Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı,
gıda üretim,
satış ve toplu
tüketim yerlerinde yapılan denetimlerin her yıl arttığını bildirdi. 2002 yılında 35 bin civarında olan denetim sayısının geçen yıl 376 bine ulaştığına dikkat çekilen açıklamada, "2010 yılında denetlenen gıda iş yerlerinden 11 bin 435'i hakkında 27 milyon TL
para cezası uygulanmış, bin 261
iş yeri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur." denildi.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, son günlerde bazı basın yayın organlarında; yapılan denetimler sonucu, olumsuzluk tespit edilen
firma ve
marka adlarının teşhir edilmesi gerektiği yönünde eksik bilgi ve yorumlara dayalı haberlere yer verildiği belirtildi. Bakanlığın, her türlü gıda maddesinin Türk Gıda Kodeksi ile belirlenen şartlara uygunluğunun
kontrolünü, yaygın teşkilatı ve yetkin kadrosuyla yürüttüğü kaydedilen açıklamada, "Denetim sonuçları mevcut yasalar çerçevesinde, firma ve
ürün adı verilmeden Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün web sitesinde yayınlanmak suretiyle kamuoyunun bilgisine de sunulmaktadır." denildi.
Türkiye'de yaklaşık 53 bin gıda üretim yeri, 257 bin gıda satış yeri ve 143 bin gıda toplu tüketim yeri bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, buralarda yapılan denetimlerin her yıl giderek arttığı kaydedildi. 2002 yılında sadece 35 bin civarında olan denetim sayısının, 2004'te 190 bin 829, 2009 yılında 350 bin, 2010 yılında ise 376 bin 756 olduğu belirtildi. 2010 yılında denetlenen gıda iş yerlerinden 11 bin 435'i hakkında 27 milyon TL para cezası uygulandığı, bin 261 iş yeri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu, gıda mevzuatına uygun bulunmayan ürünlerin derhal toplatılıp "yediemin"e alınarak
imha edildiği ifade edildi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Daha önceki denetimler, mülga 5179 sayılı Kanun kapsamında yapılmıştır. Söz konusu
kanunda; Bakanlığımızca gıda denetimi yapılan firmaların ve markaların, herhangi bir
mahkeme kararı olmaksızın, teşhir ve ilan edilmesine ve doğrudan firma ve marka isimlerinin açıklanması veya ilan edilmesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Diğer taraftan, 1995 yılında yürürlüğe giren 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 23'üncü maddesi gereğince, genel olarak
tüketiciyi ilgilendiren hallerde tüketici kanununa aykırılık durumunda kanuna aykırılığın giderilebilmesi, amacıyla
Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı ile tüketici örgütlerinin tüketici mahkemelerinde
dava açabileceklerini öngörmektedir. 4077 sayılı Kanunun aynı maddesinde, tüketici mahkemelerinin ihlalin tedbiren durdurulmasına karar verebileceği ve bu kararın ulusal ya da yerel bir gazetede ilan edilebileceğini öngörmektedir. Bu hükümlerden de açıkça görüleceği üzere, 'Bakanlığımızın inisiyatifinde olup da isim açıklamama' gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir."
Durumun mevcut mevzuat çerçevesinde yasal bir zorunluluk olduğu kaydedilen açıklamada, bununla ilgili tüketici lehine önemli bir gelişme sağlama sürecinin de devam ettiği belirtildi. 2010 yılında kabul edilen 5996 sayılı
Veteriner Hizmetleri,
Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nu da bu anlayışla hazırlanarak konuyla ilgili yeni düzenlemelere gidildiği aktarıldı. Söz konusu kanunun 31'inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince,
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın, denetlenen gıdanın insan ve
hayvan sağlığı açısından risk oluşturabileceğinden şüphe duyulması halinde, riskin mahiyeti ve alınan tedbirler hakkında kamuoyunu bilgilendirebileceği ve uygun gördüğü hallerde yapılan kontroller sonucunda sahip olduğu bilgileri kamuoyunun bilgisine sunabileceği ifade edildi. Bu hükümle ilgili hazırlanmakta olan yönetmeliğin, birkaç ay içerisinde yürürlüğe gireceği bildirildi.