Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan, AB liderlerinin
ekonomik krizle ilgili harekete geçmede geç kaldığını, yıl sonu itibarıyla ekonomik tahminlerin AB aleyhine revize edilmeye muhtaç bir dönemden geçildiğine işaret ederek,
Türkiye ekonomisi açısından hiçbir risk unsuru görünmediğini kaydetti.
Bakanlıkta düzenlenen ''İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu 5. Toplantısı''nın açılışında konuşan Çağlayan,
Ortadoğu ve
Kuzey Afrika'da önemli gelişmeler yaşandığını, bir taraftan demokratik hak ve özgürlükler talep edilirken diğer yandan bölgede ve dünyada ekonominin yeniden ciddi şekilde ele alındığını, yeni ekonomik
hedef ve görüşlerin ortaya çıktığı anlattı.
Benzer değişimlerin
Avrupa ekonomisinde de yaşandığını, 2008'deki kriz sonrası alınan önlemlere karşın, Avrupa ekonomilerinin halen toparlanamadığını belirten Çağlayan, şu an için Avrupa ekonomisindeki global riskler azalmış gözükse de bu risklerin artık ''üzeri örtülemez'' duruma geldiğini ifade etti.
Çağlayan, ''Bu yıl sonu itibariyle birçok ekonomik tahminin AB aleyhine tekrar revize edilmeye muhtaç hale geleceği bir dönemden geçiyoruz. AB ve liderleri, ekonomik sorunları teşhis etmede, ekonomik sorunlarla ilgili
tedbir almada ve bu tedbirlerin hayata geçirilmesinde son derece geç kalmıştır. Bu geç kalmışlık bir tarafta Avrupa ekonomisini, dolayısıyla tüm dünya ekonomisini de belirli oranda etkileyecektir'' diye konuştu.
Türkiye'nin, güçlü
siyasi istikrar, güçlü ekonomisi ile ekonomik parametrelerin, Mastricht kriterlerinin üzerinde bir yapıya sahip olduğunu, Türkiye ekonomisi açısından hiçbir risk unsurunun gözükmediğini,
üretimin, ihracatın aynı hızla devam ettiğini bildirdi.
Hükümetin verdiği öneme binaen, gerek mali
disiplin gereksi
bütçe disiplininde olumlu bir seyir izleyen Türkiye'nin de uluslararası gelişmelerden öyle veya böyle etkileneceğine dikkati çeken Çağlayan, şöyle devam etti:
''Tabii ki Avrupa pazarlarında yaşanan, yaşanacak olan sıkıntıların, ihracatının yüzde 50'sinden fazlasını Avrupa'ya yapan
ülkemizi de talep daralması neticesiyle etkileyebileceği gerçeğinden hareketle, bu konuda Ekonomik Koordinasyon Kurulu zaman zaman kendi arasında zaman zaman Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, ilgili bakanlıklar olarak her türlü çalışmayı gerçekleştiriyor.
Sağlanan siyasi istikrarın, ekonomik istikrarın ve küresel etkilerin ülkemize yapacağı etkileşimin neler olacağı konusunda yaptığımız ev ödevlerimizin, çalışmalarımızın neticesinde bir taraftan bunları dikkate alırken bir taraftan ana hedefimiz olan
2023 stratejisine doğru emin ve kararlı adımlarla devam ediyoruz.
Bu noktada, bir taraftan ülke ekonomisinin ve sanayisinin olabildiğince geliştirilmesi ve küresel yarıştan kopmaması, dünyadaki ekonomik gelişmeleri dikkate alarak ekonomisini çok daha fazla güçlendirecek ve rekabetçi bir sanayi yapısına, yüksek teknoloji, yüksek katma değeri dikkate alan bir yapıya dönüştürürken diğer taraftan da ülkemizde ihtiyaç hissedilen, ülkemizde olmayan, dışardan
ithal etmek zorunda kaldığımız bir çok yatırımın da ülkemize çekilmesi noktasında gayret sarf ediyoruz.
Türkiye'nin bu noktada onlarca, yüze yakın avantajı var. Genç nüfusumuz, coğrafi, stratejik konumumuz, jeopolitiğimiz ve bulunduğumuz çevrenin, dünya ekonomisinin neredeyse üçte birinin, dörtte birinin oluştuğu bir coğrafyada olması...''
Bakan Çağlayan, Avrupa'da küresel krizin etkilerinin yaşandığı dönemde, bakanlığına bağlı olan gerek Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü gerek Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü'nün birleştiği genel müdürlük çatısı altında da
teşvik ve
yabancı sermaye yatırımlarını sürekli izlediklerini, politikaları bir bir hayata geçirdiklerini aktardı.
-DOĞRUDAN YATIRIMLARIN YÜZDE 88'İ AVRUPA KAYNAKLI-
Doğrudan yabancı yatırımın 2003'ten bu yana 100 milyar dolara yaklaştığını ifade eden Çağlayan, bugüne kadar Türkiye'ye gelen yabancı doğrudan yatırımların yüzde 88'inin Avrupa kaynaklı olmasının, Avrupa'nın çıkış noktası ve akciğerlerinin Türkiye olduğunun da net bir kanıtı olduğunu anlattı.
Avrupa'da krizin devam ettiği ortamda, Avrupalı küresel şirketlerinin yatırım yapabileceği en önemli, öncelikli ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Çağlayan, Türkiye'nin Avrupa'dan çok daha fazla doğrudan yabancı yatırım alabilecek kapasiteye sahip olduğunu bildirdi.
''İlk 6 ay itibariyle 6,2 milyar dolar doğrudan yatırım gerçekleşmiştir. Geçen yıla oranla yüzde 92'lik bir artışa denk geliyor. Bu yıl öyle gözüküyor ki 10 milyar dolar civarında bir rakama sahip olacağız'' diyen
Zafer Çağlayan, bu rakamın önümüzdeki yıllarda artarak devam edeceğini söyledi.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu ile yapılan toplantıda belirlenen planın,
eyleme dönüştürülmesi ve tüm düzenlemelerin ilk yasama döneminde TBMM'ye gönderileceğini de duyuran Çağlayan, önemli bir reform niteliği taşıyacak bu çalışmanın hızla Meclis'te ilgili komisyonlarda görüşüldükten sonra yasal çerçeveye oturtulacağını belirtti.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, devamla şunları kaydetti:
''Tamamıyla,
Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) ortamındaki özel
sektör kuruluşlarımızın hükümetimize önerdiği ve YOİKK'te beraber çalışan tüm bürokratlarımızın, ilgili bakanlıklarımızın, kuruluşlarımızın müşterek mutabakatıyla hazırlanan eylem planı
Ekim başı itibariyle TBMM'de gerekli yerini alacak ve inşallah artık bir yasal statüye kavuşacaktır.
Bu, ülkemize bu dönemdeki doğrudan yatırımları alma noktasında çok önemli bir avantaj sağlayacaktır. Bu çerçevede yargı reformuyla ilgili düzenlemeler de yine Ekonomi Koordinasyon Kurulunda ele alındı. Bu noktada gerek hukuki gerek yasal her türlü alt yapı ve çerçeve sağlanacak.''
(Sürecek)
(ZK-ALİ)26.08.2011 13:51:28