Sakarya Üniversitesi (SAÜ)
öğretim üyesi Doç. Dr. Abdülvahid İmamoğlu,
İstiklal Marşı
şairi Mehmet Akif
Ersoy'un Safahat adlı eserinin okullarda
ders olarak okutulması gerektiğini söyledi.
Gökkuşağı
Kültür Derneği'nin Ahmet Faik Abasıyanık Kültür Merkezi'nde düzenlediği '
Mehmet Akif Ersoy' konulu panele konuşmacı olarak SAÜ öğretim üyeleri Doç. Dr. Abdülvahid İmamoğlu ve Doç. Dr. Ahmet Faruk Kılıç katıldı. İlk konuşmayı yapan İmamoğlu,
İstiklal Marşı yazarı, büyük düşünür, şair ve mütefekkir Mehmet Akif Ersoy'un yeterince tanınmadığını belirterek, Akif'in eseri olan Safahat'ın okullarda ders olarak okutulması gerektiğini söyledi. Mehmet Akif Ersoy'un, her şeyden önce sözü, özü doğru bir insan olduğunu belirten İmamoğlu, "O çok iyi bir Müslümandı. Kendini ilmen de çok iyi yetiştirmişti. Doğruluk ve dürüstlükten ödün vermezdi.Her yönüyle örnek bir insandı. Ona göre insanın mahiyeti söz söylemek değil, sözünü tutmaktı. Cehalete karşıydı. Bu bakımdan
İslam coğrafyasının içinde bulunduğu cehaleti en iyi şekilde tasvir etmiş bunların yanlış olduğunu şiirlerle dile getirmişti. O insanın inançlı, doğru, sorumluluğunun bilincinde, bilgili olması ve daima çalışması gerektiğini söylemiştir. Akif, hayatta söyledikleriyle yaşantısını birleştiren önemli bir şahsiyetti." diye konuştu.
Mehmet Akif Ersoy'un yeterince tanınmadığını, tanımasının en iyi yolunun da okullarda okutulması olduğunu vurgulayan İmamoğlu şu öneride bulundu: "Okullarda Akif yeterince anlatılmıyor, gençlerimiz Akif'i bilmiyor. Akif'in iyi tanınabilmesi için onun eserlerinin bilinmesi gerekir. En önemli eseri de hayattan kesitler sunan ve ibret alınması gereken konuları anlatan Safahat'ın okullarda ders olarak okutulması lazım. Bu şekilde gençlerimize Akif'i, gençlerimize tanıtabiliriz."
Doç.Dr. Ahmet Faruk Kılıç ise Akif'in bir
toplum insanı olduğunun dile getirerek, O'nun tespitlerinin bu gün hala geçerli olduğunu kaydetti. Akif'in kendini insanlığa adadığını ve bunu Safahat'ta ortaya koyduğunun altını çizen Kılıç, şöyle konuştu: "Milletin derdini kendi derdi gibi yaşayan, bu sorunları çözmeye çalışan, milletin derdiyle adeta kendisini kaybeden bir insandı. İslam dünyasındaki bazı manevi hastalıkları tespit etmişti. O zulmü, haksızlıklar karşısında suskunluğu, adalete yüz çevirmeyi haklıdan yana değil, güçlüden yana olmayı, yalanı, cahilliği, riyakarlığı,
ayrılık tohumlarının saçılmasını, fitne ve fesadı manevi hastalıklar olarak belirtmişti. Bu hastalıklar hala ne yazık ki günümüzde devam ediyor. Bu hastalıklardan kurtulmak için Akif'in eserlerini okumak, O'nu tanımak çok önemlidir. Böyle bir insanı ne yazık ki tanımıyoruz."