, entegrasyonun önündeki en büyük engelin, asimilasyon politikaları olduğunun altını çizdi.
1961 yılından itibaren Türk göçmenlerin, başta Almanya olmak üzere Batı Avrupa ülkelerine, ABD'ye ve Kanada'ya gittiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti: "Bugün
yurt dışında 155 ülkede yaklaşık 5 milyon vatandaşımız yaşamaktadır. Bunların yaklaşık 4 milyonu başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinde yaşamakta. Vatandaşlarımızın AB ekonomisine katkıları hiç de küçümsenmeyecek boyutta. Bugün Avrupa'da 640 bin kişiye istihdam sağlayan Türk işletmelerinin sayısı yaklaşık 140 bindir. Bu işletmeleri yıllık ciroları 50 milyar euroyu aşmıştır. Sadece Almanya'da 330 bin kişiyi istihdam eden 70 bin Türk işletmesi bulunmaktadır."
Türklerin bulundukları ülkelere sadece emekleri ile değil, kültürleri, inançları ve dilleri ile de zenginlik kattığını söyleyen Çelik, "Bizim için doğduğumuz yer kadar doyduğumuz yer de değerli ve önemlidir. Vatandaşlarımız gittikleri ülkede kendilerini o ülkenin asli unsurlarından biri olarak görmekte." dedi. Çelik, Türkiye'nin AB'nin
doğal bir üyesi olduğunun altını çizdi. Yurt dışındaki Türklerin kendi kültür ve özlerini koruyarak bulundukları ülkelere entegre olması gerektiğini söyleyen Çelik, "Bir göçmen vatandaşımız yaşadığı ülkenin dilini bilmeli ama Türkçeyi ve Türk kültürünü de yaşadığı ülkenin zenginliğine katabilmelidir. Vatandaşlarımız yönetime katılma mekanizmalarında etkin roller üstlenerek, ülkelerin demokrasilerine katkı sağlamalıdırlar. Devletlere ve yöneticiye düşen başlıca görev ise farklılıkları zenginlik olarak görmek, dışlamalara veya asimilasyonlara zemin oluşturacak yaklaşımları ortadan kaldırmak, entegrasyonu kolaylaştıracak politikaları hayata geçirmektir." diye konuştu.
Çelik, Türkiye'nin bu konuda üzerine düşen her türlü görevi yaptığını ve yapmaya devam edeceğini belirtti. Toplantıya katılan Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi
Eckart Cuntz ise konuşmasında Almanya'da ön plana çıkmış bir çok Türk bulunduğunu aktardı. İslam'ın Almanya'da yaygın bir din olduğunu dile getiren Cuntz, "Almanya'da yetişen, burada yaşamış
Müslüman imamların da çalışmasının önemli olduğunu düşünüyorum." dedi.