Gaziantep'in yoğun göç alan kenar semtlerinde yapılan bir anket, kadınların yüzde 30'nun okur-yazar olmadığını ortaya çıkardı.
Şehitkamil ilçesine bağlı 35 mahallede 890 kadın ile basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle yapılan görüşmede kadınların
erken yaşta evlilik, mesleksizlik, eğitimsizlik,
aile içi şiddet ve çok çocuklu olmaları dikkat çekti.
Anketi
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Sosyoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Özkan Yıldız yaptı.
Kadınların, demografik verileri, bu kadınların ne tür
profil çizdikleri, eğitim düzeyleri, meslekleri, aile içerisinde yaşadıkları olumsuzluklar, aile içerisinde şiddete maruz kalıp, kalmadıklarını tespit etmek için hazırlanan anket, göçle şehre yerleşenlerin yoğun olduğu bölgede yapıldı. Ankete katılan kadınların yüzde 81.4'ü görücü usulü ile evlenirken, yüzde 66.7'sinin 3 -5 çocuğu olduğu gözlendi.
Aile içi şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 20, fiziksel şiddet ise yüzde 31.2 olarak görüldü. Kadınların yüzde 45'i bazen şiddete maruz kalırken, her gün şiddet görenlerin yüzdesi 3.9 olarak çıktı.
Şiddet sonrası kadınların yüzde 92.5'i şikayet yolunu denemezken, yüzde 7.5'i şikayet etmeyi
tercih etmiş.
Ankete katılanların yaş ortalamasının ağırlığının 24-45 olduğunu belirten Doç. Dr Özkan Yıldız, "Aslında
genç nüfus diyebileceğimiz bir oran söz konusu. Bunların çocuk sayıları, eğitim düzeyleri, meslekleri çok olumsuz bir tablo çıkarıyor. Açıkçası bizi ürküttü. Ama bu tür araştırmaları tekrarlamak gerekiyor. Bu noktada bir mesafe alınıp alınmadığını da güncellemek gerekiyor. Bu konuyla ilgili planlama yapan kurumların bu verileri kullanması lazım. Bugüne kadar sanki bu verilerin sonuçlarına çok itibar edilmediği görünüyor." dedi.
"İLKOKULU YARIDA BIRAKANLAR DA İLKOKUL MEZUNUYUM DİYOR"
Yıldız, katılımcıların eşlerinin yaş dilimlerinin 35-44 arasında değiştiğini belirtti. Yıldız, şöyle konuştu: "Eğitim durumlarına baktığımız zaman, okur-yazar olmayan kadın nüfusun oranı yüzde 30, sadece okur-yazar kadın yüzde 10.6. Bunlara baktığımızda varoş kadını eğitimsiz.
İlkokul mezunu olan kadınların da yuvarlak
cevap verme eğiliminde olduklarını fark ettik. 3. veya 4. sınıftan terk etmiş ama ilkokul mezunu olduğunu söylüyor. Buna bakılınca kadınların yarıdan fazlası eğitim hizmetlerinden yararlanamıyor ya da eğitimsiz. Lisans mezunu kadının oranı 0.08. Bunlar da o bölgede yaşayan memur eşidir ya da o bölgede görevli memur. Ortaöğretim ve üzeri kadın oranı yüzde 5'i ancak buluyor."
Yıldız, anket yaptıkları mahallelerin, göçle gelen varoş semtler olduğunu, ağırlıklı olarak
Şanlıurfa,
Kahramanmaraş, kısmen de olsa doğunun diğer illeri ve Gaziantep'in kendi kırsalından yoğun göç alan mahalleye odaklandıklarını ifade etti. Kız çocuklarının okula gönderilmemesi anlayışının hâlâ hakim olduğunun altını çizen Yıldız, "Kız çocuğu okula gönderilmiyorsa oturup bunun üzerinde düşünmek lazım. Kız çocuklarının okula gönderilmemesinde yaygın bir neden de erken evlilik.
Evlilik yaşlarını sorduk, 14-17'de yüzde 33 oran çıkıyor. Bu da düşündürücüdür. Her 10 kadından 3'ünün 14-17 yaş aralığında evlendiği görülüyor. Bir nevi çocuk anne. 18-24 dilimi yarısından daha fazla, yani her 2 kadından 1'i 18-24 yaş arasında evlenmiş. Bu biraz daha açıldığında 18-20 yoğunlaşıyor. Kız çocuğunun okula gönderilmemesi, akabinde evlendirilmesi bir kültürel davranış modu olarak
egemen olmaya devam ederse bu sorunun önüne geçilemez. O zaman öncelikle yapılması gereken kız çocuklarının okullaştırılması,
evlenme yaşı üzerinde de önemli çalışmaların yapılmasıdır. Bu iki olguyu birlikte düşünmek lazım. Kız çocuğunun okullaşamaması ve okullaşamayan
kız çocuğunun çok erken yaşlarda evlendirilmesi çok olumsuzluklara sebebiyet verebiliyor." şeklinde konuştu.