Gazeteci Ecevit Kılıç,
Danıştay saldırısıyla ilgili
tanık olarak dinleniyor
Ergenekon davasıyla birleştirilen
Danıştay saldırısı davasında Gazeteci Ecevit Kılıç, tanık olarak dinleniyor. Kılıç, 'Danıştay saldırısının
Kuzey Irak'tan gizlice getirilen 500 milyon dolardan alınacak 150 milyon dolarlık
komisyon konusunda çıkan anlaşmazlık sonucu işlendiğini' haberleştirmişti. Ecevit Kılıç, bir haberinde ismini verdiği D.F. isimli MİT mensubunun kendisini ölümle tehdit ettiğini söyledi.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon ana davasının 175. duruşmasında
Veli Küçük,
Doğu Perinçek ve
Muzaffer Tekin'in de aralarında bulunduğu 18
tutuklu sanık ile başka suçtan tutuklu sanık
Semih Tufan Gülaltay ve tutuksuz sanık gazeteci Güler Kömürcü
Öztürk hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar Hayrettin
Ertekin,
Ergun Poyraz ve Erhan Timuroğlu ise duruşmaya katılmadı. Dünkü oturumda ifadesine başvurulan tanık Abdulkadir Erdil de bugün dinlenecek olan tanık Ecevit Kılıç'a soracak soruları olduğunu gerekçesiyle kendi isteği doğrultusunda alınan ara karar gereği bugünkü duruşmada hazır bulundu. Erdil'in,
avukatlara ayrılan bölümde oturmasına izin verildi.
'UYUŞTURUCU, VELİ KÜÇÜK'E AİT' İDDİASI
Aktüel dergisinde 2006 yılında yayınlanan ve "Kuzey Irak'tan
Veli Küçük'e ait uyuşturucu kaçakcılığından elde edilen 500 milyon doların Türkiye'ye getirilmesi konusunda Danıştay sanığı
Alparslan Arslan'ın aracılık yaptığı, yüzde 30 komisyonunu alma konusunda çıkan anlaşmazlık nedeniyle de Danıştay saldırısını gerçekleştirdiği" konularının geçtiği
röportaj içerikli haberi yazan Gazeteci Ecevit Kılıç, bugünkü oturumda tanık olarak dinlendi. Ecevit Kılıç, bir haber kaynağından aldığı bu bilgileri teyit etmek için dönemin MHP Genel Başkan adayı olan Avukat Abdulkadir Erdil ile yaptığı röportajı dergiye aktardığını söyledi.
Alparslan Arslan'ın, yazıhanesine bir iş adamı ile gelerek komisyonunu alması konusunda Erdil'den
yardım istediği konusunu sormak için önce Erdil ile
telefon görüşmesi yapıp randevulaştıklarını belirten Kılıç, daha sonra da gidip röportajı gerçekleştirdiğini belirtti. Röportaj sırasındaki konuşmaları mikro kasetli bir teyp ile kaydettiğini söyleyen Kılıç, haberde yazan konuları Abdulkadir Erdil'in aynen teyit ettiğini ifade etti. Haberin yayınlanmasından sonra Erdil'in, kendisini arayarak
seçim döneminde bu haber nedeniyle zorda kaldığını söylediğini belirten Kılıç, "Ben, görüşmeyi kaydettiğim için hukuki yollara başvurabileceğini söyledim. Ancak kendisi, hukuki yollara başvurmadan bu konuda kendisine yardım etmemizi istedi." dedi.
'MİT'Çİ D.F., ADI GEÇTİĞİ İÇİN BENİ ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ'
Danıştay dosyası sanıkları ile akrabalığı ya da düşmanlığı olmadığını kaydeden Kılıç, "Haberde Alparslan Arslan'ın,
Susurluk olayında da adı geçen D.F. isimli eski bir MİT'çiye giderek kendisinin V:K: yani Veli Küçük ile görüşmesi konusunda aracılık yapmasını istediği, ancak tanımadığını söylemesi üzerine bu görüşmenin gerçekleşmediği de geçiyordu. Bu nedenle sicili oldukça kabarık olan D.F., görüşmemiz sırasında adının neden geçtiğini sorarak beni ölümle tehdit etti. O dönem çok zor zamanlar geçirdim. Muhabir olmama rağmen iş yerimden evime gidip gelmem konusunda bana
araç tahsis edildi. Kapının önünden araca binerek işimden evime gidip geliyordum." diye konuştu.
