İstanbul 11. Ağır
Ceza Mahkemesi,
Fenerbahçe Spor Kulübünün, futbolda
şike iddialarına yönelik
soruşturmaya ilişkin
yayın yasağı getirilmesi talebini, ''Kamuoyunun bilgi alma hakkı, düşünce, ifade ve
basın özgürlüğü kapsamında yayınların yapılmasıyla ilgili
kanuni yaptırımların, yasal sınırların aşılması durumunda gündeme gelebileceği, bu hususların da soruşturma makamlarının görev ve yetkilerinde olduğu'' gerekçesiyle reddetti.
İstanbul 11.
Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi
Mehmet Ekinci, Fenerbahçe Spor Kulübü adına
avukat Özge Toygarlı'nın dün mahkemeye sunduğu dilekçeyle, Fenerbahçe Spor Kulübü,
Kulüp Başkanı Aziz
Yıldırım ve bir kısım yöneticilerle ilgili televizyon kanalları ve gazetelerde yer alan gerçeğe aykırı yayınların kulüp, başkan ve kulüp üyelerinin haklarının korunması amacıyla
yasaklanmasının talep edildiği hatırlattı.
Kararında, düşünce ve
ifade özgürlüğünün Anayasa'nın 26. maddesinin ilk fıkrasında düzenlendiği belirterek, bu maddeye yer veren hakim Ekinci, Anayasa'nın 28. maddesinde ise ''
Basın hürdür,
sansür edilemez... Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır'' ifadelerinin yer aldığı bir
düzenleme olduğunu aktardı.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında Anayasa'nın 26. ve 27. maddelerinin hükümlerinin uygulandığını ve bu hükümlerle basının hür olup, sansüre tabi tutulamayacağı, bunun tabii bir sonucu olarak da olaylar hakkında yayın yasağı konulamayacağının ana
kural olarak ortaya konulduğunu aktaran Ekinci, bu özgürlüklerle ilgili maddelerde bazı gerekçelerle birtakım sınırlamalar getirilebileceğini, ancak bu sınırlamaların mutlaka kanunla yapılması gerektiğinin ifade edildiğini dile getirdi.
-SORUŞTURMADAKİ 'KISITLAMA' KARARI-
Özel Yetkili İstanbul
Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından yürütülen futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında mahkemelerince soruşturmayla ilgili 'kısıtlama' kararı verildiğini belirten Ekinci, kararında şu ifadeleri kullandı:
''Talep sahiplerinin dilekçesinde, soruşturmanın gizliliğin ihlal edildiği, adil yargılanmayı etkilemeye teşebbüs edildiği belirtilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki soruşturmanın gizliliğini ihlal etmek ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek suçtur. Bu hususlarda ayrıca yasak konulması düşünülemez. TCK'da soruşturmanın gizliliğini ihlal ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek suçları yaptırıma bağlanmış olup, bu eylemlerin yasak olduğu hususunda mahkememizce karar verilmesi, kanun koyucu yerine geçmek anlamına gelir.
Soruşturma evresinin içeriği ve sınırları, bu evrenin ne suretle cereyan edeceği, aktörleri ve yetkileri saptanmıştır. Soruşturma evresi genel olarak ve esas itibariyla kamuya karşı gizli biçimde cereyan eder. Usul kanunlarının gösterdiği ve belirli işlemler itibariyle gizli cereyan edeceği hesaplanan, saptanan özel hallerde ihlalleri ayrıca cezalandıran hükümler vardır. Bu maddede söz konusu olan, soruşturma evresindeki
gizlilik ilke veya kuralının ihlali hallerinde uygulanacak yaptırımın belirlenmesidir.''
Soruşturma evresinin gizliliğinin ceza adaletinin doğruluk, dürüstlük ve gerçeğe ulaşma ilkelerine uyulması için bir zorunluluk olduğunun altını çizen Ekinci, her şeyden önce suçsuzluk karinesinin sağlam tutulabilmesi yönünden de gizliliğin vazgeçilmez nitelikte olduğunu, bunun tersi durumunda, yargısız infazlar sonucu insanların ıstıraplara sürüklenebileceğini, suçsuzluk karinesinin lafta kalabileceğini dile getirdi.
-HALKIN BİLGİ SAHİBİ OLMA İHTİYACI-
Hakim Mehmet Ekinci, soruşturması yapılan suçlar hakkında halkın bilgi sahibi olmak ihtiyacının da olduğunu ve medyanın, bu suçlar hakkında bilgilenerek halkın bilgi edinme ihtiyacını karşılamak görevinde bulunduğunu belirterek, ''
Medya mensupları bu konularda doğru haber elde edemediklerinde, öteden beriden devşirilen ve çoğu kez yanlış olan bilgileri halka yansıtmakta ve insanların en temel hakkı olan suçsuzluk karinesi böylece ihlal edebilmektedir'' dedi.
Bu sakıncayı gidermek üzere cumhuriyet savcılarına kamuyu aydınlatma olanağı tanındığını ve ancak cumhuriyet savcısının bu gereği yerine getirirken soruşturmanın gizlilik ve selametine zarar vermeyecek bir üslubu veya anlatım tarzını seçmesi gerektiğini aktaran Ekinci, Basın Kanunu'nun 3. maddesinde basın özgürlüğü hükümlerinin düzenlendiğini ve maddede basın özgürlüğünden bahsedildiğini de hatırlattı.
Hakim Ekinci, kararında şu ifadelere yer verdi:
''Tüm yasal mevzuat çerçevesinde değerlendirme yapmak gerektiğinde özellikle kamuoyunca bilinen şahıslara yönelik bir soruşturma yürütüldüğü, soruşturma çerçevesinde gözaltıların gerçekleştirildiği, bu kapsamda basın ve yayın organlarınca olayla ilgili yayınların yapıldığı anlaşılmış, kamuoyunun bilgi alma hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü kapsamında yayınların yapılması, bu özgürlüklerin
doğal sonucu olarak kabul edilmekle birlikte, yasal mevzuat kısmında açıklandığı üzere yasal sınırların aşılması durumunda
kanuni yaptırımların gündeme gelebileceği, bu hususların da soruşturma makamlarının görev ve yetkilerinde olduğu anlaşılmış olup bu şekilde karar vermek gerekmiştir.''
Hakim Ekinci, Fenerbahçe Spor Kulübü adına yapılan yayın yasağı talebinin reddine karar verdi.
(MK-SOY-İU)05.07.2011 17:55:13