Ergehekon
davasında, birleştirilen
Danıştay saldırısı ve
Cumhuriyet gazetesine
el bombası atılması olaylarına ilişkin
dosya ile ilgili
tanıkların ifadelerinin alınması devam ediyor.
Danıştay saldırısını gerçekleştirdiği ileri sürülen
tutuklu sanık avukat Alparslan ile 3 yıl aynı evde kaldıklarını belirten arkadaşı avukat Fikri Cora, sanık
Arslan'ın bu cinayeti dini hassasiyet uğruna da bir
vaat karşılığı da işleyeceğine ihtimal vermediğini söyledi.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan
Ergenekon davasına, tanık Fikri Cora'nın ifadesine başvurulması ile devam edildi. Tanık Fikri Cora, "Avukat arkadaşımız Burhan Gür, kendisini ziyaret ettiğinde '2-3 yıl yatar çıkarım' demiş. Bir avukat böyle bir
eylem sonunda 2-3 yıl ile kurtulamayacağını bilir. Avukat Burhan Gür bunu söyleyince Alparslan kendisine gelmiş. Bu durum, Alparslan'ın psikolojisinin ne kadar normal dışı olduğunun göstergesidir." diye konuştu.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, sanık
Alparslan Arslan'ın arkadaşı
Teoman Ekşioğlu ile Danıştay baskını konusunda konuşup konuşmadıkları sorusuna Cora, "Herkes nasıl böyle bir şey yaptığı konusunda şaşkınlık içindeydi." dedi.
Savcı Pekgüzel, sanık Arslan'ın, "Mavi bir çanta içinde bir kalaşnikovu Fikri Cora'nın evine bıraktım. Cora da gördü." ifadesini hatırlatarak, "Arslan ile aranızda husumet var mıydı?" diye sordu. Cora, "Husumet yoktu. Benim evime bir çanta bırakmadı, gelmedi. Böyle bir ifade vermesine anlam vermekte güçlük çekiyorum." diye konuştu. Mahkeme Başkanı Köksal
Şengün'ün aynı olayla ilgili verdiği ifadeyi hatırlatması üzerine Alparslan Arslan da. "Ben böyle bir ifade verdiğimi hatırlamıyorum." diye
cevap verdi.
Arslan'ın 2004'ten sonra girdiği ilişkileri bilmediğini,
büro açtıktan sonra daha iyi bir eve taşındığını anlatan Cora, "Arslan'ın bu şekilde bir eylem yapacak
İslami hassasiyeti olduğunu düşünmüyorum. İnsana acı verilmesini, öldürülmesinin İslamda yeri olmadığını Arslan'ın bilmesi lazım." dedi. Pekgüzel'in, "Kendisine bir vaatte bulunulmuş olabilir mi?" sorusu üzerine hukuk eğitimi almış bir avukatın herhangi bir vaade kanmayacağını ifade etti.
Savcı Nihat Taşkın, tanık Cora'nın 17
Mayıs 2006'da İstanbul TEM'de alınan "Arslan'ı bir hafta önce
Kadıköy Adliyesi'nde gördüm." şeklindeki ifadesini hatırlatarak, "Bu önemli. Cumhuriyet gazetesine bombaların atıldığı hafta görmüşsünüz. Nasıl gördünüz?" diye sordu. Cora, "Adliyeden giriyordum, konuşma imkanım olmamıştı." diye cevap verdi.
Savcı Nihat Taşkın'ın, "
Kızıl elma ülküsü nedir? Alparslan Arslan bu düşüncede miydi" sorusunu Cora, "Kızıl elma,
ırkçılık eğilimli bir ideolojidir. Irkçı Türkçülüğü savunanlar bu terimi kullanır. Ben Kızılelma düşüncesinde değilim. Alparslan Arslan'ın görüşünü bilmiyorum." diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek, tanık Fikri Cora'ya
Aydınlık dergisini okudukları dönemde, şiddeti ve darbeyi destekleyen bir haberle karşılaşıp karşılaşmadıklarını sordu. Aydınlık dergisinin yargıyı, Danıştay'ı ve Danıştay kararlarını
hedef alan bir yayın yapıp yapmadığı konusunda yayınları ayrıntısıyla inceleyip böyle bir ima olup olmadığına bakmak gerektiğini belirterek, "Var da desem yalan olur yok da desem yalan olur." diye konuştu.
2002 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in
Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde gördüğü tedaviye ilişkin haberlerin Ecevit kaynaklı bilgiler olduğunu belirten Perinçek, "Mehmet
Haberal, bu haberlere ilişkin bize dava açtı. Mahkeme bizi 50 bin TL tazminata mahkum etti. Ancak
Yargıtay, bu kararı bozdu. Sayın Haberal ile aynı
suçlama ile karşı karşıyayız. Dikkat ederseniz
yönetici olarak üç kişi yargılanıyoruz ve üçümüz de birbirimizin karşısında yer almışız. Biz o fiillerin karşı tarafındayız. Mesela
emekli Orgeneral Şener
Eruygur ile ADD toplantılarında karşı karşıyaydık. Cumhuriyet mitinglerinde de
Şener Eruygur ve
Tuncay Özkan ile hep karşı karşıya olduk. Bu durum da hakkımızdaki suçlamaların hepsinin birer kurgudan ibaret olduğunu gösteriyor." iddiasını dillendirdi.
Tutuklu sanıklardan
İsmail Yıldız ise tanık Fikri Cora'ya, kendisine sorulmamasına rağmen bazı detayları neden anlatmak gereğini hissettiğini sordu. Yıldız, tanık Cora'yı bu anlatımlarla insanların dikkatini başka bir yöne çekmeye çalışmakla suçladı. Yıldız, "Neden size sorulmadığı halde
Salih Kunter'in bir İslam alimi olmadığını tespit ettiğinizi söylediniz? Ayrıca evine gittiğinizde bir cemaate ait sohbet ortamı ile karşılaşmadığınızı söylediniz. Siz bir cemaate üye misiniz? cemaate ait bir sohbet ortamı ile normal bir sohbet ortamı arasında fark var. Siz bunu ayırt edebilecek kadar cemaat sohbetlerine yakın bir kişi misiniz?" diye sordu.
Tanık Cora bu soruya "İslam alimi olmadığını teşhiş ettiğimi söylemedim. Sadece Süleyman Esen'in bahsettiği kadar yukarılarda bir alim olmadığı kanısına vardığımı söyledim. Sorduğum sorulara verdiği cevapların yetersizliği nedeniyle beni tatmin etmemişti. Bir daha da gitmedim. Ben cemaat üyesi değilim ama cemaat mensubu bir arkadaşımla birkaç kez sohbet ortamlarına katıldım. Bu nedenle beklediğim bir ortamla karşılaşmadığımı söylemek istedim. Ayrıca bu konuları
mahkeme başkanının soruları nedeniyle anlattım." ifadesini kullandı.
Öte yandan Alparslan Arslan,
duruşmanın ilerleyen aşamalarında rahatsız olduğunu söyleyince mahkeme Başkanı
Köksal Şengün, Arslan'ın
kontrolü için sağlık görevlilerinin duruşma salonuna çağrılmasını istedi. Nöbetçi
sağlık ekibi,
mide bulantısı olduğunu söyleyen Alparslan Arslan'ı kontrol altına aldı.