Devlet Bakanı ve
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili adayı
Faruk Çelik,
siyasetin, ''sigara paketine alınan notlarla'' değil, hesabı kitabı yapılmış plan ve projelerle olacağına inandıklarını belirterek, ''Çünkü biz politikacı değil, siyasetçiyiz. Günü kurtarmak, işleri geçiştirmek yerine yarını inşa etmenin, çocuklarımıza, torunlarımıza yük bırakmamanın peşindeyiz'' dedi.
Çelik, Şanlıurfa'da düzenlediği basın toplantısında, partisince hazırlanan ve Şanlıurfa'da 2014 yılına kadar tamamlanması öngörülen 400 projenin yer aldığı ''Seçim Taahhütnamesi''ni açıkladı.
45 gün önce geldikleri Şanlıurfa'da, ilin ve Şanlıurfalının derdiyle dertlendiklerini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
''Bugüne kadar tarımdan ulaşıma, sosyal yardımlardan sağlığa, eğitimden ticarete, konuta, turizme kadar pek çok alanda sayısız
hizmetler yapmışızdır ancak Şanlıurfa'nın onlarca yılın birikimi olan sorunları karşısında, yapmış olduğumuz hizmetlerden çok daha fazlasını yapmamız gerektiğini buraya gelmeden önce biliyorduk.
Adeta Şanlıurfa'ya hizmetlerin yağacağı bir dönemin bilinciyle yola çıktık. İlk günden beri nerede ne sorun varsa tek tek tespit ettik.
Vali,
kaymakam, müdür ve memurların aktardıklarının yanında bizzat sorunları yaşayan muhtarlardan,
sivil toplum örgütlerinden, esnaf ve işçiye varıncaya kadar pek çok kesimden binlerce insanla bir araya geldik. Köy
kent, yakın uzak demeden olması gerektiği gibi vatandaşlarımızın ayağına giderek onları can kulağıyla dinledik.''
Çelik, bunların sonucunda çıkan
seçim taahhütnamesinde, dört yılda Şanlıurfa il genelinde 400'ün üzerinde projeyi gerçekleştireceklerinin taahhüdünün yer aldığını ifade etti.
Bakan Çelik, ''Biz Şanlıurfa'nın alışık olmadığı bu çalışma şekliyle insan ve hizmet odaklı siyaset tarzımızdaki farkımızı da net olarak ortaya koymuş bulunuyoruz. Çünkü biz siyasetin, sigara paketine alınan notlarla değil, hesabı kitabı yapılmış plan ve projelerle yapılacağına inanıyoruz. Çünkü biz politikacı değil, siyasetçiyiz. Günü kurtarmak, işleri geçiştirmek yerine yarını inşa etmenin, çocuklarımıza torunlarımıza yük bırakmamanın peşindeyiz'' diye konuştu.
''Seçim Taahhütnamesi''nin bunun en iyi kanıtı olduğunu belirten Çelik, ''Bizim dışımızdakiler vaatte bulunmaya cesaret edemezken, biz 400'ün üzerinde sorunu çözme taahhüdünde bulunarak, Şanlıurfa'nın ağası, beyi, paşası değil, hizmetkarı olduğumuzu, cümle aleme bir kez daha ilan ediyoruz. Kendimizi siyasetçiler olarak bağlıyoruz. 1 milyon 163 bin Urfalıya diyoruz ki, biz bu dört yıl içerisinde bunları yapmazsak gereğini o zaman bizlere karşı yapınız'' dedi.
-''(DURMAK YOK YOLA DEVAM) SÖZÜNÜ İLKE EDİNMİŞ SİYASİ HAREKETİZ''-
Siyaset anlayışlarında ''dur
durak'' olmadığını ifade eden Çelik, ''Bazı kişiler bir slogan olarak görse de biz, 'Durmak yok yola devam' sözünü kendimize ilke edinmiş bir siyasi hareketiz'' diye konuştu. Çelik, ''Bu ülkeye, bu millete hizmette sınır olamayacağına göre, hizmetin dönemi ve mevsiminin de olmayacağını'' söyledi.
