Diyanet İşleri Başkanlığı
Cami Hizmetleri Dairesi Başkanı Yusuf Doğan, ''Camiler
ibadethane olarak zaten işlevini görüyor. Ancak mabetler aynı zamanda insanların dertlerini anlatacağı, dini konularda her türlü eğitimi alabileceği bir yer olmalı'' dedi.
Doğan, gazetecilere yaptığı açıklamada, imamın görevinin camiyle sınırlı olmadığı düşüncesinden hareketle, ''Mahalle imamlığı'' projesini hayata geçirdiklerini, bu çerçevede imamların camiye gelen veya gelmeyen tüm mahalle sakinleriyle sürekli temas halinde olmasını istediklerini söyledi.
İmamların Hazreti Muhammet'in misyonunu üstlenen insanlar olduğunu dile getiren Doğan, ''Peygamber efendimiz Medine'de Mescidi Nebi'nin imamı olarak topluma hangi
hizmetleri vermişse günümüz imamları da aynı hizmeti vermek durumunda. İmamlarımızdan cami dışına çıkarak
küçük büyük demeden tüm mahallelinin derdiyle, sıkıntısıyla, mutluluğuyla ilgilenmesini bekliyoruz'' diye konuştu.
Doğan, imamların sorumluluğunun cami cemaati ile sınırlı olmadığının altını çizerek, şunları söyledi:
''İmam, mahalle halkının maddi durumlarından eğitimlerine kadar her şeyle ilgilenecek. Sıkıntılarına ortak olacak, bir anlamda onlara
rehberlik edecek. Bu, esasen bir proje değildir. Peygamber efendimiz nasıl imamsa onlar da öyle bir imam olmalı. Peygamber efendimiz Medine'de güzide topluluğa imamlık ediyordu. Peygamber efendimiz toplumun her kesimiyle yakın ilişkiye girmişti. Köyde, mahallede, ilçede nerede bulunuyorsa bir imam, böyle bir misyon, böyle bir faaliyet içerisinde olmalı. Camiler ibadethane olarak zaten işlevini görüyor. Ancak mabetler aynı zamanda insanların dertlerini anlatacağı, dini konularda her türlü eğitimi alabileceği bir yer olmalı.''
Ülke genelinde 82 bini aşkın caminin bulunduğunu ifade eden Doğan, ''Mahalle imamlığı'' konusunda müftülükler kanalıyla tüm imamlara hizmet içi eğitim verildiğini bildirdi.
Doğan, camilerin fiziki yapısını da değiştirmeyi planladıklarına değinerek, şunları kaydetti:
'Camilerimiz, zaten ibadethane olarak yeterli işlevi görüyor. Ama caminin 'hayatın kalbi' haline gelmesi lazım. Nasıl bünyede
kalp arıza gösterdiği zaman bünyede arıza oluşuyor, burada da cami gerçek anlamda işlevini göremezse muhakkak topluma vermesi gerekeni verememektedir. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Hedefimiz tüm üniteleriyle aktif şekilde çalışan, yaşayan cami... Hanım kardeşlerimizin de camilerde çocuklarıyla namaz kılıp boş
vakit geçirebilecekleri yerler olmasını istiyoruz. Camilerde dershanesinden, oturma salonlarına, konferans salonlarına kadar alanların olmasını istiyoruz. Konjonktüre göre,
metropol şehirde cami çok aktif işlev görmesi gerekiyor. İnşallah camilerin 'hayatın kalbi' diyebileceğimiz bir duruma getirmeye çalışacağız.''
(DAT-MUR)20.08.2011 11:38:19