Düzce Üniversitesi (DÜ) Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, ''DÜ, bilimsel bilgiyi ve akademik tecrübeyi üniversitenin dört duvarı arasından çıkarıp, bölgenin kalkınmasında proje işbirlikleri yürütmek üzere değerlendiren bir üniversitedir'' dedi.
Akademik yılı açılışında konuşan DÜ Rektörü Prof. Dr. Şerifoğlu, DÜ'nün
genç ve deneyimli bir üniversite olduğunu belirterek, geçmişlerinin 1970'li ve 1990'lı yıllara dayanmasından dolayı tecrübeli bir üniversite olduklarını ifade etti.
''DÜ, paydaşları için değer üreten bir üniversitedir'' diyen Şerifoğlu, 5 yıl önce 3 fakülteyle başladıkları eğitim ve
öğretim hayatına şimdi 9 fakülteyle devam ettiklerini söyledi.
İl ve ilçelerde 30'un üzerinde yüksekokuluyla birlikte
hizmet ürettiklerini kaydeden Şerifoğlu, ''5 bin öğrenciyle yola çıkmıştık. Şimdi 11 bin öğrenciye yaklaşan bir öğrenci kitlesiyle hizmet üretiyoruz. Bunu da 1400'e yaklaşan personelimizle birlikte yapıyoruz. Üniversitemiz son 5 yıl içinde kendisine tahsis edilen kaynakları son derece iyi kullanmış ve değere dönüştürmüş durumdadır. Eğitim, idari ve
spor alanlarımız büyük oranda gelişmiştir. Üniversitemiz gerçekten 'Nereden nereye geldi' dedirtecek kadar hızlı bir gelişme içinde olmuştur'' diye konuştu.
DÜ'nin diğer üniversitelerden farkının bilimsel bilgiyi ve akademik tecrübeyi üniversitenin dört duvarı arasından çıkarıp, bölgenin kalkınmasında proje iş birlikleri yürütmesi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şerifoğlu, bu anlamda öncelikli hedeflerinin içinde bulundukları toplumun toplumsal ve sürdürülebilir kalkınmasına katkı vermek olduğunu söyledi.
Bu çalışmalar kapsamında yürütülen projeyle
Avrupa Girişimcilik Ödülü'nü kazandıklarını anımsatan Şerifoğlu, bu ödülle birlikte güzel bir başarı yakaladıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Bu projemiz,
işbirliği yapıldığında nelere ulaşılabileceğini gösteren çok kıymetli bir projemizdir. Bütün herkesin katkılarıyla 255 hektar bal ormanı kuruldu. 2 yıllık olan bu yerde Uluslararası çalıştaylar, seminerler, kurslar yapıldı. Ev kadınlarımız, kızlarımız
girişimci olarak desteklendi, hibe kovanlar verildi, 8 ile 10 bin lira gelir elde eder hale geldiler. Ünümüz
yurt dışına da taştı. Gümülcine müftümüzün getirdiği bir grup soydaşımızı da arı girişimcisi haline dönüştürmek için eğitimler verdik. Hedefimiz arı ve bal ürünlerinden katma değeri yüksek daha teknolojik ilaç ve
kozmetik sanayi ürünleri üreterek DÜ'nin yöreye katkısını artırmaktır.''
Önlerindeki 5 yıl içinde uluslararası bir üniversite olmak istediklerini kaydeden Şerifoğlu, DÜ'ye yapılacak Teknopark binasının projesinin de tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi. Bu Teknopark'ın dünyada bir ilk olacağını belirten Şerifoğlu, ''Bu proje, Düzce'nin turistik bir destinasyon olarak değerini artıracak. Kuluçka merkezimizde şu an faaliyete geçirdiğimiz çocuk
teknoparkı da dünyada bir ilk olma özelliğini taşıyor'' dedi.
Öğrencilerin kendileri için varlık sebebi olduğunu vurgulayan Şerifoğlu, öğrencilerden kendilerini iyi geliştirmelerini ve başkalarına karşı faydalı olmalarını isteyerek, akademik yılın hayırlı olması temennisinde bulundu.
- ''Üniversite sadece
bilim adamı yetiştirmez, aynı zamanda yüksek ahlaklı insanlar yetiştirir'' -
AK Parti Düzce
Milletvekili İbrahim Korkmaz ise üniversitelerin fikirlerin özgürce konuşulduğu bir kurum olduğunu belirterek, üniversitenin sadece bilim adamı yetiştirmeyeceğini, aynı zamanda yüksek ahlaklı insanlar yetiştirdiğini söyledi.
Üniversitede yetiştirilen insanların kendi milleti, değeri ve inancıyla barışık olması gerektiğini dile getiren Korkmaz, ''Çünkü insanı insan yapan şey, insanın geçmişine, tarihine ve inancına bağlı olmasından geçer.
İngiltere'de hemen hemen her üniversitenin bağlı olduğu bir kilise olduğunu öne süren Korkmaz, şöyle konuştu:
''Üniversite açılışları bu kiliselerde yapılırlar.
Üniversitelerin yapım aşaması da esasında kilise esaslıdır. Mesela
rektör kelimesinin
Türkçe karşılığı yanlış anlamayın ama 'mıntıka papazlığı' demektir. Çünkü kilise hiyerarşisinden gelmektedir. Dekan da hakeza öyledir. Gönlümüz isterdi ki biz bugün bizim kültürlerimizin şekillendirdiği, bizim kültürümüzün getirdiği şekilde isimlendirdiğimiz ortamlarda konuşalım.
Ama üniversiteler, sadece üniversitede değil ilkokuldan üniversitenin çıkışına kadar maalesef uzun yıllardır devletin resmi ideolojisinin dillendirildiği, insanların tek kalıp içinde yetiştirilmesi için ona göre eğitim ve öğretim planlanmış ve bu
sistem düşünemeyen, akledemeyen, inandığını ifade edemeyen, kendisini dahi ifade edemeyen bilim adamlarının ve akademisyenlerin yetişmesine vesile olmuştur. Bu çok korkunç bir şeydir.''
Konuşmaların ardından
tören,
müzik dinletisi ve
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) üyesi ve
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet tarafından verilen ''Küreselleşmenin Yüksek Öğretime Katkıları'' konulu ilk dersin ardından verilen kokteylle sona erdi.
(ONR-ÖÜ-MTN)10.10.2011 19:34:35