DSP Genel Başkanı
Masum Türker, Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı bakan yardımcılığıyla ilgili ''Ben bu açıklamayı başbakanın milletvekili
adayı yapmadığı bazı arkadaşlarına dağıttığı
mavi boncuk olarak görüyorum' dedi.
Türker, yaklaşık 1,5 saat geç geldiği
Zonguldak'ta partisinin
seçim otobüsüyle gezerek vatandaşları selamladı, gazetecilerin sorularını
yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı bazı bakanlıkların birleştirilmesi, yeni bakanlıkların kurulması ve bakan yardımcılığının getirilmesinin yanı sıra bunun yarı
başkanlık sistemine geçiş şeklindeki yorumlanmasıyla ilgili görüşleri sorulan Türker, şunları kaydetti:
''Bir kere Başbakanın bunu Kanun Hükmündeki Kararname
yetkisinden yararlanarak yayımlaması şık değildir. Bu
pazar günü kimin kazanacağı belli değil. Bana sorarsanız herkesin beklediğinin tersine parlamentodaki 3 partinin bu seçimde hezimete uğramasını bekliyoruz. Başbakanın böyle bir şey açıklamasını niyet olarak değerlendiriyorum. Türkiye'de öteden beri bakan yardımcılığı gündeme gelir, aslında müsteşar, bakan yardımcısı demektir, siyasi memurdur aynı zamanda. Ben bu açıklamayı Başbakanın
milletvekili adayı yapmadığı bazı arkadaşlarına dağıttığı mavi boncuk olarak görüyorum. Listeye alınmadınız ama bakan yardımcısı olabilirsiniz. Bu sistem
başkanlık sistemini getirir mi? Türkiye'nin başında zaten bu sorun var. Bu
CHP ile birlikte mutabık kaldıkları bir sorundur. CHP özerlikten yanayım dediği zaman federal sisteminin kurulmasından yanadır demektir. Federal sistemlerin olduğu ülkede başkanlık sistemi kaçınılmaz. Onun için bizim görüşümüz Başbakan acele etmiştir. Pazar günü siyasi haber yapma yasağı vardır. Bunun sayesinde o yasağı delecek, herkes gazetede onun resmini görecektir. Bu Kanun Hükmündeki Kararnamenin imzalanması tamamlandıysa Cumhurbaşkanına tavsiyem, yangından mal kaçırır gibi bu
kararnameyi onaylama geri iade et.''
-35. MADDE TARTIŞMALARI-
Türker, Kenan
Evren'in 12
Eylül darbesine TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin gerekçe göstermesine yönelik soru üzerine şöyle konuştu:
''
35. madde ihtilal yapma yetkisini vermez. Herkes ihtilal yaparken kendine göre bir gerekçe uyduruyor. 27
Mayıs ihtilalinde 35. maddeden kimse söz etmedi, 12
Mart muhtırasında kimse bu maddeden söz etmedi. Bu Kenan Evren'in kendine sığındığı madde. Hiçbir
kanun maddesi anayasal sistemi değiştirmeye yönelik yetki vermez. Darbe anayasal rejimi değiştirmek demektir. Seçimle demokratik olarak gelmiş olan hükümeti uzaklaştırmak, parlamentoyu feshetmek, halkın iradesini yok saymaktır. 35. madde böyle bir yetki vermiyor. Ülkeyi kollamak ve korumak, şimdi CHP'de bu maddeyi değiştirmek istiyor, kollamak kelimesini kaldırmak istiyorlarmış, onun anlamı da korumaktır. Buradaki anlam ne pahasına olursa olsun korumaktır. Ülkeyi kendi parlamenterimizden, milli iradeyi almış kişilerden koruyarak darbe yapmak değildir. Bu darbe, Mısır'da ve Tunus'ta olduğu gibi dönemin ABD yöneticileri tarafından yaptırılmıştır.''
Evren ve dönemin
Hava Kuvvetleri Komutanı
emekli orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın ifadesine başvurulmasının hukuk sistemi açısından seçimde vatandaşların dikkate alması gereken olay olduğunu anlatan Türker, ''
12 Eylül anayasa değişikliğinden sonra DSP milletvekili arkadaşlarımız, başka milletvekillerinin de imzasını alarak
Tahsin Şahinkaya hakkında araştırma yapılması için önerge verdik. Bunu hiç gündeme getirmeyen AKP iktidarının tam seçim zamanı (
hesap soruyorum) diye ortaya çıkması biraz da siyasi bir şova dönüştürmesidir'' diye konuştu.
-MEHMET HABERAL'IN ADAYLIĞI-
Türker, ''eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in sağlık sorunları yaşadığı dönemlerde en çok tartışılan isimlerden birisi Mehmet
Haberal'dı, şimdi CHP'de birinci sıradan aday, kentte Ecevit'e duyulan sevgiyi herkes biliyor, siz bu adaylığı nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusunu şöyle yanıtladı:
''Sayın Haberal'ın Ecevit'in sağlığıyla ilgili sorumluluğunu gündeme getiren zat şu anda CHP'nin genel başkan yardımcısıdır. Bunlar birbirleriyle mahkemelik oldular. Ben Bülent Ecevit'in partisinin genel başkanıyım, DSP'nin kurucuları Zonguldaklılardır. Zonguldak DSP'nin asıl sahibidir. Ben burada seçim çalışmaları yaparken buradan aday olmuş kişi hakkında doğrusu konuşmak istemiyorum. Bana televizyon kanallarında da sordular benim verdiği yanıt adayımız Nurhan Başoğlu hakkından gelir diyorum. Şu anda birbirleriyle yarışıyorlar. İnşallah bu dönem Zonguldak hem Ecevit'e hem Başoğlu'na
destek çıkar. Haberal'ı ben aday olduğu Zonguldak'ta tartışmak istemiyorum, zaten şık değil tartışmamız. Başoğlu ile Haberal arasında yürüyecek yarıştaki bir tartışmadır.''
Seçim gezileri sırasında otobüsten vatandaşları selamlayan Türker, Soğuksu Caddesi'nde CHP milletvekili adayı Mehmet Haberal'ın seçim irtibat bürosunun önünde geçtiği sırada Haberal'ın kardeşleri Ali ve Osman Haberal'ı görmesi üzerine otobüsü durdurdu.
Haberal kardeşlerin sarılarak ilgi gösterdiği Türker, seçim bürosuna gelmesi konusundaki daveti gezilerinde bulunacağını belirterek kabul etmedi.
(SOY-OA-SO)09.06.2011 20:56:05