Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''KÖYDES için
Bursa'ya 18 milyon para gelirken
Şanlıurfa'ya 60 milyon lira geliyor. Burada sonuç var orada sonuç yok. Buradaki yanlışlık feodal yapıyla bağlantılı sorunlardan kaynaklanıyor'' dedi.
Çelik, Bursa Olay TV'de canlı yayınlanan bir programda, Bursa ve Şanlıurfa'dan milletvekili olmanın önem arz edebileceğini ancak Türkiye'nin milletvekili olduklarını söyledi.
Nereden
aday olunduğu değil hangi
hizmetlerin yapıldığının önem taşıdığını ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
''Toplumu ilgilendiren önemli hizmetlere
imza attık. Önemli olan
siyasetçinin bu imkanların kanalize edilişine hız kazandırmak. Vatandaşın sorununu çözülmesi önemli. Bursa'da sorunlar çözülürken,
ulaşım, konut, içme suyu, çevre alanında sorunlar giderilirken, bu dönem aday olduğum Şanlıurfa'da kaynakların iyi kullanılamadığını gördük. Vatandaşın sorunu çözülmemiş, köyüne yol gitmemiş, içme suyu sorunu çözülememiş. KÖYDES projeleri ile yolların, su işlerinin, alt yapının çözülmesi için kaynaklar gönderilmiş. Yatırımların Doğu ve Güney
doğu'ya kaydırılmasıyla o bölgenin kalkınması için destekler verdik. Bu yatırımların Şanlıurfa'ya ulaşmadığı, memnuniyetin orada oluşmadığını gördük. Bursa'da ne varsa Şanlıurfa'da o olmalı, Bursa da bizim Şanlıurfa'da bizim.''
Şanlıurfa'da resmi kurumlardan bilgiler alıp o bilgiler ışığında ufuk çizmektense, muhtarlar ve vatandaşlardan bilgiler alarak ili toparlamanın doğru olacağını düşündüğünü belirten Çelik, ''
Merkez ve ilçelerde muhtarları bir salonda topladık, sorunlarını dinledik.
Esnaf,
sivil toplum ziyaretleri yaptık.
Sanayi bölgelerini, besicilikle ilgilenen kuruluşları gezdik.
Tarımda enerjide yaşanan sorunları belirledik. İlgili kesimlerle bir araya gelerek Şanlıurfa'yı özetledik'' dedi.
-ŞANLIURFA'DAKİ AŞİRET YAPISI-
Çelik, sanayinin ve tarımın geliştiği, turizm ve ticarette ciddi mesafeler alınan Bursa ile Şanlıurfa arasında
uçurum olduğunu söyledi.
Sağlıklı bir
yönetim anlayışıyla Ankara'dan kanalize edilen kaynakların, Şanlıurfa ve benzeri illerde iyi değerlendirilmesi durumunda Bursa'nın yakalanabileceğine işaret eden Çelik, hatta bu illerin Bursa'yı geçebileceğini kaydetti.
Şanlıurfa'nın önemli bölümünün tarım arazisinden oluştuğuna işaret eden Çelik, şöyle devam etti:
''Toprakla su burada buluşuyor.
Problem ne? Batı illerinde, gerek sermayeyi veya gönderilen imkanları yönetme gerekse hizmet alanlarını belirleme konusunda sorun yok. Orada birçok karanlık nokta var. KÖYDES için Bursa'ya 18 milyon para gelirken Şanlıurfa'ya 60 milyon lira geliyor. Burada sonuç var orada sonuç yok. Buradaki yanlışlık feodal yapıyla bağlantılı sorunlardan kaynaklanıyor. Feodal yapı denilince aşiret akla geliyor. 'Aşiret nedir?' diye yaklaşım doğru değil. Oradaki sosyal gerçekliği ortadan kaldırmaz. Aşiret, geniş bir ailenin, gerçekten birlik ve beraberliğin temini açısından önemli hizmetleri olan bir yapı. Bir yönüyle 'iyi ki aşiret var' dersiniz. Örf, adet ve geleneklerimiz var. Bunların olumsuz yönleri yok mu? Aşiret o yörede var olan gerçek. Bu gerçeğin kabul edilmesi gerekiyor.''
-''DEVLET İLE HALK ARASINDA ARACIYA GEREK YOK''-
Çelik, devletle
halk arasında başka bir araca gerek olmadığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
''Devlet, vatandaşına hizmeti sunmak için var. Vatandaş sırtını devlete dayamalı ve güvenmeli. Eğer araya aracı koyarsanız, iyi niyetl
e devletin ve hizmetin paralelinde iş görürlerse problem yok, vatandaş memnun. Eğer çarkı değiştirip, kendi menfaatleri doğrultusunda bu imkanları kullanmaya, devletin adına iş görürken vatandaşa zulme dönüştürürlerse orada ipler kopuyor. O zaman vatandaş devlete güvenemez hale geliyor. Başka güven kapısı arıyor. Herkes farklı güven kapısı buluyor ve dağınıklıkla karşı karşıya kalıyorsunuz. Şanlıurfa'da birçok aşiretle bir araya geldim. Sosyal dokuyu yapıyı güçlendirme açısından aşiretlerin önemli rol üstlendiğini gördüm ama nerede başlamalı bu görev? Bazı yanlışlıklar olmuş keyfilikler olmuş, devletin hizmetleri vatandaşa yaramamış.''
