Çukurca'da 6 askerin şehit olduğu
mayın patlaması davasının
tutuklu sanığı
Tuğgeneral Zeki Es'in
tahliye edilmesini değerlendiren
Hukukçular Derneği Başkanı Avukat
Cahit Özkan, bu davanın yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını bir kez daha gündeme getirdiğini belirtti. Özkan, "Türkiye'de askeri mahkemelerin
yetki ve yeterli bir
soruşturma yapmaktan uzak olduğunu bir kez daha gördük." dedi.
Hakkari'nin Çukurca ilçesinde 28
Mayıs 2009'da 6 askerin şehit olduğu
mayın patlamasıyla ilgili olarak, dönemin Hakkari Tugay Komutanı olan
Tuğgeneral Zeki Es Bursa Jandarma Bölge Komutanı olarak görev yaptığı sırada tutuklanmıştı.
6 askerin şehit olduğu mayın patlamasıyla ilgili GES Komutanlığı'nın resmi uydu
telefon kayıtlarında Es'in 3 ayrı
telefon görüşmesi kamuoyuna yansımıştı. Görüşmelerde Es, komutanı
Tümgeneral Gürbüz Kaya'ya mayınları bizzat kendisinin döşediğini
itiraf ediyordu. Olayla ilgili tutuklandıktan sonra dün askeri mahkemede görülen davada Tuğgeneral Zeki Es, 'kaçma ve delilleri karartma ihtimali bulunmadığı' gerekçesiyle tahliye edildi.
Tahliye kararını değerlendiren Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cahit Özkan, bu kararın yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını bir kez daha gündeme getirdiğini söyledi. Askeri mahkemelerin yetki ve soruşturma olarak yetersiz kaldığını dile getiren Özkan, "Yargıya intikal etmiş bir mesele, her zaman olduğu gibi bugün de yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını gündeme getirmiştir. Türkiye'de
Dağlıca baskının üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen TSK'nın yaptığı soruşturma ve inceleme neticelenemediği süreçleri yaşadık. Bu da o zincirin bir halkası." dedi.
"Türkiye'de gerçekten askeri mahkemelerin yetki ve yeterli bir soruşturma yapmaktan uzak olduğunu bir kez daha gördük." diyen Özkan şöyle devam etti: "Bu mahkemenin vermiş olduğu karar her ne kadar kaçma ve delillerin karartılması şüphesinin olmamasından verilmiş olsa da, sanığın görevi işgal ettiği konum itibariyle sadece olay yerinde yapılacak keşfin delilleri karartma açısından önemli olmadığı ve hali hali hazırda devam eden yargılamada tanıklar üzerinde ciddi bir baskı oluşturması şüphesini dikkate aldığımız zaman maalesef mahkemenin verdiği karar yine askeri mahkemenin bir kez daha güvenirliğini yargının genel sorunlarını yargının bağımsız ve tarafsızlığını bir kez daha gündeme getirmiştir."
SANIĞIN TANIKLAR ÜZERİNDE BASKI YAPMA ŞÜPHESİ DİKKATE ALINMALI
Avukat Özkan, yargılama sırasında sanığın görevi işgal ettiği konumun da göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek, "Gerçekten sadece kaçma şüphesi ve delillerin karartılması şüphesi değil, sanığın yargılama sırasında tanıklar üzerinde baskı yapabilme tehlikesini dikkate alınarak bir kez daha düşünülmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.
Hukukta tutuklamanın bir
tedbir olarak değerlendirildiğini ifade eden Özkan "Ancak bu olayın vahameti şu aşamada tahliyenin mümkün olamayacağını göstermektedir. Darbe iddialarına ilişkin yapılan yargılamaları dikkate aldığınız zaman sanıkların işgal ettiği konum askeri hiyerarşi, emir komuta zinciri, sanıkların tanıklar üzerinde doğrudan baskı oluşturabilecek nitelik arz etmektedir. Bu dikkate alındığı zaman 100. madde çerçevesinde tahliyenin mümkün olmadığı görünmektedir. O noktada tahliyeye yapılacak itirazın bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmektedir." dedi.