Sakarya'da
kredi kartı ve
mevduat hesaplarındaki 10 bin liraya yakın para,
sanal soyguncular tarafından 10 dakika sürede
havale yoluyla boşaltılan evli çiftin açtığı
davada, parayı ödemeye yanaşmayan
banka suçlu bulundu.
Sakarya 1.
Asliye Hukuk Mahkemesi, internet dolandırıcılığı nedeniyle
mağdur olan çiftin açtığı alacak davasında, vatandaşlar lehine örnek bir karar verdi. Dava konusu olan olay 2007 yılının
Mayıs ayında yaşandı.
Yüksel Y. ve Ahmet Y. çiftinin özel bir bankada bulunan mevduat ve kredi hesaplarına giren internet dolandırıcıları, hesaplardan 11 bin 492 lirayı, 2 dakika gibi sürede önce Giresun'daki bir kişinin hesabına, daha sonra da bu kişinin hesabından İstanbul'daki başka bir kişinin hesabına havale etti. Hesaptan boşaltılan para 8 dakika gibi bir sürede banka şubesinden çekildi.
Hesaplarındaki paraları sanal dolandırıcılar tarafından boşaltılan çift, bankanın hesaplarındaki hareketlilikten şüphelenip kendilerini araması üzerine haberdar oldu. Hesapları boşaltılan çift, bankadan zararlarının karşılanmasını talep etti. Banka kredi kartı hesabından çekilen 2 bin 500 lirayı, hesabın sigortalı olmasından dolayı müşterisine ödedi. Ancak mevduat hesabından çekilen 8 bin 992 lirayı geri ödemedi.
Bunun üzerine çift, banka aleyhine Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde alacak davası açtı. Banka
mahkemeye gönderdiği
savunma dilekçesinde, internet bankacılığı sisteminde müşterilerin güvenli işlem yapabilmesi için en güncel teknolojilerin kullanıldığını belirtti.
İnternet bankacılığı sisteminin hem içeriden hem dışarıdan güvenlik zaafiyet testinden geçtiği kaydedilen dilekçede şu görüşlere yer verildi: "
Güvenlik kontrollerinin yeterliliği BDDK'nın bilgi teknolojileri denetimini yapmaya yetkili kıldığı bağımsız kuruluşlar tarafından denetleniyor. Davacıların bankanın duyurduğu güvenlik önlemlerini kullanmamaları nedeniyle dava konusu para transferinin gerçekleşmiş olabilir. davacıların zararından bankamız sorumlu tutulamaz. Davanın reddini talep ediyoruz."
Mahkeme tarafından oluşturulan bilirkişi ise bankanın kurduğu internet bankacılığı sisteminin davacının bilgisayarındaki internet bankacılığı
uygulama programına kadar gerekli güvenliği sağladığı, bu yüzden bankanın bir kusurunun görülmediği ifade edildi. Davacının da kendi bilgisayarı dışında ve farkına varmadan bilgilerinin üçüncü şahıslar tarafından çalınmasından sorumlu tutulamayacağını kaydeden bilirkişi, bankanın internet bankacılığında kullanılan güvenlik yöntemlerinin müşteriler tarafından kullanılmasını zorunlu kılmasının davacıya sağlanan güvenlik konusunda bir eksiklik olarak görüldüğünü belirtti.
BANKA KENDİSİNE EMANET EDİLEN PARADAN SORUMLU
Davayı karara bağlayan mahkeme, internet bankacılığı sistemini kurup hizmete sunan bankanın, müşterinin kastını, kötü niyetini, veya suç sayılabilecek bir eylemini kanıtlayamadığı sürece kendisine emanet edilen paradan bir güven kuruluşu olması nedeniyle sorumlu olduğunu belirtti. Davalı bankanın davacıların kastını, ve kötü niyetlerini ispatlayamadığı gibi internet bankacılığında kullanılan güvenlik yöntemlerinin müşteriler tarafından kullanılmasını zorunlu kılmasının güvenlik konusunda bir eksiklik olarak görülmesi sebebiyle bankanın davacıların zararını karşılamakla yükümlü olduğu sonucuna varıldığı kaydedilen kararda, mevduat hesabından alınan 8 bin 950 liranın yasal faiziyle davacılara ödenmesini kararlaştırdı.