Şenay
Ünal - Doğuştan Omurilik (Spinal Muscular Atropy) hastalığı nedeniyle yüzde 92 engeli bulunan, Türk Silahlı Kuvvetlerin Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi'nde yaşamını sürdüren MESAM
sanatçısı Ozan
Şahin, 60'dan fazla söz ve bestesiyle ikinci kasetini çıkarmaya hazırlanıyor.
Kayseri'de 1978 yılında doğan Şahin, milyonda bir görülen omurilik hastalığıyla 1 yaşından bu yana mücadele ediyor.
Bedenen bir başkasının
bakımına ihtiyaç duyan Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğretmen bir anneyle asker bir babanın 3 çocuğundan en büyüğü olarak dünyaya geldiğini, hayatı boyunca hiç yürüyemediğini söyledi.
Jandarma
Binbaşı olan babası Mahmut Şahin'in, 1994 yılında Bingöl'ün Genç ilçesinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit olduğunu belirten Şahin, ''Rahmetli babam beni hep hayata dahil etmeye çalıştı. Onun şehadetinden sonra 6-7 yıl kendimi dünyaya kapattım. O esnada üniversite eğitimimi tamamladım. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bayramlarda ve özel günlerde bizleri sık sık ziyaret eder, yalnız bırakmazdı. Yine bir ziyarette benim durumumdan haberdar olan dönemin Genel Kurmay Başkanı'nın emriyle rehabilitasyon merkezine alındım'' dedi.
2000-2001 yılında TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi'ne gittiğini, bütün masraflarının TSK tarafından karşılandığını dile getiren Şahin, ''burada günler nasıl geçer? Kime nasıl faydalı olabilirim'' diye düşünürken, bir gün tesadüfen bir saz sesi duyması üzerine sanat serüveninin başladığını anlattı.
Şahin, rehabilitasyon merkezinde
tedavi gören gazilerin
koro oluşturma çalışmalarına katıldığını ifade ederek, söylediği
şarkıdan sonra, kendi deyimiyle ''İçindeki engelsiz yönleri'' keşfettiğini söyledi.
-BİZ İNSANIZ, BİZ DE SEVERİZ, BİZ DE NEFRET EDERİZ, BİZLER DE HEYECANLANIRIZ-
''Seni bırakmayız bir daha, beraber koro kuracağız'' diyen arkadaşlarıyla yola çıktığını ve 2003 yılında rehabilitasyon merkezinde gazilere moral gecelerini sunan Zeynep Köşker'le tanıştıktan sonra sanat hayatına atıldığını belirten Şahin şunları kaydetti:
''Kendimi keşfettikten sonra 10 yıl amatör, 3 yıl da profesyonel bir şekilde müziğe yöneldim. Bu süreçte Ankaralı
hayırsever Melek İpek hanımefendiyle tanıştık. Melek hanımın teveccühüyle ve destekleriyle kendi söz ve bestelerimden oluşan 'Yasak Sevdam' adlı bir
albüm çıkardık. Sunumumuzu,
Bülent Arınç, Hüseyin Çelik ve bir çok bürokratın katıldığı güzel bir
gala gecesiyle süsledik. Tek albümle kalmayacağım, bu bana bahşedilen bir yetenekse eğer, kendimi geliştirerek daha iyi işler yapmaya çalışacağım.
İnsanın bedeni engelli olabilir ancak yüreğinizde engel yoksa her engeli aşar, daha neler neler yapabilirsiniz. Ben elimi kolumu kullanamayan bir insanım ama bu sanatçı olmama engel değil ki. MESAM sanatçısıyım, 300 den fazla programa katıldım, sevenlerim var. Evet
halterci, milli sporcu,
ressam arkadaşlarım var ama bu yetersiz,
toplum bunu ne kadar biliyor. Aileler çocuklarını daha yeni yeni dışarı çıkarmaya başladı. Biz insanız, biz de severiz, biz de nefret ederiz, bizler de heyecanlanırız. Ben Türkiye'de tek olduğumu düşünüyorum. Ağar bir engelim var ama beni iyi yerlere getirecek
araç beynim ve duygularımdır. Benim amacım diğer engelli çocuklara umut vermek, yapabileceklerini göstermek.''
-OZAN'IN AZMİNE DOKTORLAR BİLE ŞAŞIRIYOR-
Zeynep Köşker de, Ozan'ın azmi ve inancıyla her zorluğu aşabilecek bir karaktere sahip olduğunu ve engellilere imkanlar tanındığında başarabileceklerinin sınırsız olacağını dile getirdi.
Köşker, ''Ozan eserlerini ve sesini değerlendirmem için benden
yardım istedi. Bu renkli ışıkların altı öyle zor ki. Bazı kişiler engellinin üzerinden
prim yapmak istiyor. Birkaç kişiyle görüşmemiz oldu ancak 'bizim karımız ne olur, bizim bundaki kazancımız ne olur?' dediler. Bu düşünceye sahip olanları hissettiğim anda uzaklaştım. 2003 yılında
emekli olduktan sonra TRT Avaz da ve
Polis Radyosu'nda programlar sunmaya başladım. Bu süreçte Ankaralı hayırsever Melek İpek hanımefendiyle bir hayır programında karşılaştık. Orada kendisine konuyu açtım, hemen 'hadi ne duruyorsunuz, sonuna kadar yanınızdayım' diyerek bize sonsuz desteklerini sundu'' diye konuştu.
Doktorların aslında Ozan gibi hastaların en fazla 25 yaşına kadar yaşadığını söylediklerine dikkati çeken Köşker, ''Ozanın bu inanışı kırdığını çünkü 32 yaşında ve çok sağlıklı olduğunu vurguladı.
Köşker, ''Üstelik hastalığından dolayı ciğerlerinin sadece yüzde 25'ini kullanabiliyor. Buna rağmen onun çıktığı ses basamaklarına doktorlar bile şaşırıyor. Onlara göre şarkı söylemesi mucize sayılabilir. Ozan gibi hastalar normal nefes alıp verirken bile hastalanıp yataklara düşebilirken, Ozan içinden gelen duyguları söze, müziğe döküyor'' dedi.
(ŞNY-OSM)10.07.2011 11:36:32