Kırklareli
Sağlık Müdür Vekili Dr. Çiğdem Cerit, ''Bakımı yapılmayan
havuzlar, insan sağlığı için
boğulma dışında da tehdit oluşturmakta'' dedi.
Cerit, yaptığı yazılı açıklamada, yaz mevsimiyle birlikte
yüzme havuzlarının özellikle büyük kentlerde sık kullanılan rekreasyon alanları arasında olduğunu belirtti.
Havuzların yüzme bilmeyen kişilerin boğulma ve yaralanma
tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecekleri yerler olduğunu, her türlü olasılığa karşı,
denize veya havuza girilen alanlarda cankurtaran bulundurulması önemli bir güvenlik uygulaması olduğunu ifade eden Cerit, şunları kaydetti:
''Dibi net olarak bil
inmeyen ve
derinliği yetersiz yerlerde suya atlayışlar, ölümle sonlanan ağır yaralanmalara,
boyun kırıklarına neden olabilmektedir. Bu nedenle çok dikkat edilmelidir. Bakımı yapılmayan havuzlar, insan sağlığı için boğulma dışında da tehdit oluşturmaktadır. Havuz sularının mikrobiyal
kirlilik açısından düzenli aralıklarla değerlendirilmesi gerekir. Örneğin tifo,
kolera, dizanteri gibi ishalli hastalıklar, göz ve
kulak iltihapları, mantar enfeksiyonu bu sorunların önde gelenleri arasındadır. Mikropların havuzda çoğalması son derece kolay olur. Bu ve benzeri sorunların engellenmesi için sağlık yetkililerince düzenli olarak denetimlerin yapılması gerekmektedir. Havuz ve deniz, göl,
gölet sularının hijyenik denetiminde bulunan değerler, kullananların görebilecekleri biçimde ilan edilmelidir. Sağlık denetimleri sonucu kurallara uymayan işletmelerin uyarılması, gerekli görüldüğünde de yönetsel yaptırımların uygulanması önemlidir.''
-UYULMASI GEREKEN KURALLAR-
Yüzme havuzlarında kişilerin de uyması gereken kuralların bulunduğunu da bildiren Cerit, şöyle devam etti:
''Mayo dışında giysilerle havuza girilmemesi gerekmektedir. Bone takılması uygun bir davranıştır. Havuz sınırları içinde ayakkabıyla dolaşılmamalıdır. Havuza duş almadan girilmemelidir. Ayak temizliği için ayrıca yeterince klorlu bir havuzcukta giriş öncesi yıkama yapılabilir. Kişilerin havuzdan çıktıktan sonra bedenini nemli bırakmamaları, mantar enfeksiyonlarının önlenmesi için koruyucu olabilir. Bunun yanı sıra, mantardan korunmak için başkasına ait
terlik, havlu gibi gereçlerin kullanılmaması, ıslak zeminlerde yalın ayak gezilmemesi, ayakların nemli bırakılmaması da
öneriler arasındadır.
Havuza girmeden önce
alkollü içecek içilmemelidir. Alkol, boğulmaların en önemli nedenleri arasında yer almaktadır. Ayrıca tok karnına, hele hele ağır bir yemekten hemen sonra havuza, denize girmek yaşamsal tehlike doğurabilir. Hafif yiyecekler ve yemekten en az 1-2 saat sonra havuz ortamlarda yüzme
eylemi düşünülmelidir.
Kadınlar, belirli günlerinde havuz ve denizi hem kendi sağlıkları, hem de öbür kişilerin hijyeni için kullanmamalıdır. Gebe kadınlar yüzecekleri suların hijyeni bakımından daha da titiz davranmalıdırlar. Olağan giden ve sağlık görevlilerinin tersini belirtmediği durumlarda doğuma 3-4 hafta kalana dek suya girilebilir, aşırı efor harcamadan yüzülebilir. Bu eylem sakıncalı olmadığı gibi, yararlıdır da. Yüzmeye izin verilmeyen durumlarda hafif
su altı pasif hareket ve solunum egzersizi yapılabilir.
Su sıcaklığının yüksek olduğu durumlarda bilinç yitimi, beden ısısında yükselme, nefes alamama, inme gibi ısıya bağlı ciddi sağlık sorunları yaşanabilir. Kullanılacak suyun sıcaklığının 40 derece altında olması önerilmektedir.
Eğer havuz açık alanda ise güneşin zararlı etkilerinden korunma yaklaşımları önem kazanır. Günün en sıcak saatlerinde (11.00-16.00) havuza, denize girilmemeli ve güneşlenilmemelidir. Bu saatlerin dışında denize ya da havuza girmek isteyenler de ABD
Çevre Koruma Kurumuna göre (EPA) UVA ve UVB'den korunabilmek için en az 15 koruma etmenli güneşten koruyucu
krem,
şapka ve
gözlük gibi gerekli koruyucu donanım kullanmalıdırlar. Geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapka giyilmeli ve UV ve IR koruyuculuğu olan
güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Uzun süre kesintisiz güneşlenmemelidir. Gölge alanlar
tercih edilmelidir. Yalnızca deniz kıyısında, tatilde değil, günlük yaşantıda da bu öneri dikkate alınmalıdır. Açık tenliler ve güneş alerjisi (solar dermatit) olanlar özellikle özen göstermelidir.
Altı bağlı olan bebekler, özellikle havuzlara kesinlikle sokulmamalıdır. Açık kuru ve özellikle akıntılı deri yaraları olanlar da havuz ve deniz sulara girmemelidir. Çok yakın tarihli
ameliyat geçirenlerin kendi doktorlarına danışmasında yarar vardır. Orta kulak zarı iltihabı sorunu olanlar uygun tıkaçlar kullanmalı ve olanak ölçüsünde başlarını suya sokmamalıdır. Zihinsel, bedensel özürlüler, özel güvenlik önlemleri ile korunmalıdır. Evcil hayvanların havuza sokulmaması gerekmektedir.''
(NA-KÖS)26.07.2011 15:32:02