Senem Yazıcı - İntaniye Uzmanı Dr.
Tuncay Batur, yazın sona ermesinin aynı zamanda grip salgınlarının da habercisi olduğunu belirterek, risk altında olan grupların grip aşılarını mutlaka ekim ayı sonuna kadar olmaları gerektiğini söyledi.
Batur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sonbahar
mevsiminde görülen sıcaklık değişikliklerine uyum sağlamaya çalışan
vücutta direnç düşüklüğü görüldüğünü, bunun da kişileri daha ''savunmasız'' hale getirdiğini belirtti.
İnsanların büyük bölümünün sonbaharda mevsim değişikliklerine
psikolojik olarak da uyum sağlayamadığını ve
giyim konusunda sıkıntılar yaşadığını dile getiren Batur, ''Mevsim geçişlerinde, özellikle de sonbaharda, klasik yaz
giysilerimizi giyiyorsak bile, yanımızda mutlaka bizi özellikle rüzgardan koruyabilecek bir koruyucu giysi bulundurmalıyız'' dedi.
Grip aşısının yüzde 100 olmasa da büyük ölçüde koruyucu olduğunu, hekim olarak riskli grup kabul edilen, çocuklar, 60 yaşının üzerindekiler ve kronik
hastalara grip aşısı olmalarını
tavsiye ettiklerini ifade eden Batur, aşının etkisini iki hafta içinde gösterdiğini kaydetti.
Batur, ''Bu nedenle havalar iyice soğumadan, risk grubunda olanların grip aşılarını mutlaka ekim ayı sonuna kadar yaptırmaları gerekiyor'' diye konuştu.
Sıcaklık değişiklikleri kadar, kapalı mekanların da insanları enfeksiyona daha açık hale getirdiğine işaret eden Batur, şunları kaydetti:
''Yazın sona ermesiyle açık alanlardan kapalı mekanlara geçiş başlıyor, bu da salgınları tetikliyor.
Sonbaharda bireysel yaşamdan, açık mekanlardan
toplumsal yaşama geçiyoruz. Kapalı mekanlarda enfeksiyona açığız. Kalabalık içinde bir kişi hasta olsa,
tükürük zerresiyle 5 metre yanındakini enfekte edebilir. Bu nedenle çok kalabalık ortamlardan mümkünse uzak durmak gerekiyor.''
-''Toplum olarak en büyük eksiğimiz, sık el yıkamamak''-
Gripten korunmak için alınacak bireysel önlemlerin, salgınların önüne geçmek ve korunmada en temel rolü oynadığına dikkati çeken Batur, herkesin vücut direncini artırmak için dikkat etmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
''Vücut direncini artırmak için öncelikle düzenli beslenmeyi öneriyoruz. Burada kastedilen tüm
besin gruplarını beslenmeye dahil etmek ve düzenli yemek saatlerine sahip olmaktır. Bol
meyve tüketimine ek olarak, düzenli uyku da bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Çok kalabalık ortamdan uzak kalmaya çalışmak da önemli ama en büyük sorunumuz sık el yıkayan bir toplum olmamamız. İnanın elimizi sık yıkamak, grip aşısına eşdeğer ölçüde koruma sağlıyor.''
Her bireyin, ancak özellikle çocukların sabah kahvaltısını atlamaması uyarısında bulunan Batur, çocuklara hazır yiyecekler yerine, bir
bardak portakal suyu eşliğinde klasik kahvaltı yaptırılmasını önerdi.
-''Sonbaharda diyetten kaçının''-
Batur,
soğuk içeceklerin
boğaz bölgesindeki direnci düşürüp, hastalığa yakalanmayı kolay hale getirdiğinin bilindiğini ancak çok sıcak içecek tüketilmesinin de aynı şekilde boğaz direncini zayıflattığını kaydetti.
Mevsim geçişlerinde aşırı sıcak ve soğuk
gıda tüketiminden kaçınılması gerektiğine işaret eden Batur, ''Çok zorunlu olmadıkça, geçiş dönemlerinde, özellikle de sonbaharda diyet yapılmasını, diyete başlanmasını önermiyoruz, vücut direnci azalabiliyor. Mutlaka yapılması gerekiyorsa da diyetin hekim kontrolünde yapılması ve çok katı olmaması gerekir'' dedi.
(SY-BAH-BŞK-SA)04.10.2011 10:07:45