Halil İbrahim Başer - Bursa'da kurulu Alara Fidan Üretim ve
Pazarlama Sanayi Ticaret AŞ, dünyanın değişik ülkelerinden getirisi yüksek
meyve fidanları
ithal ediyor. Firma, ''Şampiyon Ürünler'' adını verdiği bu meyveleri ise, fidanlarını ithal ettiği ülkelerin
hedef pazarına
ihraç ediyor.
Şirketin Üst Yöneticisi (Ceo)
Yavuz Taner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, farklılıkları olan, kaliteli, talep gören
ürünleri Türkiye'de toparlayabilmek gibi bir amacı olduğunu belirtti.
''Başka
Amerika olmak üzere,
Fransa,
Güney Afrika ve
İspanya'da bulunan, benim 'Şampiyon Ürünler' dediğim, oranın en kaliteli, en çok talep gören ürünleri, fidanları Türkiye'ye getirip, burada üretiyorum. Ardından bu fidanların meyvelerini o ülkelerin hedefindeki pazarlara satıyorum'' diyen Taner, şunları kaydetti:
''Ülkemizin sulama olanakları oldukça müsait. İşçi ücretleri de gayet uygun olduğu için, biz bu ürünleri Türkiye'de çok daha
rekabetçi koşullarda üretebilir ve pazarlayabiliriz. Bundan dolayı bu ürünleri Türkiye'de toplayıp, burada üretme amacındayım. Ayrıca, fidan
üretimini kendimiz yapıp, ülkemizdeki üreticileri de bu sürece katmak istiyorum. Üreticilerimiz bu ürünleri ürettiği zaman, biz bu ürünleri onlardan satın alıp, ihraç ettiğimiz ve aynı zamanda iç pazarda satabildiğimiz zaman, bu projemize, hedefimize ulaşmış olacağız.''
-Pazar ile üretim yerinin farklı yarım kürelerde olmasının avantajı-
Şirket, meyve ihracatında hedef pazarındaki ülkeler ile Türkiye'nin farklı yarım kürelerde olmasının avantajını da kullanıyor. Taner, bu konuda şunları söyledi:
''Rekabet ettiğimiz ülkelerin hedef pazarları belli. Onlar buralara ihracat yapıyor. Mevsim farklılıklarının bulunduğu ülkelerin hedef pazarlarına daha rahat satabiliyoruz. Mesela Güney Amerika'nın sattığı ürünleri biz yazın ürettiğimiz zaman, rahatlıkla oraya satabiliyoruz. Zaten pazar hazır. Bizim yapmamız gereken aynı ürünü yetiştirip, aynı pazarda satabilmek. Amerika'yla aynı dönemde üretim yapacaksak, diyoruz ki '
şampiyon' olan meyveyi alalım, binlerce çeşit var çünkü. Biz bunları alıyoruz. İnsanlar bu ürünleri zaten iyi paralara alıp tüketiyor. Onlarla rekabet edebilmek için iyi ürünleri seçip, yetiştirdikten sonra onların pazarlarında satabiliyoruz.''
-Yeni hedef Uzakdoğu-
Taner, Uzakdoğu pazarına girmek istediklerini ve bu konuda başlattıkları çalışmaların devam ettiğini belirtti. Hem kendilerinin oradaki pazarı tanıması, hem de onların kendilerini tanıması amacıyla numune ürünleri oraya yolladıklarını dile getiren Taner, şunları söyledi:
''Uzakdoğu'ya
satışlarımız henüz başlamadı. Ürettiğimiz patentli
kayısıların ilk ihracatını bu sene İngiltere'ye yaptık. Ürünlerimiz oradaki süpermarketlere dağıtıldı. Bu ürünler zaten Amerika ve İspanya gibi ülkelerden buraya satılıyordu ve
doğal olarak da bu ürünler burada tanınıyordu. İlk gönderdiğimizin tırın kabulü, hem bizin için, hem de ülkemiz için çok sevindirici bir konu. Bizim ürünlerimizin İspanya, Amerika ve Fransa gibi ülkelerdekilerden kalite bakımından üstün olması nedeniyle, diğer ülkelerinkilerle aynı
fiyata aldılar. Önümüzdeki
sezon 15 tır civarında satış yapabileceğimiz ortaya çıktı. Amacımız da 2015'e kadar 2 bin ton civarında kayısı üretimi yapmak ve bunun en az yarısını ihraç etmek.''
''Ortadoğu'daki gelişmeler bizi etkilemedi'' diyen Taner, sözlerini şöyle sürdürdü:
''
Arap ülkeleri ile bizim ihracatımız fazla olmadığı için, satış yönüyle bizi etkileyen bir yönü olmadı. Ancak bu ülkelerden ileriye dönük önemli beklentilerimiz var. Çünkü bu ülkeler, ürünleri Amerika' dan da aldığı için, zaten Arap ülkelerinin tanıyıp sevdiği ürünler bunlar. Biz de zaten Amerika'dan aynı ürünleri Türkiye'ye getirip, burada yetiştirdikten sonra ihraç ediyoruz. Bu nedenle fiyat rekabetini Amerika'yla iyi yapabileceğimizi düşünüyorum.''
-''Türkiye'nin 'Dünya şampiyonu' ürünleri
siyah incir ve
kiraz''-
Kalitesiz ve dışarıda beğenilmeyen ürünleri
tercih etmediğini vurgulayan Yavuz Taner, ''Benim kırk kuruşluk meyveyle işim yok, benimki 1 liralıkla. Demode bir meyveyi sen Türkiye'ye getirip, bir yere taşıyamazsın. Islah çalışmasını biz yapamayız. Böyle ne bütçemiz, ne yeteneğimiz, ne eğitimimiz, ne bilgi birikim, ne de sermayemiz var, hiçbir şeyimiz yok. Bizde de çok çeşit ürün var ama bunları adamlara biz gönderemeyiz. Papaz eriğini adamlara gönderdik, çöpe attılar, bir daha da almadılar. Biz de bu nedenle dünya şampiyonu ürünü Türkiye'ye getirip, onlara satıyoruz. Ama
siyah incirimiz ve kirazımızı adamlar beğeniyor. Üçüncü bir ürün bulamadığımız için fidan ihraç etmeye başladık'' ifadelerini kullandı.
(HİB-KAK)06.10.2011 18:46:11