Hoşgörü panelinde birliktelik vurgusu

Hoşgörü panelinde birliktelik vurgusu

Kahramanmaraş Lider İşadamları Derneği (KALİDA) ile Pazarcık ve Narlı İşadamları Derneği (PANİAD) tarafından organize edilen "Birlikte Yaşama Sanatı ve Hoşgörü İkliminde Kahramanmaraş" konulu panel, birlik mesajlarına sahne oldu. Çeşitliliğin zenginlik olduğunu anlatan panelistler, birlikte yaşamanın önemine ve karşılıklı anlayışa vurgu yaptı. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'ndeki panelin açılış konuşmasını yapan KALİDA Yönetim Kurulu Başkanvekili Ökkeş Balsuyu, iki kardeş işadamları derneği olarak toplumun birlik ve beraberliğine büyük önem verdiklerinin altını çizdi. Kimsenin geçmişine bakmadan kucaklaşmak, sevgi ve saygı örneği oluşturmak gayesiyle düzenledikleri panelde yüreklerin birlikte atmasını temenni ettiklerini anlatan Balsuyu, "Bizler bu memlekette asırlardır bir arada sevgi ve barış içinde yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Her geçen gün ekonomisi büyüyen, istihdamı ve ihracatı her yıl artan bu güzel şehrin geçmişteki tatsız hadiselerin gölgesi altında kalmasını değil, sahip olduğumuz bu güzelliklerle yan yana anılmasını istiyoruz." dedi. Balsuyu'nun konuşmasının ardından, Alevi kanaat önderlerinden Elif Ana'nın oğlu Mehmet Ocak dua etti. Duanın ardından panele geçildi. Gazeteci Yazar Faruk Mercan'ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda ilk sözü panelistlerden Cemal Uşşak aldı. Birlikte yaşama olgusunu tehdit eden unsurlara değinen Uşşak, "Gerek farklı dinlere, gerekse aynı din içerisindeki farklı mezheplere mensup insanların birlikte yaşaması isteniyorsa, bunun için öncelikle zihinlerdeki problemler aşılmalı." diye konuştu. 'Öteki' kavramına da değinen Uşşak, "Öteki, bizden farklı olandır. Ama bizim değiştirmeye hakkımız olmayandır. Onun farklılığını kabul etmeye mecbur olduğumuzdur. Mecbur olduğumuz derken, tahammül ettiğimiz değil, İslam açısından farklılığı kabule mecbur olduğumuz birisidir öteki." ifadelerini kullandı. Daha sonra söz alan Mustafa Akyol da Türkiye'nin geçmişinde bir takım acı toplumsal olayların yaşandığını hatırlatarak, bunların dünyada da yaşandığını vurguladı. Modern çağda daha önce birbiriyle temas etmeyen toplumların, daha fazla temas etmeye başladığını ve bu temasın da bazen kötü sonuçlar ortaya çıkardığını anlatan Akyol, "Ayrımcılık, topluma kötü gözle bakma, iki farklı toplumun birbirine karşı nefret duygusu geliştirmesi, bunun da bir şekilde şiddete dönüşmesi gibi olaylar dünyanın birçok yerinde var. Bu evrensel bir problem. Bunu araştırdığınızda, niçin böyle olayların yaşandığına baktığınızda, çıkan bazı tablolar var. Bir yerde iki toplum arasında husumet olduysa, herhangi bir problem yaşandıysa, büyük ölçüde birbirleri hakkında tam doğru olmayan birtakım ön yargılara sahip olduğu ortaya çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu. Panelistlerden Cafer Solgun ise Türkiye'nin zenginliğine işaret ederek, "Türkiye, bu çeşitliliği içerisinde değerlidir. Türklerden başka hiç kimsenin yaşamadığı bir Türkiye düşünebiliyor musunuz? O zaman günümüz Türkiye'si ile kıyasladığımızda çok da değerli, çok da güzel bir ülke, coğrafya olmazdı. Aynı şekilde sadece Kürtlerden, Sünnilerden, Alevilerden oluşan bir Türkiye düşünebiliyor musunuz? Herhalde böyle bir şey ülkemizin günümüzdeki değerinden çok şey eksiltirdi. Tüm bu dini, kültürel, etnik farklılıklar ve zenginliklerle bir değer ifade ediyor." şeklinde konuştu. Yaşanan olaylarla yüzleşmek gibi mecburiyetlerinin olduğunu da aktaran Solgun, "Bütün bu olayları birbirimize karşı kin, husumet, düşmanlık gerekçesi olarak değerlendirmemeliyiz. Olayların hala kanamasına hizmet edecek yaklaşımlar kesinlikle doğru değil. Ama bir yüzleşme ihtiyacı olduğu kesinlikle gerekli. Bizim hangi duygularımız, özelliklerimiz, hassasiyetlerimiz kimlere ne şekilde hizmet ediyor bunu bazen durup kendimize sormamızda fayda var." açıklamasında bulundu. Panelistlerden Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne de ülkeyi bugünlere kadar getiren en önemli dönüm noktalarından birinin 13'üncü asırda yaşanan Moğol istilası olduğunu kaydetti. Yedi asır sonrasında yeni bir dönüm noktasında olunduğunu ifade eden Türköne, Türkiye'nin büyük badireler atlatarak, yine bir kavşak noktasında çok farklı bir tarihe doğru yöneldiğinin altını çizdi. Türköne şöyle konuştu: "Çocuklarımız, bizden daha iyi bir ülkede yaşayacak. Bizden sonraki nesiller, bizden daha iyi şartlara sahip olacaklar, daha fazla refaha kavuşacaklar. Dünyaya bizim baktığımızdan daha güvenli bakacaklar. Tüm bunların hepsi bugün bizim yaptıklarımıza, vereceğimiz kararlara, ölçüyü doğru koymamıza bağlı. Kim kinden, nefretten bahsediyorsa yalan söylüyor, başka bir hesabı bizim üzerimizden görmeye çalışıyordur. Kim sevgiden, uzlaşmadan, hoşgörüden, saygıdan, birlikte yaşamaktan bahsediyorsa da bizim bugünümüzü ve geleceğimizi kurtaracak hepimize kazandıracak o ölçüyü koymuş oluyor." Panelin ardından, kapanış konuşmasını gerçekleştiren PANİAD Başkanı İsmail Dizlek, birlik ve beraberliklerini kimsenin bozmasına izin vermeyeceklerini söyleyerek, "Biz geleceği aydınlık bir Türkiye istiyoruz. Çocuklarımıza geleceği aydınlık bir Kahramanmaraş bırakmak istiyoruz. Onun için el ele vereceğiz. Birlik ve beraberlik içerisinde olacağız." dedi.
<< Önceki Haber Hoşgörü panelinde birliktelik vurgusu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER