Ankara Barosu, ''Fotoğraflarla KKTC'nin Dünü ve Bugünü'' konulu panel düzenledi. Ankara Barosu Eğitim Merkezi'nde düzenlenen panelde konuşan avukat Rabia Balkanlı, Türk toplumunun geçmişini çok çabuk unuttuğunu belirterek, ''Yaşananları unuttuğumuz için bugün bu durumdayız'' dedi. Bir Kıbrıslı ve Kıbrıs gazisi olarak, Kıbrıs'ta yaşadığı üzücü olaylar nedeniyle çocukluğunu yaşayamadığını kaydeden Balkanlı, ''Bizler, Türkiye'deki Türklerle et ve tırnak gibiyiz. Bizim ayrılmamız mümkün değildir'' diye konuştu. Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Arsava da Kıbrıs konusundaki diplomatik süreç hakkında bilgiler vererek, uluslararası hukuk açısından değerlendirmelerde bulundu. Annan planını arabuluculuk yerine hakemlik olarak gören Rumların, bu plana mesafeli yaklaştığını ve bunu kesinlikle kabul etmediklerini ifade eden Arsava, Rumların Kıbrıs konusunda uluslararası bir çözüm olan 1960 Anlaşması'nı da bu gerekçeyle kabul etmediklerini anımsattı. Arsava, günümüze kadar gelinen süreçte, Kıbrıs konusunun AB-Türkiye ilişkilerinde hukuki bir kriter haline geldiğini belirtti. Avukat Ferhat Anzevi de 1960 Anlaşması'nın, Kıbrıs'ta kendine özgü bir ortaklık yapısı getirdiğini kaydederek, garantörlük anlaşması uyarınca Kıbrıs Rum kesiminin başka bir siyasi birlikteliğe giremeyeceğini vurguladı. Rumların, AB'ye üyelik başvurusunda da temsil ehliyetinin sağlanamadığına işaret eden Anzevi, buna rağmen üyeliğe kabul edildiklerini söyledi. Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şube Genel Sekreteri Hünalp Sabit ise Kıbrıs'ın önemli olayların yaşandığı bir mihenk taşı olduğunu ve bu mihenk taşının aşılması gerektiğini belirterek, ''Kıbrıs üzerinde oynanan oyun tutarsa aynı oyun Türkiye'de oynanacaktır. Kıbrıs meselesi, sandığımızdan çok daha derin uçları olan bir buz dağıdır'' dedi. Kıbrıs'taki Türk ordusunun adadan atılmak istendiğini kaydeden Sabit, ''Kazandığımız her savaş sonunda masa başında toprak kaybettik. Kıbrıs bunun son örneğidir. Bize bu toprakları vatan yapanları unutmamalıyız. Her zaman güçlü olmalıyız'' diye konuştu. Kıbrıs meselesinin önemli bir konusunun da nüfus olduğunu ifade eden Sabit, Rum kesiminin her ırktan insana vatandaşlık vererek nüfusunu fazla gösterdiğini, buna karşın Kıbrıs'taki Türklerin sayısını az göstermeye çalıştığını kaydetti. Türkiye'nin, KKTC'ye yıllık 650-800 milyon lira gönderdiğini, buna karşın KKTC'den Türkiye'ye her yıl yaklaşık 1,2 milyar lira geldiğini belirten Sabit, Kıbrıs'ın ve Kıbrıslı Türklerin Türkiye'ye bir yük ve ''besleme'' olmadıklarını söyledi. Sabit, ''Orasını bir vatan parçası olarak görmediğimiz sürece bu davayı kazanamayız'' dedi. (HGK-SA)17.06.2011 17:38:50