Zeynep İpek -
Kızılay Kan Hizmetleri Genel Müdürlüğü Operasyon Müdürü Levent Sağdur, ''Hastaneler artık
hasta sahibine 'git on
torba kan getir' demeyecek. Ayrıca, kan için
ücret istemek de suç ve vatandaş bunu şikayet etmeli'' dedi.
Sağdur, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
sistem kurma kararı alındıklarında 5 kişi olduklarını şu anda ise sadece Genel Müdürlük yönetimde 50 kişiye çıktıklarını söyledi. Sağdur, şöyle devam etti:
''
Türkiye olarak bir ayıbımızdı. Eski Genel Başkanımız ve Başbakanımızın söylediği gibi 'bir elinde reçete, bir elinde kan torbası' geziyordu hasta sahibi
hastane koridorlarında. Kan gerektiğinde hastane, hasta yakınını Kızılay'a gönderiyordu. Bu kişi de hangi koşullarda taşındığını bilemediğimiz şekilde bu kanı alıp hastaneye getiriyordu.
Siz
gönüllüden en uygun koşullarda kanı alıyorsunuz. Bu hastaneye gidecek,
sivil birisi geliyor o kanı alıyor. Götürürken 'ekmek de alayım mı' diyor, güneşte mi bırakıyor, 2 saatte gitmesi gerekirken 5 saatte mi götürüyor bilemiyorsunuz.
Güvenlik sıfır. Vatandaşın eziyet çekmesi bir yana bir de bu riskler vardı.
Hastalık çıktığında da Kızılay sorumlu oluyordu. Bunun öncelikle ortadan kaldırılması gerekiyordu, herşeyden önce bu ortadan kaldırıldı. Biz Kızılay olarak, elden kan verme işini ortadan kaldırdık ve dedik ki, hastane kan ihtiyacı olduğunda bizi arayacak ve kanı biz göndereceğiz.
5 yıldır güzel bir proje götürülüyor.
Projenin başlamasından itibaren ilk 2 yıl kan toplamaya odaklandık. Daha sonra, 'tamam kanı toplamaya başladık, hastanelerin ihtiyacını nasıl gidereceğiz'i tartışmaya başladık. Biz kanı toplamıştık ama sistem eski şekilde sürüyordu. Hastaneler 'sizde kan var mı' diye soruyor varsa alıyor, yoksa kendi kan merkezlerinden veya simsarlardan kan almaya devam ediyordu. Oysa oturmuş bir sistemde, örneğin Almanya'da, yılda 2-2,5 milyon kan topluyorlar. Hastanelerin hepsini
bölge kan merkezine bağlamışlar. Aralarında bir link kurmuşlar. Hastane
faks çekiyor. Hastaneye 3-4 günlük ihtiyacı olan kan bu merkezden gönderiliyor.
Sağlık Bakanlığı'nda da kan kuruluşu oluşturuldu. Kanın hastanelere dağıtımı için araçlar aldık. Şoförüne kadar eğitim veriyoruz. Hastanelerin hala kan merkezleri var. Ancak bunların sayısı oldukça azaldı.''
Türkiye'de yaklaşık bin 500 adet hastane bulunduğunu bunların da bin 100 tanesinin kan kullanan hastane olduğunu belirten Sağdur, bu hastanelerin 60'ı hariç geri kalan tamamının kan ihtiyacını karşılayabildikleri açıkladı. Sağdur, şöyle devam etti:
''Kademeli bir geçiş yapmak için, bugün Türkiye'nin ihtiyacı olan bin 300 milyon kanı Kızılay karşılasın, hastaneler kan bulundurmasın,
test yapmasın dedik. Geriye kalan kan ihtiyacı için de sınırlı sayıda hastaneye geçici olarak izin verildi. Diğer hastanelerin yüzde 100'ünü biz karşılayacağız dediğimiz notkada planlama daha kolay oldu. Önceden ne
üretim ne de dağıtım planlaması yapabiliyorduk. Hastaneleri
analiz ettik, kaçı, ayda kaç ünite kan kullanıyor? Bunları tespit ettik. Bu arada artık Türkiye'nin kan ve kan ürünleri rehberi var, onu hazırladık. Artık biz, hastanenin büyüklüğüne göre, 4 günde bir 3 günde bir gidiyoruz hastanenin ihtiyacı kadar kan bırakıyoruz. Sonra da takip ediyoruz. Eğer 3 günde bitmişse hemen takviye ediyoruz. Bir de kritik
stok dediğimiz şey var, örneğin bir
trafik kazası olması durumunda ihtiyaç artabiliyor. Hastane stoğu belli bir seviyenin altına indiğinde günü beklemiyor, hemen gidip takviye yapıyoruz. Artık hastası
ameliyata girecek vatandaşın kan ihtiyacından haberi olmasın istiyoruz.''
Proje kapsamında planlama aşamasında, karayollarının durumu, hastanenin bölgeye olan uzaklığı vb gibi bütün araştırmaları yaparak dağıtım merkezlerini oluşturduklarını ifade eden Sağdur, bu merkezlerin, bölgelerindeki hastanelerin ihtiyaçlarını düzenli takip ederek, kan dağıtımını yaptıklarını söyledi.
