2001'de hazırlanan
rapor,
Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Baylar'ın, cumhurbaşkanlığına 'Bilgi Edinme Kanunu' çerçevesinde gönderdiği yazı ile ortaya çıktı.
Köşk'ün, Ahmet Baylar hakkında bilgi istemesi üzerine 21.12.2001 tarihli resmi yazıyla dönemin
cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gönderilen raporda, Ahmet Baylar'ın
Fırat Üniversitesi Hidrolik Anabilim Dalı'nda doktora yaptığı ve 2547 yasanın 50/d maddesine göre 06-01-1995 tarihinden itibaren araştırma görevlisi olduğu ifadeleri yer alıyor.
Ahmet Baylar'ın, belirtilen kanunlar çerçevesinde, doktorasını tamamladığı zaman kadrosuyla ilişkisinin kesileceğinin aktarıldığı raporda, ulusal gazetede ilan edilen 33. maddeye göre açılacak sınavda yeniden kazanabileceğine dikkat çekiliyor. Sezer'e gönderilen raporda, Baylar'ın 2001 yılında Hidrolik Anabilim Dalı'na müracaat ettiği,
Tunceli Meslek Yüksek Okulu için müracaatının ise bulunmadığı belirtiliyor.
"BU TÜR İNSANLARIN HİZMETİNE İHTİYACIMIZ YOK"
Araştırma Görevlisi Ahmet Baylar'ın eşi Müfide Baylar, İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencisi iken Fırat Üniversitesi'nde uygulanan kılık-
kıyafet ile ilgili mevzuata uymadığı belirtilen raporda, şu ifadeler kullanılıyor:
"Ahmet Baylar doktorasını tamamladığı zaman kadro ile ilişkisi kesilecek veya açılacak sınava girerek, kazandığı takdirde yeniden atanabilecektir. Araştırma Görevlisi Ahmet Baylar'ın eşi Müfide Baylar İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencisi iken üniversitemizde uygulanan kılık-kıyafet ile ilgili mevzuata uymamış, türbanlı derslere girmiş ve bu nedenle bir ay süre ile üniversiteden uzaklaştırılmıştır. Bu dönemde Ahmet Baylar'a eşinin kılık-kıyafet ile ilgili mevzuata uyması konusunda yardımcı olması istenmiş, ancak Ahmet Baylar eşinin demokratik hakkını kullandığını ve türbanla gelmenin sakıncalarını anlamadığını belirtmiştir. Bu tür insanların üniversitede hizmetlerine ihtiyaç olmadığı kanısındayım. Bilgilerinize arz olunur."
Devlet çalışanı olduğu için açıklama yapmaktan kaçınan Ahmet Baylar, kamuoyu ile paylaştığı raporla beraber gönderdiği yazısında, eşinin başörtülü olmasının gerekçe gösterildiğini ve bu yüzden '2547 sayılı Yüksek
öğretim Kanunu'nun 33/a maddesine göre Araştırma Görevlisi kadrosuna geçişinin yapılmadığı' ifadelerinin yer aldığını kaydetti.
Rektör Fevzi Bingöl'ün yaptığı bu işlemin 'Fişleme' olduğunu iddia eden Baylar, gönderdiği yazısında şu ifadelere yer verdi:
''Anayasaya, kanunlara ve uluslararası mevzuata aykırı olup kim olursa olsun bunu yapmaya hakkı yoktur. Araştırma Görevlisi kadrosuna geçişimin yapılmaması nedeniyle DSİ'ye geçiş yapma zorunda bırakılmam, aynı bölümde açılan yardımcı doçentlik kadrosuna atanmayı hak etmeme rağmen atamamın yapılmaması (ancak
mahkeme kararı ile atamamın yapılması) ve şu an profesörlük kadrosuna atanmayı hak ettiğim halde yine kadro ilanımın verilmemesi, yapılan
fişlemenin
uygulamaya geçirildiğini çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Anayasada var olan herkesin, vicdan, dini
inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğu ve kimsenin, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamayacağı ve suçlanamayacağı hükmüne rağmen Rektör Prof. Dr. A. Feyzi Bingöl'ün yaptığı fişlemeyi kişilik haklarıma saldırı ve hukuka aykırı bir uygulama olarak görmekteyim. Yapılan fişlemeyi esefle kınıyor, kendilerini Allah'a
havale ediyorum.''