Sayın abonemiz; önceki haberimizde 'intibak' şeklinde geçen kelime 'irtibat' olarak düzeltilmiştir. Haberimizi yeniden
servis ediyoruz..
AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Silivri Cezaevi'nde
tutuklu bulunan
Ergenekon ve
Balyoz sanıklarını milletvekili seçimlerinde
aday gösteren
CHP ve MHP'ye ağır
eleştirilerde bulundu.
Başbakan Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz davasından yargılananları aday gösteren CHP ve MHP'ye, ''Siz milletin iradesini mi temsil ediyorsunuz yoksa Silivri'nin mi iradesini temsil ediyorsunuz. Siz gücünüzü milletten mi alıyorsunuz yoksa çetelerden mi, suç örgütlerinden mi, cuntadan mı gücünüzü alıyorsunuz?'' diye konuştu.
Ankara Arena Spor Salonu'nda, 12 Haziran'da gerçekleşecek 24. dönem milletvekili genel seçimlerine katılacak AK Parti
milletvekili adayları tanıtım toplantısında konuşan Erdoğan, konuşmasında Meclis'te grubu bulunan partileri eleştirdi.
''(ERGENEKON'UN) İRTİBAT OFİSİ OLDULAR''
Konuşmasında, CHP'ye tepki gösteren Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerini hatırlatarak, ''Nerede bu Ergenekon örgütü, gidip göstersinler üye olacağım dediler. Eğer üye
kayıt defteri açıldıysa Silivri'de git üye olabilirsin dedik. Nasıl üye olacağım diyenler, Silivri'den aday göstererek, (Ergenekon'un) irtibat ofisini açmaya karar verdiler. Dışarıdan aday bulamadılar, Silivri'den aday
transferinde bulundular.'' dedi. Erdoğan, bu konuda şunları söyledi:
''Önce çetelerin avukatı olduklarını söylediler, ardından çetelerin operasyonuyla birbirlerine girdiler, yetmedi kürsüye çıktılar. Ana muhalefetin genel başkanı, "Nerede bu Ergenekon örgütü gidip üye olacağım. Ergenekon'un üye kayıt ofisini bulamayanlar, şimdi kendi parti çatıları altında, Ergenekon'un irtibat ofisini açmaya karar verdiler. Dışarıdan aday bulamadılar, içeriden, Silivri'den aday transfer ettiler.''
''MİLLET İRADESİNİ Mİ CUNTAYI MI TEMSİL EDİYORLAR''
CHP'nin yanı sıra MHP'ye de göndermelerde bulunan Başbakan Erdoğan, ''CHP ve MHP, milletin iradesini temsil ediyor, yoksa çetelerin,
mafyaların, suç örgütlerinin ve cuntaların mı iradesini temsil ediyor?'' diye sordu. Muhalefete yönelik ağır eleştirilerde bulunan Erdoğan şunları ifade etti:
''Buradan, MHP'ye, CHP'ye soruyorum; siz, milletin iradesini mi temsil ediyorsunuz, Silivri'nin iradesini mi? Siz milletin iradesini mi temsil ediyorsunuz, yoksa çetelerin, mafyanın, cuntanın iradesini mi? Siz gücünüzü milletten mi alıyorsunuz, yoksa çetelerden, mafyadan, karanlık örgütlerden mi? Biz 5,5 yılda hiç
boyun eğmedik. Ruhunu çetelere satanlardan olmadık. Biz gücü milletten aldık. Gücünü milletten almayanlar ise hesabını başka yere öderler. Bundan sonra da çeteler karşısında asla geri adım atmayacağız. Tekrar üreme şansı bulamayacağı gibi bundan sonra aynen İtalya'da olduğu gibi
temiz eller operasyonuna gerek kalmayacak.''
