Eski
Milli Eğitim Bakanı ve YÖK Başkanı Mehmet Sağlam,
ÖSYM'nin
taşeron METEKSAN ile iş sahibi gibi olduğunu söyledi. ÖSYM'de daha önce de hata olduğunu, kol kırılıp yenin içinde kaldığını dile getiren Sağlam, ÖSYM'nin şu an 35 sınav yapma kapasitesinin bulunmadığını savundu. Merkezi
sınav sistemi ile üniversiteye girişin tartışılması gerektiğini ifade eden Sağlam, "
Demirel bana '
Kemal Gürüz'ü unut dedi, 10 gün sonra atadı. Gürüz'ün YÖK Başkanlığı İstanbul'daki özel üniversite sahiplerinin etkisiyle oldu." dedi.
TRT Haber'de
Kozmik Oda programının konuğu olan Sağlam,
ÖSYM'nin 35 ayrı sınav yapma kapasitesinin bulunmadığını vurguladı. Sağlam, "Geçmişte de olabildiğince zorlandı. Belki şu anda yeni çıkardığınız kanunla alacağı uzmanlarla vesaire bu kapasiteye ulaşabilir ama geçmişte en önemli faktörlerden birisi de bu kurumun hiç alakası olmayan konularda sınav yapmak mecburiyetinde bırakılması. Nerede bir olay olmuşsa herkes sonunda ÖSYM'ye vermek suretiyle kendini rahatlattı ama bu kapasite bunu götüremez hale geldi." ifadesini kullandı.
ÖSYM'nin neden 1974'ten bu yana 36 yıldır METEKSAN matbaası ile çalıştığını da anlatan Sağlam, "METEKSAN neredeyse ÖSYM için kurulmuş bir şirket. Aslında ama bana sorarsanız ki ben YÖK başkanlığımda öyle yaptım, ÖSYM kendi matbaasını kurup, kendisi de bastırabilir. Ama o zaman bu işlerin başındaki sorumlu
YÖK başkanı da bu işlerin sahibidir. Doğramacı'dan sonra ben oraya geldiğim zaman neden bir kamu görevi bir özel şirkete bu kadar itibar edebilir diye şüpheye düşmüştüm. ÖSYM taşeron, METEKSAN işin sahibi. Yani öğrenci ücretlerini bile METEKSAN tespit ediyordu. Benim tespit ettiğime göre ne kadar para ödenecek vesaire. Dolayısıyla ben bu görevi bizim tarafımızdan sorumluluğu ve riskleri ne olursa olsun yapılması gerektiği kanaatine varmıştım." diye konuştu.
Merkezi sınav sistemi ile üniversiteye girişin tartışılması gerektiğini de açıklayan Sağlam, bazı ülkelerde üniversiteden önceki notlarına da bakıldığını hatırlatarak öğrencinin 'Nasıl bir öğrenci bu' diyerek araştırılmasını isteyenin kendisi olduğunu ifade etti. Araştırmaların YÖK'te başladığını anlatan Sağlam, "Ama sonunda bu mesleki
teknik eğitimdeki çocukların sırf imam hatiptekilere ceza vermek üzere, işte YÖK'ün 98 kararlarıyla birlikte olmadık şeylere geldi." dedi.
DEMİREL KEMAL GÜRÜZ'Ü UNUT DEDİ, 10 GÜN SONRA ATADI
Sağlam, kendisinin YÖK Başkanlığı'ndan
istifası ve yerine Kemal Gürüz'ün atanmasına ilişkin dönemin Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel ile aralarında geçenleri ise şöyle anlattı: "Olayın aslı şudur; istifa edip siyasete girdikten sonra Sayın Demirel'e Allahaısmarladık'a gittim. İltifat etti,
kahve içtik beraber. Sonunda, peki ne yapacağız dedi. Efendim dedim yapılacak bir şey yok. Ben birinci sıradayım. Seçilirim, emir buyurursanız atayın yeni başkanı, dedim. Seçim sonunu da bekleyebiliriz dedi.
Hayır efendim, kurum yıpranır dedim. Peki, kimi atayalım dedi. Müsaade ederseniz ben isim söylemeyeyim, kimi takdir buyurursanız. Yalnız dedim şunu söyleyeyim, 53 rektörümüz var. Bunun 50'si bunu çok rahat yapar duruma geldi. Kendi başladı isim söylemeye, kimi söylediyse olur dedim. 5 tane isim saydı. Öyleyse bu
akşam bana bunların özgeçmişlerini gönderebilir misiniz dedi. Derhal efendim dedim. Kapının önünde Kemal Gürüz de olabilir mi dedi. Trabzon'dan büyük hadiselerle ayrıldı, TÜBİTAK'tan sorumlu bakana adeta
hakaret eden mektuplarla ayrıldı, sorun yaratabilir, dedim. Tamam unut dedi. 10 gün sonra Maraş'ta duydum ki Kemal Gürüz'ü atadı."
Sağlam, Kemal Gürüz'ün başkan olmasında da İstanbul'daki özel üniversitelerin sahiplerinin etkisi olabileceğini ifade etti.