Kayseri'de kayıp üç çocuğun
cesetlerine ve
katil zanlısına ulaşılmasında
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kurulan özel
ekip etkili oldu. Özel ekibin başında olan Asayiş Daire Başkan Yardımcısı Ercan Taş
tekin, çocuklara ulaşmada, önce olayın ne olabileceğini belirlediklerini ve sonuca ulaştıklarını ifade ederek, "Bu süreçte bizi en çok zorlayan
doğu bilgi elde etmekte yaşadığımız sıkıntılar oldu." dedi.
Talas ilçesinde, 21
Eylül 2009 tarihinde,
Ramazan Bayramı'nda
şeker toplamak için çıkan Dilruba ve Ahmet Tekin kardeşler ile komşularının çocuğu Türkan Ay, bir daha eve dönmedi. Kaybolan üç çocuktan, yapılan çalışmalara rağmen haber alınamadı. Alilerin, çocuklarının bulunması yönündeki istekleri ve umutları 4 ay önce Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kurulan 9 kişilik özel ekiple yeniden yeşerdi.
Asayiş Daire Başkan Yardımcısı
Ercan Taştekin'in başında olduğu ekip, 125 gün önce başladıkları kayıp çocuklarla ilgili çalışmaları, fail bulunmasına rağmen devam ettiriyor. Kayseri
Polis Evi'ndeki toplantılarını sürdüren ekibin başında yeralan Ercan Taştekin, 4 aylık süreci Cihan'a aktardı. Ercan Taştekin, konusunda uzman 8 kişilik ekibiyle olayla ilgili toplantısını yaptıktan sonra, süreçle ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Zor bir süreç yaşadık. Ama
asayiş olaylarının hangisi kolaydır.
Çocukların kayıp olması ve bulunamaması ümitsiz bir vaka olarak da adlandırılıyor. Uzun süre geçmesine rağmen çözülememesinden dolayı. Bu olayın çözülmesini tek kelime ile anlatmamızı isterseniz, 'devletin kararlılığıdır'. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız, Emniyet Genel Müdürümüz, daire başkanlarımızın ve emrinde çalışanlarının kararlılığıdır. Bu kararlılık sonucu bir özel ekibin kurulması ve daha önceden görev almış arkadaşlardan ekip kuruldu. Süreklilik arz eden yoğun bir tempoyla odaklanarak, çalışmamız 25
Mart tarihinde 125 günlük süreçte tamamlandı.
Yargı sonucu devam ediyor ve olayın detaylarına giremiyoruz."
Ercan Taştekin, olayın şüphelisini kanunlar gereği 24 saat içerisinde adliyeye çıkarmak zorunda kaldıklarını, bu nedenle çalışmalarında sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Taştekin, halen ekip olarak olayla ilgili çalışmaların sürdürüldüğünü ve toplantı yaptıklarını ifade ederek, "Toplanması ve çalışılması gereken deliller, işler var. Ankara'daki devlet büyüklerimizin kararlığının yanı sıra burada valimiz,
emniyet müdürümüz ve Kayseri halkının da çok büyük gayreti var. 7 gün 24 saat çalıştı ekibimiz. 8 kişi vardı. Bir tane de irtibat görevlisi ile 9 kişiydik. Gece gündüz çalışıldı. Fedakarlık gerektiriyordu. Devletin kararlılığı ile bu işi sonuçlandırdık." dedi.
Ercan Taştekin, olaya bakış açılarının önemli olduğunu ve en çok olayın sebebinin ne olacağının üzerinde durduklarını anlattı. 'Nedeni çözen olayı çözer' diyen Taştekin, şöyle devam etti: "Çocukların kayıp olması hakkında birçok sebep konuşuluyordu. Aile ile ilişki olabilir mi? Organ mafyası olur mu? Ki böyle bir şey yok. Bu bir şehir efsanesidir. Biz orada olayın sebebinin üzerinde durduk. Olay yeri üzerine yoğunlaştık. Ev olabilir,
araba olabilir. Açık alanda uzaklaşmış olabilir. Failin bir kişi mi birçok kişi mi olabileceği üzerinde durduk."