O nedenle Şanlıurfa'da bulundukları 45 gün içerisinde seçim dönemiyle hizmet dönemini birbirinden ayırmadıklarını belirten Çelik, şöyle devam etti:
''Şanlıurfa'nın kaybedecek bir tek günü, dakikası, zamanı yok, olamaz da. Sorunları ötelemek onları içinden çıkılmaz hale getirir. Vatandaşı daha fazla
mağdur eder düşüncesiyle 45 gün içinde birçok sorunu ya çözdük ya da çözümüyle ilgili ciddi çalışmalar gerçekleştirdik; turizm alanlarıyla ilgili 10 milyon TL'nin tahsisatının Şanlıurfa'ya gelmesi,
Akçakale Sınır Kapısı'nın
modernizasyonu, elektrik şebekelerinin tamamının yenilenmesi, besi organize sanayi bölgesinin kurulması, köy yollarının asfaltlanması gibi projelerin yanı sıra 3 bin 223 öğretmenin Şanlıurfa'ya atanması, 510 din görevlisinin Şanlıurfa'ya gelmesi, camilerimiz için 810 milyon liralık ödeneğin Şanlıurfa'ya gönderilmesi ve
Ankara'dan çok sayıda üst düzey görevlinin Şanlıurfa'ya gelmesi...
Ne dedik? 'Ankara Şanlıurfa'ya gelecek' dedik, 45 gün içinde sayabildiğim bu hizmetler ve imkanlar Urfalılarla buluştu. 13 Haziran'da nasıl yoğunlaşacağını vatandaşlarımız hissedecektir. Bu
takım hizmet takımıdır.''
Şanlıurfa'nın herkesi kıskandıracak potansiyele ve dinamik bir nüfusa sahip olmasına rağmen birçok açıdan hak ettiği gelişmişlik düzeyine ulaşamadığını dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu konuda bu şehri sahiplenen ve bu şehirde yaşamaktan gurur duyan herkesin, üzerinde kafa yorması gereken hususlar vardır. Herkesin Şanlıurfa'nın geleceğiyle ilgili çözüm üretme konusunda kendisini vazifeli hissetmesi gerektiğini buradan belirtmek istiyorum. Bizim asıl sorumluluğumuzun
12 Haziran akşamından sonra başlayacağının da bilinmesini istiyorum. 12 Haziran'dan sonra el birliği ve güç birliğiyle bir yandan sorunlarımızı çözerken, diğer yandan kardeşlik bağlarımızı güçlendirerek, hak ve özgürlüklerimizin çıtasını en yüksek seviyelere çıkaracağız inşallah.
Yeni dönemde
büyükşehir yapacağımız Şanlıurfa'nın, milletimizin
destek ve duası, bizlerin gayret ve çalışması sayesinde Türkiyemize çok şey katacağı inancındayım. Bu vesileyle seçimlerin hayırlı olmasını dilerim.''
Seçim Taahhütnamesi'nde yer alan konularla ilgili sunum yapan Çelik, basın mensuplarının sorularını da cevaplandırdı.
Çelik, bir gazetecinin, ''Şanlıurfa'nın en büyük sorununun ne olduğuna dair gözlemleri ve bunun bugüne kadar neden çözülmediğine'' dair değerlendirmesini sorması üzerine, şunları söyledi:
''Biz geleceğe bakıyoruz. Şimdi çok hızlı yapmamız gerekenlerle meşgul olacağız. En önemli sorun eğitim sorunudur. Eğitim sorununu hallettiğimiz zaman bütün sorunların daha kolay çözüleceği inancındayım. Yaygın bir şekilde eğitim sorununu çözmemiz gerekiyor. Her alandaki eğitim, hem mesleki hem örgün eğitim alanında sınıflarımızın mevcudunun 35'e, 40'a inmesi konusundaki çalışmalarımızı hızlandırmamız gerekiyor.''
