Çevre ve
Orman Bakanı
Veysel Eroğlu,
depremin hemen ardından harekete geçilip herkesin yardımına ulaşıldığını söyledi. "
Allah böyle
felaketler göstermesin" diyen Eroğlu," Ülkemiz deprem kuşağında, depremle yaşamaya alışmamız gerekiyor.'' dedi.
Sabaha karşı
Simav'a gelen Eroğlu,
Anadolu Meslek ve Endüstri Meslek Lisesi bahçesinde kurulan
kriz merkezinde yetkililerden bilgi aldı.
Bilgi edindikten sonra basın mensuplarına bir açıklama açıklama yapan Eroğlu, herkese geçmiş olsun dileklerini ileterek, "
Merkez üssü Şenköy olan, saat 23.19'da 5.9 büyüklüğünde bir deprem oldu malesef. İki vatandaşımızı kaybettik. Ben vatandaşlarıma Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Yakınlarına da baş sağlığı diliyorum." dedi.
Eroğlu, ölenlerin isimlerinin başına
beton düşen Hüseyin Oran(18) ve Hisarcık ilçesinde birkaç gün önce
kalp ameliyatı olan Halil Duman (67) olduğunu, bir kişinin de ağır yaralandığını açıkladı.
Ayrıca 79 yaralı olduğunu ifade eden Eroğlu, "Şu anda onların hayati
tehlikesi yok gözüküyor. Devletimiz güçlüdür.
Depremin ardından
Başbakanımız ve Başbakan Yardımcımızın talimatıyla buraya bütün ekipler gönderildi. Şu anda Afyonkarahisar'dan 20
personel ile 5
araç, İzmir'den 20 personel ile 5 araç, Bursa'dan 12 personel ile iki araç,
Kütahya'dan 16 personel ile 5 araç, Kütahya'dan
gönüllü 12 kişi ve bir araç, böylece 80 personel ile hazırız. Ayrıca 18 tane
arama kurtarma araçlarımız var. İstanbul'dan yolda da 23 personel, 4 araç gelecek. Böylece şu anda 103 personel ve 22 araç ile burada bekliyor." bilgilerini aktardı.
Binalardaki
hasarlar hakkında da bilgi veren Eroğlu, "Şu anda bir ev yan yatmış durumda, diğer birçok evde de tahribat var. Ancak tahribatlar için
hasar tespit çalışmaları başlayacak. Ama bizim maksadımız vatandaşlarımızı sağlıklı bir şekilde çadırlara yerleştirmek, ihtiyaçlarını temin etmek. Seyyar mutfaklar, sahra hastanesi kuruluyor. Hasar tespiti için Bayındırlık ve
İskan Bakanlığından, diğer birimlerden mühendisler gelerek çalışmalara başlayacak. Vatandaşlara
Kızılay tarafından sabah çorbaları ve kahvaltıları verildi. Battaniye açısından sıkıntı yok. Manisa'dan 4 bin 30
battaniye 3 bin kişilik çadır gelmiş durumda. İzmir'den 3 bin battaniye bin çadır gelmiş durumda. Yani 4 bin tane çadır 7 bin 30 adet battaniye şu anda gelmiş durumda.
İçme suyu temin edildi. 1100 kişiye yetecek içme suyu var. Kaymakamlığımızın burada 1500 kişilik aşevi var.
Kaymakamlık ayrıca bin kişilik kahvaltıyı hazırlıyor. Kızılayımız da 3 tane seyyar ve bir tanede sahra mutfağı ile hizmette şuanda. Şimdi çadırları yerleştirmek üzere kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz 100 asker gönderiyor. Bu çadırlar kurulmaya başlanacak.'' diye konuştu.
Durumun
kontrol altında olduğuna işaret eden Eroğlu, başka bir artçı deprem yaşanmamasını umut ettiklerini belirtti.
''Hepimizin başı sağ olsun'' diyen Eroğlu,
Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Simav
Teknoloji Fakültesi ve Simav Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin, Kütahya Valiliği'nin temin edeceği araçlarla
Uşak ve Kütahya'ya kadar gönderileceğini, daha sonra memleketlerine gideceklerini bildirdi.
1999 yılındaki
Marmara Depremi'nde, İstanbul'un elektrik, su, kanalizasyon gibi bütün altyapısından sorumlu grup başkanı olduğunu hatırlatan Eroğlu, ''Allah hakikaten böyle felaketler göstermesin. Marmara depremi, çok büyük bir depremdi. Ancak inşallah burada
hazırlıklar tam. Hemen depremden sonra harekete geçildi, herkesin yardımına ulaşıldı.'' ifadelerini kullandı.
''DEPREM, SİYANÜR BARAJINI ETKİLER Mİ?''-
Eroğlu, bir gazetecinin, ''Deprem,
siyanür barajını etkiler mi, olası bir siyanür sızıntısını tetikler mi?'' şeklindeki sorusunu ise şöyle cevapladı:
''Deprem merkeziyle orasının arasında büyük bir mesafe var. Ayrıca biz orada bütün tedbirleri almıştık. Ben şunu anlamakta çok zorlanıyorum. Olayın olduğu gün gecenin 02.00'sinde arkadaşlarımız orada bütün tedbirleri aldılar. Hatta fabrikayı durdurdular. 5'inci atık havuzu tamamlanana kadar arkadaşlarımız tarafından bütün tedbirler alındı. Biz ölçüyoruz. Biz okuyoruz, hatta hayret ediyorum. Bu numuneyi nereden, nasıl, kim aldı? Bu numuneyi almanın esasları vardır. Bütün bunlara rağmen bazıları numune alıyor, çıkıyor, bangır bangır televizyonda beyanatlar veriyor. Yok 'siyanür karıştı', yok 'felaket olacak' falan. Bunların aslı astarı yok. Şu anda hiçbir tehlike yok. Hatta depremden sonra da tekrar bakıldı. Herhangi bir tehlike olmadığını söylüyoruz. Ama illa ki tehlike olmasını isteyenler varsa, arzu edenler varsa onlara söyleyeceğimiz bir şey yok. Tehlike olsa biz vatandaşı korumak için her türlü tedbiri alırız, tehlikeli bir durum varsa da açıkça söyleriz.''
Eroğlu, daha sonra
Türk Kızılayı tarafından vatandaşlara dağıtılan çorbadan içti.