"FAİLİN TEK KİŞİ OLACAĞINI 3 AY ÖNCE HESAP ETTİK"
Kayıp çocuklarla ilgili f
aile nasıl ulaştıklarını anlatan Ercan Taştekin, failin tek kişi olma ihtimalini 3 ay önce, evde olma ihtimalini 4 ay önce, failin bu yakalanan kişi olabileceğini ise bir buçuk ay önce tespit ettiklerini açıkladı. Taştekin, "Olayın delillendirilmesi aşamasını tamamladık ve adliyeye intikal ettirdik." dedi.
"FAİLİN DEFİNE MERAKI CESETLERE ULAŞMADA İPUCU OLDU"
Ercan Taştekin, faili belirledikleri andan itibaren kendilerini daha zor bir süre beklediğini bildiklerini ve buna göre çalışma yaptıklarını anlattı. Taştekin, bu süreci ise şöyle anlattı:
"Biz olayın çözülmesi aşamasında hiçbir zaman oh be demedik. Sebep nedir, nerede olmuş olabilir, fail kim olabilir sorusunun bittiği en son an kayıp çocuklardan Ahmet Tuna'nın arazide pantolonunu gördüğümüz andı. Faili belirledikten sonra zorlu süreç, cesetlerin nerede gömüleceğine yönelik yaptığımız çalışma idi. Profilin geçmişine baktığımızda böyle
define aramacılık, tarihi eser aramacılığını gördük. Biz o köyün etrafında olabileceğini düşündük. Ceset arama köpekleri ceset aramaya başlamadan önce bir kez daha
iş yerine gittik. Failin kendisinin göstereceğini beyan etmesi üzerine tespit ettik."
Doğru bilgiye ulaşmakta da zorlandıkları sürecin olduğunu aktaran Ercan Taştekin, "Olayla ilgili çok kişi taramak, çalışmamızın ana unsuru olmadı. Doğru kişiyi bulmakla ilgilidir. Doğru kişiyi bulduktan sonra doğru bir
soruşturma sürdürmekti. Biz burada birçok kişi ile görüştük. Doğru bilgi elde etme adına. Burada çok zorluklarla karşılaştık. Üzüntü verici karışıklık yaşadık. Görgü tanıklıklarının karışıklığı. Geleneklere göre Kayseri'de çok sayıda çocuğun şeker toplaması ile ilgili çocukların birbirleriyle karıştırılmasında zorlandık. Bunları elemede zorlandık. Ortada bilgi çoktu. Bu doğru bilgiyi araştırmak bizi çok zorladı. Bu uzun sürdü."
"BÜTÜN KAYIP ÇOCUKLARLA İLGİLİ AYNI DÜZEYDE ÇALIŞMA YAPILIYOR"
Ercan Taştekin, olayı araştırmaya başladıkları süreçten itibaren, 'Biz bu olayı çözemeyiz' gibi ümitsizliğe kapıldıkları bir anın olmadığını belirtti. Taştekin, olayın ne zaman çözülebileceğine dair tahminlerin olduğunu dile getirdi. Ümitsizlik olması durumunda olayın da çözülmesinin mümkün olamayacağını aktaran Taştekin, şöyle konuştu: "Bu olsaydı, olayı çözemezdik. Bir ay çalıştık. Neticeye gidemedik. Gerekirse bir sene çalışırdık. 4 ay çalıştık. Neticeye gittik. Gidemeseydik 4 sene daha çalışırdık. Ülke genelindeki bütün kayıp çocuklar ile ilgili emniyet birimlerinin tamamı çalışıyor. En üst seviyede çalışmalarını sürdürüyor. Burada üç çocuk olması ve kamuoyuna mal olması nedeniyle bir çalışma vardı."