''Siyaset aşireti yendi gibi yorumlar yapıldı. Siz bunu içerde çalışan siyasetçi olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Çelik, şu karşılığı verdi:
''Ben bu şekilde değerlendirmiyorum. Oradaki yanlışları vatandaş gördü. Hangi aşirette olursa olsun yanlışa 'yanlış' dedi büyük çoğunluğu. Şanlıurfa merkezinde yüzde 77 oy aldık. Bu ne demek? 'Biz şehirleşmek istiyoruz. Biz toplum olarak bütünüz, bütünleşmek istiyoruz,
ayrılık gayrılık istemiyoruz.' Birinin güçlü, birinin zayıf, birinin diğerini ezdiği yapı, özü itibarıyla o yörenin aşiret mantığında yok. Devletin, bazen öncü şeklinde değerlendirdiği unsurlar olmuş. Onlar da görevlerini maalesef, hadlerini aşarak, vatandaşa olumsuz yansıyacak şekilde güçlerini kullanmaya kalkmışlar.''
-''İTHAL BAKAN''-
Çelik, Şanlıurfa'ya gittiğinde ''
ithal bakan ithal milletvekili'' gibi değerlendirmeler yapıldığını ifade ederek, ''Oradaki aşiretler güçlü. 5-6 tane ciddi bloğun karşımızda olduğu
seçim sürecini yaşadık. Ayrıca
siyasi partiler de var. Bunları nasıl aştık? Vatandaş doğrudan, çözümden yana' dedi.
Şanlıurfa için 4 yılda 400 proje vadettiklerini vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
''Ciddi projelerimiz var. Şanlıurfa'ya kazandırdığımızda önemli gelişme olacak. Büyük bir
hastane, çevre yolları, her ilçeye
spor salonları,
halı sahalar, çim sahalar,
yüzme havuzları, semt sahaları, kadınlarla ilgili her mahallede merkezlerin yapılması, sanayide enerjinin kullanılması, tarıma dayalı sanayinin,
tekstil sanayinin sorunlarının çözülmesi, hayvancılıkla ilgili besi organize sanayi bölgesinin kurulması gibi 4 yıl içinde çok ciddi projeleri hızlı şekilde bitireceğiz. Şanlıurfa'nın tüm çehresini değiştireceğiz. Vatandaş bunlara hasret. Vatandaş, 'köy yolum yapılmadı' diyor. Aracıya gerek yok devlet var. Bunu devlet yapıyor. Yaygın bir kanaat var, 'Bakan
trafo dağıtıyor, sağlık ocağı dağıtıyor' deniliyor. Ben nasıl yaparım bunu? Devletin, hükümetin gücü var. Trafoyu da yolu da asfaltı da getiririz. Birinci
sınıf vatandaş olarak yaşama hakkına sahipsin.''
-İBRAHİM TATLISES'İN SAĞLIK DURUMU-
Çelik, 200'e yakın köye gittiğini belirterek, ''Köylerde 40, 60 ve 70 yaşlarında teyzelerle, ablalarla konuşmaya çalıştım, yüzde 80'i
Türkçe bilmiyor. Bu bizim yanlışımız. Kabul etmemiz lazım, 80 yılda Türkçe öğretememişiz. O vatandaşa Türkçeyi öğretememişsiniz bugün dil tartışması yapıyorsunuz. Bu konular Ankara'da tartışılacak konular değil, yerinde tartışılıp konuluşup çözülecek konular'' dedi.
İbrahim Tatlıses'i ziyaret ettiğinin hatırlatılması üzerine ise Çelik, şunları söyledi:
''Tatlıses'in başına üzücü bir olay geldi. Bu üzücü olay ve
tedavi zaman alacağından
adaylık konusu gerçekleşmedi. Kendileri bağımsız adaylık için başvurdular. Biz
telefon görüşmesi yaptık, geçmiş olsun dileklerimizi ilettik, şifalar diledik. Birkaç gün sonra kendileri adaylıktan çekildiler. Seçimler biter bitmez ziyaret edeceğimi söylemiştim ziyaret ettim. Kendisini sağlıklı gördüm, ayağa kalkabiliyor, destekle de olsa yürüme gayreti içinde. Doktorlar sağlık durumunun iyiye gittiğini, 3-4 ay sonra daha iyi olacağını söylediler.''
(Sürecek)
(ZAK-SEM)17.06.2011 09:10:40