''ADAYLARIMIZ BÜYÜK TÜRKİYE'NİN FOTOĞRAFI''
AK Parti adaylarının
Türkiye'nin tamamını temsil ettiğini belirten Erdoğan, 550 adayı göstererek, ''Bugün burada gördüğünüz Büyük Türkiye'nin fotoğrafıdır. Bugün burada Türkiye'nin tüm renkleri var. Bu fotoğrafta 550
ülke sevdalısı var. Bu kadro barış ve sevginin kadrosudur.'' diye konuştu. Bu tablonun, Türkiye'nin umudunu yansıttığı kadar, Afganistan'ın, Libya'nın, Gazze'nin, Filistin'in fotoğrafını yansıttığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu tablo barışın, kardeşliğin fotoğrafıdır. Bu kadro, makam, hırsıyla, çıkar hırsıyla yola çıkmış değil, milletin geleceğine başını koymuş kadrodur. Bu yola sizlerle çıktığım için bahtiyarım. Bu yola sizin gibi arkadaşlarla çıkmayı nasip ettiği için Rabbime şükrediyorum. Yola çıkarken; AK Parti'yi millet kurmuştur, biz sadece tabelaları asıyoruz.''
''ADAYLARIMIZ İCAZETLİ, VESAYETLİ VE ISMARLAMA DEĞİL''
AK Parti adaylarının, milletin özünden geldiğini belirten Erdoğan, ''Bizim kadrolarımız icazetli, vesayetli, güdümlü, ısmarlama kadrolar değildir.'' şeklinde konuştu. Erdoğan, AK Parti adaylarının herhangi bir karanlık merkezin adayı olmadığını Türkiye'nin özü olduğunu kaydederek, ''Mafya ile suç örgütleriyle, çeteyle
işbirliği yapan, sırtını onlara dayayan değil bizim adaylarımız milletin özünden gelen adaylardır.'' dedi.
Kadrolarının icazetli, güdümlü, ısmarlama kadrolar olmadığına işaret eden Erdoğan, kadrolarının; çeteleri, mafyayı temsil eden, onlardan beslenen değil, milletle gönül birliği yapan, kader birliği yapan kadrolar olduğuna dikkat çekti. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu kadronun özü milletin özüdür, milletin ak ve aydınlık yüzüdür. Bu kadro bir Türkiye fotoğrafıdır. Burada tek etnik köken, tek
bölge, tek
inanç grubu yok. Her bölge, her inanç grubundan insanlar bizim 550 kişilik listemizde yer almıştır. Hiç kimse dışarıda bırakılmamıştır. Listemize bakıp da AK Parti'nin bazı bölgelerden çekildiğini söyleyenler, açıkça söylüyorum cehl-i
siyaset içindeler. Bunu söyleyenler değişimden, dönüşümden tazelenmekten bahsedemiyorlar. AK Parti hiç bir arkadaşını, hele hele yol arkadaşını asla bırakmaz. Azeri atasözü "Dertsizler yer yüzüne yüktür." der. Evet, bizim derdimiz var. Türkiye davamız var. Biz Türkiye'nin meselelerine, sorunlarına çözüm üretecek isimleri, mücevherci kimliği ile cevherleri maden ocağından alarak
kuyumcu dükkanına sunuyoruz. Diğerleri öyle değil biz işliyoruz. Siz tanımıyor olabilirsiniz.
Millet nezdinde siyasette neye tekabül ettiğini göremeyebilirsiniz. Ama 550 kişinin hepsi vatan aşkıyla, millet aşkıyla yanan isimler.''
''TEK KİMLİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLMAK''
Konuşmasında, BDP'nin güttüğü etnik milliyetçilik temelli siyaseti de eleştiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Romanın da Çerkezin de Kürdün de Lazın da bizim gözümüzde bir farkı yok, hepsinin başımızın üzerinde yeri var. Bizde Türk,
Kürt, Laz ayrımcılığı yok, olmayacak da. Ama tek kimlik
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak. Ama birileri bu
bayraktan rahatsız. Bu bayrak niçin rahatsız ediyor. Bayrak rengi hepimizin şehitlerinden alındı. Bu
hilal, bu
yıldız neden rahatsız ediyor? Tek millet, tek bayrak ve tek vatan geliyor. 780 bin metrekaresiyle tek vatan. Hiç bir etnik unsur ve grubun değil, hepimizin. Hepimiz aynı derecede bu vatana ortağız. Hepimiz buraya sahibiz. Tek devlet. Bu devlet hepimizin ve asla başka bir parçaya bölünmeyecek. Benim Kürt kardeşim kendi ana dilini rahatlıkla konuşur. Cezaevinde kendi ana dilini konuşabiliyor muydu?
Hayır, biz açtık,
Kürtçe kurslarını biz açtık. Bu adımla yolumuza devam edeceğiz.''