DSP Genel Başkanı
Masum Türker, ''Millete dayatılmak istenen
2023 vizyonu ve stratejisi, aslında 2023 yılında Cumhuriyetin şeklini değiştirme vizyonu ve stratejisidir'' dedi.
Türker, İzmit'te düzenlediği basın toplantısında,
12 Haziran seçimlerine yönelik çalışmaları sürdürdüklerini belirterek, Türkiye'nin
gündeminin üretimin artırılması, işsizliğin azaltılması ve yoksullukla mücadele olması gerektiğini ancak bunların ikinci plana itildiğini söyledi.
Siyasi parti temsilcilerinin birbirleriyle adeta
futbol takımındaki taraftarlar gibi mücadele ettiğini ifade eden Türker, şöyle devam etti:
''
Başbakan, 'birinci parti olmazsam
istifa ederim', diğeri de 'oyunu artırmayan istifa etsin' diyor. Bu işi kendi taraftarlarını bilemek adına oluşturuyorlar.
Gönül ister ki, Türkiye'de gündem, yoksullukla ve işsizlikle mücadelenin ve kadınların maruz kaldıkları şiddetle mücadelenin nasıl gerçekleştirileceği yönünde olsun. Biz DSP olarak, kavgalara girmeyi düşünmüyoruz ama bu seçim boyunca da bir endişemiz var;
AK Parti'nin programını uygulamak için belirli bir stratejisi var, millete dayatılmak istenen
2023 vizyonu ve stratejisi, aslında 2023 yılında Cumhuriyetin şeklini değiştirme vizyonu ve stratejisidir.''
CHP'nin AK Parti ile paralellik arz eden bazı değişimlere kucak açtığını ileri süren Türker, ''CHP, 'değiştim, yenilendim' adı altında yola çıktı ama görüyoruz ki, CHP'nin yeni şekli 'light AK Parti'dir. Yani AK Parti'den biraz daha demokrat kesime, biraz daha çağdaş kesime yakın ama hemen hemen benzer
politikaları uygulayan politika izliyor'' diye konuştu.
Türker, seçimlerden sonraki hafta yapılacak LYS'ye ilişkin ise şunları söyledi:
''LYS, Türkiye'deki 1 milyon 700 bin gencin hem kaderini hem sağlığını, özellikle psikolojisini etkileyecek önemli bir olgudur. Bu sınavlara şaibe karışmıştır. Dün gazetelerde yer alan haberlere göre, YÖK Başkanı bile, '
ÖSYM Başkanı istifa ederdi şık olurdu' deyişi, bu şaibenin varlığının göstergesidir. ÖSYM'nin sorumlu bulduğu ve işine son verdiği 10 kişiden birisinin bir dershane sahibi olması, bu şaibenin varlığını daha da kesin olarak ortaya koymaktadır. Bugün ilk sınavda elenen ve ikinci sınavda elenecek olanlar daima, 'acaba hakkım korundu mu? Haksızlık yapıldı mı?
Sınav soruları birilerine ulaştırıldı mı' endişesiyle yaşayacaktır.''
Türker, kendilerinin ortaya koyduğu projeler arasındaki ''üniversiteye sınavsız alınma'' uygulamasının seçim öncesi kararlaştırılarak, sınava girecek 1 milyon 700 bin adayın sınavsız üniversiteye başlamasının sağlanmasını talep ettiklerini belirtti.
Türker, seçime ilişkin şöyle konuştu:
''DSP'de seçimler sürecinde söylendiği gibi artık bir geriye dönüş olmayacak ve bu seçimde DSP en az yüzde 14 oy alarak hedefine ulaşacaktır. Şu anda bazı gözlemlerimiz bu oyun yüzde 20'lere kadar ulaşabileceğini gösteriyor. Bundan korku duyan bazı partiler, bizim bu işten vazgeçeceğimiz söylüyorlar. Özellikle 2007 yılında seçime girmemekle de büyük hata yaptığımızı, CHP'nin herkes seçime girmese bile başarılı olma şansının olmadığını tespit etmiş bir parti olarak, asgari yüzde 14 hedefini tutturma için yolumuza devam edeceğiz. Eğer
Allah bize yardımcı olur ve
halk destek verirse yüzde 20'yi de tuttururuz.''
-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ-
Türker, bir gazetecinin, ''Seçimlerden sonra anayasa değişikliği yapılacak, fakat değişikliğin içeriği bilinmiyor'' diyerek görüşünü sorması üzerine,
Anayasa'nın önemli bir bölümünün değiştirildiğini, değiştirilen bazı bölümlerin Anayasa'yı biraz daha geriye götürdüğünü ve sistemi,
demokrasi adına kuvvetler ayrılığını zedelediğini öne sürdü.
Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:
''2023 yılında Cumhuriyetin 100 kuruluş yıl dönümüne de cumhuriyetçilerin ve demokratların,
Atatürk milliyetçilerinin tasarladığı çağdaş bir yapı yerine AK Parti'nin kendi zihniyetine göre geliştirdiği bir yapı ortaya çıkacak. Ben buradan AK Parti'yi destekleyen tüm kadınlara seslenmek istiyorum; bizi 2023 yılına götürecek anayasa değişikliği, her erkeğin dört kadın ile evlenmesi düşüncesini de içerebilecek niteliktedir.
Anayasa değişikliği yapılması gereken 5 veya 6 madde bulunmaktadır, bunu açıkça ortaya koymak gerekir. Bu da ifade özgürlüğü ve dokunulmazlıklarla ilgili maddelerdir. Bunlar ihlal edilen yasama yetkisi dışında yargı yetkisinin de yürütmeye yakın hale getirilmiş olmasının önüne geçecek düzenlemelerdir.''
Parlamentoda üç parti ve bağımsızlardan oluşan parti grubunun göreve gelmesi halinde Türkiye'nin gelecekteki vizyonunun ülkeyi daha kötüye götüreceğini iddia eden Türker, ''Bu vizyon, özgürlükleri sınırlandıracak bir vizyon olacaktır. Son dokuz yılda özgürlükler sınırlandırıldı. Herkes takip edilmekte, fişlenmektedir. Bu takiple fişlenmenin önüne geçmenin yolu, parlamentoda muhakkak mevcut üç partiye ilave olarak bir partinin daha yer almasının sağlanmasıdır. DSP olarak bu mevcut üç partiye ilave dördüncü parti olarak parlamentoda bulunalım'' dedi.
(KY-TE-SRP)29.05.2011 14:28:38