Musa Samur -
Gençlerbirliği Kulübü Dış İlişkiler Sorumlusu ve Tercümanı Emrah Aksoy, alt yapısında futbola başladığı
Başkent temsilcisine idareci olarak döndü. Aksoy'un hedefi tercümanlıktan
teknik direktörlüğe geçen Portekizli Morinho'yo gibi olmak.
Futbola Gençlerbirliği'nin alt yapısında başlayan ve PAF takıma yükseldikten sonra
Ankara Demirspor'a
transfer olan Emrah Aksoy, daha sonra İkinci Lig'de BUGSAŞ ve Pursaklarspor ve son olarak da Bağlumspor formalarını giydi.
''Oyuncu olarak daha ileriye gidemeyeceğimi anladığım için futbolu bıraktım'' diyen Aksoy,
Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Antrenörlük Bölümü
mezunu olmasına karşın, öğretmen olmayı da düşünmedi ve Arjantin'in yolunu tuttu. Futbolu bıraktıktan ve üniversiteden mezun olduktan sonra işsizlik endişesi yaşamaya başlayan Emrah Aksoy, Türkiye'de çok sayıda Latin
Amerikalı
futbolcu olduğu düşüncesiyle, İspanyolca öğrenmeye karar verdi. Aksoy, ailesinin, ''tehlikeli
ülke, uyuşturucuya alışırsın'' uyarılarına rağmen, Bounes Aires uçağına bindi.
-BOUNES AIRES ÜNİVERSİTESİ'NDE DİL KURSU-
Arjantin'deki ilk gününde Bounes Aires Üniversitesi'ne giden ve İspanyolca Dili ve
Latin Amerika Kültürü Bölümü'ne kaydını yaptıran Aksoy, kalacak ev sorununu da çeşitli ilanlarının olduğu üniversitedeki pano sayesinde çözdü. Arjantinli Mariel Fontan ile tanışan Aksoy, Mariel'in sahibi olduğu evin bir odasını kiraladı.
İngilizce, İspanyolca ve Portekizce bilen 70 yaşındaki Mariel'in, kendisine dil öğrenmesinde üniversiteden daha fazla katkısının olduğunu belirten Aksoy, ayrıca sokakta yaşayan insanlarla
arkadaş oldu,
köprü altlarında, kartondan ya da teneke parçalarından yapılan arkadaş evlerinde kaldı.
Kütüphanesinde Nasrettin Hoca Hikayeleri ve Orhan Pamuk'un kitapları olan,
çeviri yaparak hayatını kazanan Mariel ile anne oğul gibi yaşamaya başlayan Aksoy, fırsat buldukça Arjantin'e yakın ülkelere seyahatlere de çıktı. Arjantin'i kuzeyden güneye tamamen gezen Aksoy,
Paraguay,
Uruguay,
Şili,
Bolivya ve Brezilya'ya da gitti.
-İLK TERCÜMANLIK DENEYİMİ KARABÜKSPOR'DA-
Arjantin'de 2 yıl kaldıktan sonra Türkiye'ye gelen Aksoy,
vakit geçirmeden iş aramaya başladı. Futbolcu geçmişi, üniversiteden
UEFA B Sınıfı Antrenörlük Diploması, kolejden İngilizcesi ve Arjantin'de öğrendiği İspanyolca ile Portekizcesi sayesinde Aksoy, Türkiye'ye dönmesinin üzerinden henüz 1 ay geçmeden iş buldu.
İlk tercümanlık deneyimini
Karabükspor'da yaşadığını kaydeden Aksoy, ''Karabükspor başkanı
Feridun Tankut, 'Süper Lig tecrübemiz yok' diyerek, beni, staj yapmam için Gençlerbirliği'ne gönderdi. Ankara'da 1 ay staj yaptım. Demirçelik Karabükspor'da işe başladım, ancak anlaşamadık ve 2 ay sonra ayrıldım. Sonra Gençlerbirliği yöneticileri çağırdı, ben de koşarak geldim. Çok mutluyum. Futbola başladığım, babamın da formasını giydiği kulüpte çalışıyorum'' dedi.
-''TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTİYORUM''
Kendisini geliştirmeye devam ettiğini söyleyen Emrah Aksoy, ''Çalıştığım her
teknik direktörden bir şeyler öğreniyorum. Öğrenmenin sonu yok. Şu an yaptığım işten memnunum, ancak hedeflerim var. Teknik direktör olmak istiyorum'' diye konuştu.
Hayatının sonuna kadar masanın arkasında kalmak istemediğini belirten Aksoy, sözlerini şöyle tamamladı:
''Teknik direktörümüz Fuat
Çapa çok tecrübeli. Yıllarca
Belçika ve Hollanda'da teknik direktörlük yaptı. Sanırım 5 dil biliyor. Antrenmanlarda futbolcularıyla kendi dilleriyle konuşuyor. Bu çok büyük bir avantaj. Morinho, Bobbi Ropson'un tercümanıydı, kariyeri ortada. Önümde çok zaman var. Çalışmaya devam edeceğim. Kendimi geliştireceğim. Gençlerbirliği ile yollarımız hep kesişti. Bu kulübe çok şey borçluyum. Gençlerbirliği'nde teknik direktör olarak görev yapmak onur verir.''
(MSA-SS)11.08.2011 12:07:24