Engin
Ünal - Hierapolis Kazı Heyeti Başkanı Ord. Prof. Dr. Francesco D'Andria, antik kentin
Kuzey Nekropolü'nde içinde 60
iskelet olan bir
mezar bulduklarını, bunlara DNA uygulanarak, bu bölgede Roma'dan Ortaçağ'a nasıl bir
yaşam olduğunu belirlemeye çalışacaklarını bildirdi.
Ord. Prof. Dr. D'Andria, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Norveç'in
Oslo ve Fransa'nın
Bordeaux üniversitelerinden ekiplerin Hierapolis'teki nekropollerde çalışmalar yürüttüğünü, Kuzey Nekropol'de'deki ''Mezar-163''te bir döneme ışık tutacak iskeletlere ulaştıklarını,
define arayıcıları tarafından kaçak kazılarla yıllar önce buraların yağmalanmasına rağmen dokunulmamış mezar bulabilmelerinin çok ilginç olduğunu söyledi.
Bu çalışmadan çıkacak sonucu merakla beklediklerini ifade eden Ord. Prof. Dr. D'Andria, ''El değmemiş oda mezar ve içinde 60 iskelet bulduk. Bunlar tek tek ayıklanıyor, çünkü
kemik parçaları birbirine karışmış. Tasnifin ardından DNA çalışmasıyla Roma'dan Ortaçağ'a nasıl bir yaşam vardı, onu belirlemeye çalışacağız. O döneme ilişkin çok şey elde edeceğimize inanıyoruz. DNA araştırması İngiltere'deki
Cambridge Üniversitesi'nde yapılacak'' dedi.
Ord. Prof. Dr. D'Andria,
Avrupa ve Türkiye'deki kazılarda yürütülen DNA çalışmalarının İstanbul'da bu yılın kasım ayında düzenlenecek sempozyumda ele alınacağını, yetiştirmeleri durumunda Hierapolis'teki sonuçları burada açıklayacaklarını, ayrıca uygulayacakları yöntemden olumlu sonuç almaları durumunda bunu başta
Pamukkale Üniversitesi olmak üzere, Türkiye'deki üniversitelerle paylaşacaklarını sözlerine ekledi.
-''BİR DÖNEME IŞIK TUTACAK''-
Fransız antropolog Caroline Laforest de Mezar-163'teki iskeletlerin geniş bir
aileye mi ait olduğunu ya da o bölgede yaşayanların da defnedilip defnedilmediğini henüz bilmediklerini belirterek, ''İskelet sayısı hayli fazla. Bu nedenle kemik parçaları karışmış. Bunlar tasnif edilerek, DNA yöntemiyle cinsiyetleri, akrabalık derecelerini, çekirdek aile mi, geniş aile mi, aralarında köleler de var mı bilmiyoruz. Böyle bir şey, yani kölelerin sahipleriyle birlikte gömülmesi varsa, bu o döneme ait çok önemli bir bilgi olacak'' diye konuştu.
Mezar girişinde yedi kollu kandil bulunduğunu, mezarda o dönem
Filistin topraklarından gelen Musevilere ait iskeletlerin olabileceği ihtimalini de orta koyduğunu anlatan Laforest, şöyle devam etti:
''Mezardaki iskeletler bu bölgede yaşayanlara mı, Avrupa ya da Afrika'dan gelenlere mi, Roma insanına mı ait? Çünkü o döneme ait dokunulmamış, tahrip edilmemiş mezar bulmak çok zor. Bu bakımdan buradaki iskeletler çok önemli. Mezardaki iskeletlere DNA uygulamasıyla nereden geldiklerini belirlemeye çalışacağız. Biyolojik ve sosyolojik araştırma yapıp, o dönemin bir genel yaşam panoramasını çıkarmaya çalışacağız.
Hastalık geçirmişler mi, nasıl besleniyorlardı, stres var mıydı gibi araştırmalar ile
toplum yapısını öğrenmeye çalışacağız. Belki çok şey öğreneceğiz, belki hiçbir bilgi elde edemeyeceğiz. Ancak biz yeni bilgilere ulaşacağımız konusunda umutluyuz.''
Laforest, incelemelerinde o dönemin gömü adetleriyle ilgili bilgilere ulaşabileceklerini de kaydetti.
(EÜ-MV-BŞK-HMD)28.07.2011 11:05:11