Avrupa Birliği Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış,
Türkiye'nin büyük
ülke olmanın gereklerini yerine getirdiğini belirterek, ''Burada Alevisiyle, Sünnisiyle, Müslümanıyla, Hristiyanıyla, Musevisiyle, doğulusuyla, batılısıyla, Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle, Lazıyla, Boşnağıyla, Zazasıyla, Arnavutuyla bütün farklı zenginlikleriyle Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşları olarak madem ki birlikte 'amin' diyebiliyoruz, madem ki bu sofrada her birimize yer var, o zaman Türkiye'nin topraklarında her birimize her zaman yer var. Yeter ki sofranın huzurunu kimse bozmak istemesin, yeter ki herkes 'sofraya ben ne katabilirim, bereketini nasıl artırabilirim? diye düşünsün'' dedi.
Bağış, eşi Beyhan Bağış ile birlikte Darülaceze sakinleriyle
iftar yaptı.
Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva,
Süryani Ortodoks
Ruhani Lideri Metropolit Yusuf Çetin, sanatçılar
Ajda Pekkan,
Ebru Gündeş, basketbolcu İbrahim Kutluay ile eşi Demet Şener'in de katıldığı iftarda konuşan Bağış, Darülaceze'nin farklı bir mekan olduğunu,
Başbakan da dahil buraya sık sık geldiklerini ve bu sofrayı da bir
aile sofrası olarak gördüklerini kaydetti.
İftara katılan Türkiye güreş milli takımı sporcularına başarılar dileyen Bağış, kendilerini yalnız bırakmayan farklı inançların mensuplarına da teşekkür etti.
Bağış, ''İşte bizi biz yapan en büyük değer de bu. Farklı inançlar, farklı kültürler, farklı yaklaşımlar. Ama hepimizin ortak paydası var, birlikte 'amin' diyebiliyoruz.
Osmanlı burayı yaparken ihtiyaç sahiplerinin kalabileceği yerleri, yemek alabilecekleri aş evlerini yaparken, maneviyatı da eksik etmemiş. Hem bir cami hem bir kilise hem de bir havra yapmış. Burada o kendi özelliklerimizin, kendi hoşgörümüzün, kültürümüzün ne kadar güçlü olduğunu ortaya koymuş. Zaten bizi biz yapan değerlerin en önemlilerinden biri budur. Bu
akşam da burada hep birlikte 'amin' dediniz. Ülkemizin birlik ve beraberliği açısından çok çok önemlidir'' diye konuştu.
Fatih Sultan Mehmet'in vakfettiği gayrimenkullere ilişkin bir fermanını okuyan Bağış, Başbakan'a ''Niye
Somali'ye gitti?'' diyenlere ecdadın bu belgelerini incelemelerini özellikle
tavsiye ettiğini söyledi.
Bağış, Türkiye'nin çok değerli sanatçılarını eleştiren bazı magazin medyasına da ''Siz ne yamak istiyorsunuz?'' diye sorarak, bu akşam burada bulunmakla ramazanın gerçek anlamını yaşadıklarını söyledi.
-RAMAZANIN GERÇEK ANLAMI-
Bağış, ''Ramazanın gerçek anlamı aç kalmak, susuz kalmak değil, gerçek anlamı başkalarıyla empati kurabilmek, başkalarının halini anlayabilmektir. Eğer biz buraya gelip başkalarının halini hatırını sorabiliyorsak, yılda bir kez bile olsa ülkemize katkıları için teşekkür edebiliyorsak, o zaman 'ramazanın gerçek anlamını yaşıyoruz' diyebiliriz'' şeklinde konuştu.
Ramazanın kelime anlamının ''ateşi yutan'' demek olduğuna işaret eden Bağış, şunları kaydetti:
''Biz eğer başkasının ateşini yutamazsak, başkasının derdiyle dertlenemezsek, o zaman ramazanı gerçekten yaşayamayız. Bizim medeniyetimiz bir hayır medeniyetidir. Biz bir
vakıf medeniyetinin çocuklarıyız. Belgelerle hayır yapmayı kurumsallaştırmış bir ecdadın çocuklarıyız. 'Komşusu açken tok yatan bizden değildir' diyen bir peygamberimiz var. Ama günümüzün koşullarında nerede bir aç varsa o sizin komşunuz olmalı. Bugün Gazze'de, Somali'de sorun varsa, Balkanlar'da, Orta Asya'da sorun varsa, biz oralarla ilgilenmek durumundayız. Türkiye son 9 yılda çok gelişti. Artık Türkiye alan el değil, veren el oldu. Artık Türkiye başkalarından
yardım alan değil, başkalarına yardıma koşabilen bir ülke oldu. Bizim kültürümüzde verdikçe, paylaştıkça arttığı inancı vardır.''
-SÜRYANİ CEMAATİNDEN SOMALİ İÇİN BAĞIŞ ÇEKİ-
Bağış, Süryani
Kilisesi'nin Patriği Yusuf Çetin'in, cemaatlerinin kendi içlerinde Somali için topladıkları yardıma ilişkin çeki Başbakan'a iletmek üzere kendisine verdiğini belirterek, ''İşte Türkiye'yi Türkiye yapan değerlerden bir tanesi'' dedi.
Türkiye'nin büyük ülke olmanın gereklerini yerine getirdiğini ifade eden Bağış, ''Burada Alevisiyle, Sünnisiyle, Müslümanıyla, Hristiyanıyla, Musevisiyle, doğulusuyla, batılısıyla, Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle, Lazıyla, Boşnağıyla, Zazasıyla, Arnavutuyla bütün farklı zenginlikleriyle Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşları olarak madem ki birlikte 'amin' diyebiliyoruz, madem ki bu sofrada her birimize yer var, o zaman Türkiye'nin topraklarında her birimize her zaman yer var. Yeter ki sofranın huzurunu kimse bozmak istemesin, yeter ki herkes 'Sofraya ben ne katabilirim, bereketini nasıl artırabilirim?' diye düşünsün'' şeklinde konuştu.
-DARÜLACEZE'NİN YATAKLARI YENİLENECEK-
Bağış, Darülaceze'nin yataklarının da eskimiş olduğunu ve düşme tehlikesi bulunan yaşlıların ortopedik yataklara ihtiyacı bulunduğunu belirterek, imkanı olan herkesin burada bir odanın teşrifini üstlenmesini istedi.
Kendisinin bir odayı üstlendiğini ifade eden Bağış, iftara katılan Ajda Pekkan,
İbrahim Kutluay ve Demet Şener,
Güreş Federasyonu Başkanı ve Hahambaşı İsak Haleva'nın da birer odayı üstlendiklerini açıkladı.
Bağış, burayı yaşatmanın herkesin görevi olduğunu vurgulayarak, Darülaceze'de yaşayan insanların ihtiyaçlarını hep birlikte gidereceklerini kaydetti.
(SER-TUR-SA)24.08.2011 10:34:49