Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu, Mavi
Marmara saldırısına ilişkin
Palmer Komisyonu'nun raporunun yayımlanmasındaki ertelemelerin hepsinin
İsrail hükümetinin talebi sonucunda gerçekleştiğini belirterek, "İsrail'in son defa önerdiği 6 aylık uzatma talebi ise tarafımızdan kabul edilmemiştir. Çünkü bu uzatmaların her birinin zamana konuyu yayma amacına yönelik olduğu ortaya çıkmıştır" dedi.
Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığında yaptığı basın toplantısında, Mavi Marmara saldırısıyla ilgili olarak, İsrail hükümetinin, Türk halkından özür dilemek, saldırılarda ölenlerin ailelerine ve yakınlarına tazminat ödemek perspektifiyle
Türkiye ile görüşmeye hazır olduğunu bildirmesi üzerine dört tur görüşme süreci gerçekleştirildiğini belirtti.
Bu görüşmelerde müzakereyi yürüten Türk ve İsrail heyetleri arasında, Türkiye'nin özür ve tazminat taleplerini karşılayan
anlaşma metinleri üzerinde birkaç kez mutabakat oluştuğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Nitekim ilk kez 2010
Aralık ayında İsrail'de gerçekleşen orman yangınına Türkiye'nin katkısı üzerine, İsrail Başbakanı'nın talebiyle Cenevre'de gerçekleşen görüşmeler neticesinde iki ayrı anlaşma metni üzerinde, ad
referandum mutabakata varıldı. Bu mutabakat İsrail Başbakanı
Netanyahu tarafından da onaylandı. Bilahare anlaşmanın imzalanması konusunda İsrail
Bakanlar Kurulu içinde anlaşmazlıklar nedeniyle bu anlaşma uygulamaya konulamadı.
Bu süreçte Palmer Komisyonu'nun raporunun yayımlanmasındaki ertelemelerin hepsi, bunu özellikle söylüyorum, çünkü çok ciddi bir basın manipülasyonu ile karşı karşıyayız, Palmer Komisyonu'nun raporunun yayımlanmasındaki ertelemelerin hepsi, İsrail hükümetinin, özür ve tazminat konusunda iç mutabakatı sağlamak için zamana ihtiyacı olduğunu bildirmesi üzerine, yani İsrail hükümetinin talebi sonucunda gerçekleşmiştir. İsrail'in son defa önerdiği 6 aylık uzatma talebi ise tarafımızdan kabul edilmemiştir. Çünkü bu uzatmaların her birinin zamana konuyu yayma amacına yönelik olduğu ortaya çıkmıştır.
Gerek Türkiye'nin gerek İsrail'in taraf olmadığı ve sadece Başkan Palmer ve yardımcısı Uribe'nin imzalarını taşıyan raporun henüz BM Genel Sekreteri'ne resmen sunulmadan önce 1
Eylül günü itibarıyla basına sızdırılmış olması da, kuşkusuz bu bağlamda oldukça düşündürücüdür. Ben bu konuyu BM Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-mun'la da açık bir şekilde konuştum. Kendisi, kendilerine dahi iletilmemiş bir raporun detaylarını daha bilmediklerini ve bu sızma karşısında gerçekten büyük bir üzüntü ve şaşkınlık içinde olduklarını ifade ettiler. Maalesef bu süreçte İsrail tarafı hiçbir zaman devlet ciddiyeti içinde ve mahremiyeti içinde davranmamıştır."
(Sürecek)
(MÜ-MVA)02.09.2011 14:23:35