Ergenekon kapsamında tutuklu bulunan Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin telefonuna emniyet tarafından Çelebi ile birlikte gözaltına alınan Hizbul Tahrir örgütü üyesi Oğuz Kazancı'nın numaralarının eklendiği iddia edildi. Polisin hazırladığı tespit tutanağında, Çelebi'nin telefonuna "139 numara sehven yüklenmiş olabilir" ifadesinin yer aldığı ileri sürüldü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan 2 Aralık 2010 talimat yazısına göre Kazancı ile Çelebi'nin bağlantısının araştırılması istendiği ifade edildi. Araştırmanın ise telefon ve sim kart çözüm tutanağında tespit edilen numaralar ile karşılaştırılarak yapılması istendi. Emniyet, mahkemenin talebi üzerine yaptığı araştırma sırasında Kazancı'nın telefon rehberindeki bilgilerin Çelebi'nin telefonuna sehven eklenmiş olabileceğini tespit etti. İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu talebini yerine getirilirken Emniyet yetkilileri, tutanaklardaki yanlışlığı tespit etti. Buna göre, Kazancı'nın telefonuna ait rehber bilgilerinin sehven, Mehmet Ali Çelebi'nin telefonuna ait rehber dökümlerinin içerisine eklenmiş olabileceğinin tespit edildiği İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'ne tutanakla bildirildi. İddianamede Teğmen Çelebi Ergenekon adına Hizbul Tahrir örgütüne sızmakla suçlandığı iddia edildi. İkinci Ergenekon iddianamesinde Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin, "Ergenekon Silahlı Terör Örgütü yöneticilerinden gelen talimat doğrultusunda Hizbul Tahrir örgütüne sızma girişimlerinin bulunduğu belirtiliyor. İddianamede, Çelebi hakkındaki bu iddia, bizzat yaptığı ve tape edilmiş telefon görüşmeleri, yapılan aramalarda elde edilen fiziki ve dijital dokümanlar ile Hizbul Tahrir örgütü içerisinde faaliyet gösteren diğer şüphelilerin beyanlarına dayandırılıyor. Hiçbir suçlamada telefon rehberindeki kişiler örgüt bağlantısı olarak kabul edilmiyor. Telefon HTS kayıtlarına göre, Mehmet Ali Çelebi'nin gözaltına alınmadan önce, Hizbul Tahrir Terör Örgütü adına faaliyetlerinden dolayı, dosyaları tefrik edilen şüphelilerden Kurtça Bektaş ile 25 kez Süleyman Solmaz ile de 90 adet görüşme kaydının bulunduğu ileri sürüldü. Basında yer alan haberlerde ise, Çelebi'nin örgüt bağlantısının bu telefon rehberine dayandırıldığı bilgisi yer alıyordu. Oysa İddianamede rehberdeki isimlerin örgüt bağlantısı olarak ele alınmadığı, aksine Çelebi'nin Hizbul Tahrir ile telefon görüşmelerinin delil olarak kabul edildiği iddia ediliyordu.