-''OLAĞANÜSTÜ DURUMLAR İÇİN PLANLARIMIZ HAZIR''
Bu sistemle, şehirlerarası stok transferini gerçekleştirebildiklerini anlatan Sağdur, ''Özellikle afet ve olağanüstü durumlarda, kimin ne yapacağı hepsi belirlendi. Örneğin, geçen gün Ankara'da gerçekleşen patlamada, biz hemen
Eskişehir bölgemizi aradık. Böyle bir acil durum var hazırlıklı olun acil kan gerekebilir diye haber verdik, onlar alarmda bekledi. Ama bazı sitelerde 'kan aranıyor' yazısı gördüm. Hemen yaralıların götürüldüğü hastaneleri aradım, hayır ihtiyacımız yok, bölge kan merkezinden tedarik ettik' dediler'' diye konuştu.
Projeyle ilgili her konuda Sağlık Bakanlığını da anmak gerektiğini vurgulayan Sağdur, ''Çünkü, Avrupadaki uygulamaya baktığınızda da 'ulusal otoritenin desteği ve kararlığı' koşulu en başta geliyor. Çok zor bir dönüşüm çünkü. Henüz işin yarısındayız. Ama Bakanımızın ve Bakanlığımızın çok büyük desteğini gördük'' şeklinde konuştu.
-''KAN İÇİN PARA İSTEYEN HASTANE SUÇ İŞLİYOR DEMEKTİR''
''Türkiye'de kan üzerinden ticaret yapılan bir meta olmadı hiçbir zaman devlet açısından'' diyen Sağdur şöyle konuştu:
''Kızılay, zaten kar gütmeyen bir kuruluş. Kızılay hiçbir çalışmasından ya da bu sistemden bir kar elde etmedi. Kan ve kan ürünlerinin fiyatları 2002'de devlet tarafından belirlenmiştir ve hala bu fiyatlar geçerlidir. 2005'ten önce bir hastanede kan lazım olduğunda, vatandaştan Kızılay'dan kan getirmesi istenirdi. Vatandaştan devletin belirlediği rakam tahsil edilirdi, devlet de ona öderdi. Sanki Kızılay kan satıyormuş gibi bir durum vardı. Şimdi o ortadan kalktı, kimsenin cebinden para çıkmıyor. Devlet, kanı hastane de verse, Kızılaydan da getirilse parasını karşılıyor. Biz hastaneye verdiğimiz kanın ücretini, bu sistemde kullanmak için, devletin hastaneye verdiği ücretten alıyoruz. Eğer herhangi bir hastane vatandaştan kan için para istiyorsa, bu hastane suç işliyor demektir. Kızılay da bu konuya dahil. Hatta Kızılay'dan ücret isteyen varsa derhal şikayet etsinler. Bunun ciddi yaptırımı var. Vatandaş mutlaka şikayet etsin.''
-''ÖZEL HASTANELERİN KAN ALMA YETKİSİ YOK''
Bir dönem, bazı hastaneler için kanın gelir kapısı olduğunun bilindiğini de açıklayan Sağdur şu bilgileri verdi:
''Şöyle ki, hasta ameliyat olacak. Diyorlar ki, 'on torba kan getirmen lazım'. Hasta ameliyata girmiş,
kan grubu belli. Ama hastane 'kan grubu önemli değil, on torba kan getir diyorsa burada niyet farklıdır diyebiliriz. Bunun denmemesi gerekiyor. Ayrıca, özel hastanelerin kan alma yetkisi yok,
yasak. Yani özel hastanede hastası olan kişiye hastane bana kan getir diyemez. Kanunen yasak ve ciddi yaptırımları var. Bu nedenle, bir talep geldiğinde hasta sahibi hastaneye bölge kan merkezine müracaat edin demeli.''
-''KAN BAĞIŞLAMAK İSTEYENLER LÜTFEN MERKEZLERİMİZE GELSİN''
Sistemin devamlılığı için gönüllü kan bağışının önemine de değinen Sağdur, kan bağışlamak isteyenlerin Kızılay'ın kan merkezlerine müracaat etmesini istedi. Sistemi, dünyadaki gelişmiş ülkeler düzeyine çıkarmanın en önemli yolunun gönüllü kan bağışı olduğunu belirten Levent Sağdur, sözlerini şöyle tamamladı:
''Önceden bazı siteler vardı, şimdi azaldı ama bunlar kan ihtiyacı olanla, kan vermek isteyenleri buluşturuyordu. İyi niyetle yapıyorlardı mutlaka, ama gerek yok. İhtiyaç da yok. Direk bize gelsin kan vermek isteyen vatandaşımız. Bunun bir kaç zararı var. Öncelikle bu sistem düzenli, gönüllü kan bağışı sistemini baltalıyor. Fabrika sahibi liste yapıyor. Kan ihtiyacı olduğunda bu listeden gönderirim diyor. Bu listedekiler, aylarca kan ihtiyaç olacak diye bekliyor. Yılda üç kez kan verebilecekken belki 3 yılda bir kez kan vermek için bekliyor insanlar. Oysa ki, bu vatandaş 3 ayda bir kan vererek ihtiyacı olanlara ulaşabilir. Bir başka sakıncası da alıcı ile vericinin kesinlikle birbirini bilmemesi gerekiyor. İstediğiniz kadar ilkeli davranın mutlaka sekonder kazançlar işin içine giriyor.''
(Zİ-JM)22.09.2011 11:33:55