Çanakkale Valisi
Güngör Azim Tuna, Hüseyin Akif Terzioğlu Şefkat Yuvası Vakfı'yla ilgili olarak, ''Vakıf görevlileriyle görüşülerek,
davacı
yönetim kurulu üyelerinin vakfa gelmek istedikleri takdirde kendilerine engel olunmaması, ağırlanmaları ve ikramda bulunulması, ama yönetim kurulu toplantısı yapmak istemeleri halinde müsaade edilmemesi ve zorluk çıkarmaları halinde
emniyet birimlerine haber verilmesi bildirilmiştir'' dedi.
Tuna, yaptığı yazılı açıklamada, Hüseyin Akif Terzioğlu Şefkat Yuvası Vakfı yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları üzerine Çanakkale Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtıkları davada mahkemece karar verilmiş olduğunu anımsattı.
Taraflara yeni tebliğ edilen kararın henüz vakfa tebliğ edilmeden, davacıların
vakıfta yönetim kurulu toplantısı yapacakları ve basını davet ettiklerinin anlaşılması üzerine vakıf görevlileriyle görüşülerek, davacı yönetim kurulu üyelerinin vakfa gelmek istedikleri takdirde kendilerine engel olunmaması, ağırlanmaları ve ikramda bulunulması, ama yönetim kurulu toplantısını yapmak istemeleri halinde müsaade edilmemesi ve zorluk çıkarmaları halinde emniyet birimlerine haber verilmesinin bildirildiğini ifade eden Tuna, ''Vakfın önünde kolluk güçlerinin tertibat alarak kapıda beklemeleri ve kimseye engel olmaları söz konusu değildir. Davacıların bu konuyu bir şov malzemesi yapmak istemelerinden kaynaklanmaktadır. Böyle bir şey olmamıştır, '
terörist muamelesi' gibi çirkin yakıştırmalarla bu konuyu ajite etmenin gereği yoktur'' ifadesini kullandı.
Tuna, açıklamasında şunları kaydetti:
''İkinci olarak, iddia edildiği gibi dava sonuçlanmamıştır. Burada tamamen bir çarpıtma söz konusudur. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 433. maddesine göre, 'bir kararın temyiz edilmesi o kararın icrasını durdurmaz' ibaresi doğrudur. Ama maddenin devamı söylenmediği için eksiktir. Maddenin devamında 'kişiler' hukukuna ilişkin kararın kesinleşmedikçe yerine getirilemeyeceği açık bir şekilde ifade edilmektedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2006/18468 esas ve 2006/21769 sayılı 21/11/2006 tarihli kararları da buna işaret etmektedir. Dolayısıyla mahkemenin verdiği karar temyiz edileceğinden, temyiz gelene kadar bu karar kesinleşmeyeceği için yerine getirilmesi mümkün değildir. Davacıların, özellikle de onların temsilciliğine soyunanların bunu bildiği halde oldu bittiye getirerek ve basını da kullanarak kendilerini haklı göstermeye çalıştıkları açıktır. Sonuç olarak hukukun dışında hiçbir şey yapılmamış ve yapılmayacaktır. Bu hususta ilave açıklama daha sonra yapılacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.''
(BYR-BAK)14.08.2011 10:29:30