''Köylerin altyapısını güçlendirmek için gönderilen 220 milyon TL'nin doğru harcanıp harcanmadığına'' ilişkin soru üzerine de Çelik, şöyle dedi:
''Köy yollarıyla ilgili sıkıntımızı ifade ediyoruz. Köy yolları Şanlıurfa'da böyle olmamalı. Şanlıurfa'nın bir mucur tesisi olmalıydı. Şanlıurfa'da köy yolları en azından çamur değil,
toprak değil de mucurun serildiği ve insanların bu eziyete girmedikleri bir tablo oluşturulabilirdi. Bu zor bir şey değil. Çok para da istenmiyor. Bir
yönetim anlayışı. Bunlar gezdiğim ki, Karacadağ'dan geliyorum, Halfeti'nin, Hilvan'ın, Ceylanpınar'ın köylerinden geliyorum ben. Aynı şekilde aday
arkadaşlarımız da gezmedik köy bırakmadılar. Yani burada sıkıntı ne? Bunu saklamanın bir anlamı yok. Burada sorun eğer bir cümleyle özetlemek gerekirse yol, su ve elektrik. Bunlar benim gezdiğim illerde bu boyutta sorun yok. Kaynaklara baktığınız zaman yani üçte bir kaynağın geldiği veya yüzde 50 kaynağın geldiği yerlerde çok daha modern köy yolları var. Şanlıurfa'da bunun olmadığını tespit etmek siyasetçinin görevidir. Politikacı bunu söylemez. Biz doğruyu söyleyeceğiz ki, doğru yapalım. Durum bu, fotoğraf bu.''
Bakan Çelik, vadettikleri projelerin dört dörtlük gerçekleşmesi için çaba harcadıklarını söyledi. Şanlıurfa'nın menfaatine olan konularda hangi partiden olursa olsun herkesle bir ve beraber olduklarını da ifade eden Çelik, amaçlarının Şanlıurfa'yı her yönden güçlendirmek olduğunu belirtti.
-ŞANLIURFASPOR-
Çelik, toplantının son bölümünde AK Parti'li il genel meclisi üyelerinden bir kısmının bir süre önce yapılan genel kurulda Şanlıurfa
spor yönetimine seçildiği hatırlatılarak, yeni yönetim kurulunu ne zaman ziyaret edeceği ve ilişkilerin nasıl olacağı yönündeki soruları da cevaplandırdı.
Şanlıurfaspor'un, kentin
markalaşması, marka şehir olması açısından önemli bir unsur olduğuna işaret eden Çelik, şunları söyledi:
''Bir listede Şanlıurfalılar bütünleşseydiler, kimse o arkadaş fark etmez, kongreye hep beraber giderdik arkadaşlarla. Çok da isabetli olurdu. Çünkü bu işlerde ihtilaflı başlamak süreç içerisinde sorunlar çıkarıyor. Bu bütün kulüplerde yaşanan, yaşadığımız olaylar fakat o bizim dışımızda bir olaydır, spor camiasının tercihi, takdiridir. Demokrasi ve demokratik kültürün de gereğidir adayın çok olması ama konumumuz gereği gittiğiniz zaman bir tarafa destek gibi algılanmamızdan rahatsız olurduk biz.
Şanlıurfaspor yöneticileri kendilerine düşen görevi yaparlarsa... Bir kentte birlik bütünlüğü sağlamak yöneticilerin görevidir. Benden isterken, senden isterken kendisi de verecek. Kendisi verip başkasından isterse bu önemli. Kendileri bir
bütçe oluşturur ve bu bütçenin yeterli olmadığı ve bunun takviye edilmesiyle ilgili birliktelikten sonra talepte bulunurlarsa ve iyi bir
teknik direktör, belki mevcut arkadaş da iyidir, çok iyi bir
teknik direktör, yani Şanlıurfa'nın tarihi değer yargılarını özümsemiş, içine sindirmiş bir teknik direktör ve Şanlıurfalılarla bütünleşmiş bir teknik direktör eğer başa gelirse Şanlıurfa'nın marka şehir olması konusunda Şanlıurfaspor'un olacağını söyleyebilirim. Peşi sıra başarılar gelir. Siyasetçi olarak hepimiz Şanlıurfaspor'a her halükarda sahip çıkmak durumundayız ama bu bahsettiğimiz gibi olursa tecrübelerimiz onu göstermiştir ki, bu tarz bir çıkış ve yürüyüş başarıyı hızlandırır. Diğer bakış açısı başarıyı geciktirir.''
(DAŞ-İSM-SRP)03.06.2011 16:01:46