Diyanet İşleri Başkanlığı Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanı ve
Konya Selçuk Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Huriye
Martı, erkeklerin, camilerde
gürültü olduğu gerekçesiyle ''hanımlar çocuklarınıza sahip çıkın, mümkünse çocuklarınızı da alıp camiden çıkın'' anlayışından vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
Martı, İl Müftülüğü tarafından İl Özel İdare
Kültür Sitesi Salonu'nda düzenlenen ''Haydi Ailece
Camiye'' konulu panelde yaptığı konuşmada, Hz.
Muhammed'in İslama davet ettiği insanların kadınıyla erkeğiyle bir bütün olduğunu belirtti.
Hz. Muhammed döneminde kadınların
vakit namazlarının yanı sıra bayram ve cuma namazlarına da katıldığını ifade eden Martı, ''Bizim arkasında ashabın değerli isimlerine imamlık yaparken 'bir annenin bebeği ağladı' diye namazı kısa tutan bir peygamberimiz var. Günümüzde camilere geldiğinde ses çıkaran çocuklar olduğunda cemaat ve hocalar buna tepki gösteriyor. Oysa ki çocuklara dini eğitimi vermekle yükümlü olan oradaki babalardır'' dedi.
Martı, kadınların çocuklarıyla camiye geldiklerinde hoca ve cemaatin buna tepki gösterdiğini anlatarak, şöyle konuştu:
''Erkelerin, camilerde gürültü olduğu gerekçesiyle 'hanımlar çocuklarınıza sahip çıkın, mümkünse çocuklarınızı da alıp camiden çıkın' anlayışından vazgeçmesi gerekir. Biz hanımları camiden çıkarırsak, onlar da çocuklarını alıp çıkarırsa, yarın o çocuklar delikanlı olduklarında bir daha onları camiye sokamayız. Yönlerini kıbleye döndüremeyiz. Çocuğu camiden çıkarıp anneyle birlikte uzaklaştırdığın zaman
genç yaşa geldiğinde camiye girmiyor. İçinde bulunmadığı cemaati tanımıyor, sevemiyor.
Kadın camiden uzak kalırsa,
ibadet şuurundan anlamazsa çocuk da
ailede dinden uzaklaşıyor. Cami Allah'ın evidir ve Allah'ın evine onun tüm kulları girmelidir.
Anne babalar çocuklarıyla camiye gelmelidir. Bu bilince herkes ulaşmalıdır.''
Ankara Müftülüğü'nde görevli Din Hizmetleri Uzmanı Semra Nurdan Yağlı ise Hz. Muhammed'in cami ile çocuk arasına
duvar örmeyip çocukların ibadetiyle bizzat kendisinin ilgilendiğini belirtti.
Yağcı, İslamiyetin ortaya çıktığından bu yana caminin hayatın merkezinde olduğunu, bu hayatın tam ortasında da her zaman çocukların bulunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
''Doğumumuzdan ölümümüze kadar geçen yaşantımızın her döneminde camilerle
iletişim halindeyiz.
Çocuklar camilere geldiğinde bazı cemaatler ters tepki göstererek camiden çocukları soğutabiliyor. Eğer çocuklara tepkiyle yaklaşırsak gelecekte çocuklar cami yerine farklı ve istenmeyen ortamlara yönelebilir. Caminin tek fonksiyonunu ibadet olarak görmemeliyiz. Caminin kucaklayıcı, cemaati birbirine sevdirici, ısındırıcı, birbirinden haberdar edici sosyal boyutunu da düşünmeliyiz. Geleceğin cemaati bugünkü çocuklarımız olacaktır. Bu nedenle çocukları camide lüzumsuz ve boş bir aksesuar olarak görme zihniyetini bir kenara bırakmalıyız.''
(GL-ME-EDİ-MTE)05.10.2011 20:21:29