'UYUŞTURUCUNUN VELİ KÜÇÜK'E AİT OLDUĞUNU ARİF DOĞAN SÖYLEDİ'
Bu açıklamaların ardından Mahkeme Başkanı Hasan
Hüseyin Özese, tanık Kılıç'a görüşme kayıtlarının halen kendisinde bulunup bulunmadığını sordu. Normalde röportaj kasetlerini bir yıl sakladığını belirten Kılıç, "Bu önemli bir konu olduğu için kasetleri hala duruyordur diye düşünüyorum." dedi. Haber kaynağından aldığı bilgide çok isim geçtiğini belirten Kılıç, uyuşturucu parasının Veli Küçük'e ait olduğu bilgisini de yaptığı görüşme sırasından A.D.(Emekli
Albay Arif Doğan) tarafından kendisine söylendiğini anlattı. Ayrıca dava sanıklarından Muzaffer Tekin'e de sordum ama bilgisi olmadığını, böyle şeylerle kendisinin ilgisi olmadığını söyleyip çok kızdı. Ben de habere yazmadım." dedi.
'DANIŞTAY SAVCISI, BU İDDİALARI CİDDİYE ALMADI'
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın ise sorularına başlamadan önce, "Eğer iddialarınızda doğruluk payı varsa Danıştay saldırısının başka bir neden için işlendiği anlaşılıyor. Ayrıca haberiniz ile Danıştay eylemini yönlendirmek ya da siyasi bir partiye genel
başkan adayı olan bir kişinin ismini Danıştay olayında geçirerek siyasi hayatını bitirdiğiniz de iddia edilebilir. Peki böyle önemli bir konuyu
adalet makamlarına bildirmeyi düşündünüz mü?" diye sordu. O dönem Danıştay saldırısı soruşturmasını yürüten savcıya bu konuyu anlattığını belirten Kılıç, "Doğru mu yaptım bilmiyorum ama konunun önemi nedeniyle söylemenin uygun olacağını düşündüm." dedi. Savcı Taşkın, "Savcı Şemsettin Özcan değil mi?" diye hatırlatmada bulundu. "Evet" cevabını veren Kılıç, "Bu konuyla ilgili iki haber yaptım. Habere yansıttığım konuları telefon ile savcıya bildirdim. Ancak savcı bana bu iddiaları ciddiye almadığını söyledi." şeklinde konuştu.
Savcı Taşkın, "Dün dinlediğimiz tanık Abdulkadir Erdil de sizin anlattıklarına benzer bir bilgi aktardı. Ancak iki farklı durum vardı. Birincisi paranın ne parası olduğunu bilmediğini söyledi. İkinci konu da Çorum'lu iş adamı
Erol Şahin ile birlikte yazıhanesine gelen kişinin Alparslan Arslan değil, Sait
Bingöl olduğunu söyledi. Erdil ile görüşmenizde Sait Bingöl ismi geçti mi?" diye sordu. Bunun üzerine Ecevit Kılıç, "Zaten röportaj öncesi telefon görüşmemizde Alparslan Arslan ismi ile alakalı konu hakkında röportaj yapmak istediğimi kendisine söyledim. Bendeki bilgiyi kendisine aktardım ve o da kabul etti. Konuyu telefonda kısaca teyit etti. Alparslan Arslan yerine başka bir kişinin isminin geçmesi mümkün değil. Ben bu ismi hatırlamıyorum. Görüşmede geçmedi." dedi.
OKTAY YILDIRIM'DAN 'SAVCI KANAAT BİLDİRİYOR' TEPKİSİ
Savcı Taşkın'ın sorularını tamamlamasının ardından tutuklu sanıklardan
Oktay Yıldırım, "Savcı Nihat Taşkın, sorularına başlamadan önce 'Eğer haberinizde doğruluk payı varsa Danıştay saldırısının başka bir amaç için işlendiği konusu ortaya çıkıyor.' diyerek kanaatini bildirmektedir." diye tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Özese'nin, "Sorunuz varsa sorun. Şu an tanığa soru sormak isteyenlerin sorularını alıyoruz." uyarısında bulundu. Bu uyarının ardından Oktay Yıldırım, "Dün dinlenen tanık Abdulkadir Erdil, görüşme sırasında tanık Kılıç'ın haricinde bir de
yabancı isimli bir
kameramanın bulunduğunu, görüşme öncesinde kamera kurduklarını söyledi. Hatta kamera olup olmadığı tam anlaşılsın diye önünde
kırmızı ışık yanıyor muydu? diye sorduk. Yandığını söyledi. Eğer dergide yayınlanacak bir röportaj için yapılan görüşmede görüntü çeken bir kamera varsa konuda çelişkiler ortaya çıkacak. Tanığa bu aletin kamera mı yoksa
fotoğraf makinesi mi olduğunu sormak istiyorum." dedi. Tanık Ecevit Kılıç da görüşmeye foto muhabiri bir arkadaşı ile gittiğini, kurulan makinenin ise fotoğraf makinesi olduğunu söyledi.