Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzası ile gündeme gelen İrticayla Mücadele Eylem Planı ile ilgili davaya bakan mahkeme, Gölcük Donanma Komutanlığı'ndan ele geçirilen belgeleri mercek altına aldı. Ele geçirilen belgeler arasında kendi davaları ile alakalı belge olup olmadığının özel yetkili Cumhuriyet Başsavcılığından sorulmasını karara bağlayan mahkeme, varsa bu belgelerin acilen gönderilmesine hükmetti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen 7 sanıklı "İrtica ile Mücadele Eylem Planı Belgesi"ne ilişkin davanın bugün görülen 17. duruşmasının sonunda, tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin reddine karar verildi. Sanıklar ile avukatların taleplerinin ardından, Cumhuriyet Savcısının mütalaası ve alınan ara karar, mahkemenin Çiçek davasının hangi dava ile birleştirilmek istendi sorusunu da beraberinde getirdi. Daha önce Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Cihaner dava dosyasını birleştirme kararı ile Çiçek davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti. Mahkeme de bu karara olumlu bakmış ve Başkan Köksal Şengün'ün muhalefetine rağmen oy çokluğuyla kabul edilmişti. Ancak bu sırada, Yargıtay 11. Ceza Dairesi ise Cihaner dava dosyasının, kendilerinin gördüğü ve Cihaner'in de sanıkları arasında yer alan başka bir dava dosyası ile birleştirilmesini gündeme getirmişti. 11. Ceza Dairesi Cihaner ve Çiçek dava dosyalarının, üzerlerinde hiçbir işlem yapılmadan kendilerine gönderilmesini istemişti. İki ayrı birleştirme kararı nedeniyle oluşan uyuşmazlığın çözümü için her iki dava dosyası da Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilmişti. Genel Kurul, Cihaner'in iddia edilen suç tarihinde Başsavcı olması nedeni ile davasının Yargıtay'da görülebileceğine hükmetmiş, Çiçek dava dosyasını da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti. Ayrıca Yargıtay 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava ile birleştirilen Cihaner dava dosyası da dosyadaki bazı eksikliklerinin giderilmesi için Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Bugün görülen duruşmada, Cumhuriyet Savcısının talebi doğrultusunda mahkeme heyeti, Cihaner dava dosyasının eksikliklerin giderilmesi için Erzuruma gönderilmiş olması nedeni ile herhangi bir birleştirme kararı verilmesine yer olmadığına hükmetti. Çiçek dosyasının Ergenekon davası ile birleştirilmesi beklenirken verilen bu karar, mahkemenin Cihaner davası ile birleştirilmesi konusunda daha önceden verdiği kararda ısrar mı edeceği sorusunu da beraberinde getirdi. Ayrıca, mahkeme heyeti, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yapılan aramada ele geçirilen belgeler arasında bu davayı ilgilendiren belge varsa acil olarak gönderilmesi için İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne yazı yazılmasını kararlaştırdı. Gölcük Donanma Komutanlığında Özel Yetkili Başsavcı Vekili Fikret Seçen arama yapmış ve 9 çuval belge ele geçirmişti. Aramada Balyoz davasıyla ilgili pek çok belge ele geçirilmiş ve bu belgeler, Balyoz davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Mahkeme, Genelkurmay Başkanlığı'na, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı'na ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" ve bu planın Erzincan'da faaliyete geçirilmesi iddiasıyla ilgili ellerinde herhangi bir belge olup olmadığının sorulmasını da karara bağladı. Bu üç kurumdan, sanık Dursun Çiçek'in 1 Ocak 2009 ile 1 Haziran 2009 tarihleri arasında Erzincan'a gidip gitmediğinin sorulmasına da karar verildi. Davanın bir sonraki duruşmasında, Avukat Abdullah Kaya ile Gizli Tanık Efe ve Gizli Tanık Munzur'un tanık olarak dinlenmek üzere duruşmada hazır edilmeleri için Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne yazı yazılması karara bağlandı. Dosya kapsamı, delillerin karartılma ihtimali ve suç vasfının tutuklamayı gerektiren suçlardan olması nedeni ile tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin reddine karar verilen duruşma, 23 Mayıs 2011 tarihine ertelendi.