Hz. İsa'nın Havarilerinden Philippus'un Mezarı

Hz. İsa'nın Havarilerinden Philippus'un Mezarı

Denizli Valisi Yavuz Erkmen, ''Şimdiye kadar Hierapolis, Pamukkale, travertenleriyle doğal güzellikleriyle biliniyor, antik yönü biraz daha geri planda kalıyordu. Ama bu sayede bu antik kent yapısı, antik yapı içerisindeki bu önemli yapıt biraz daha herkesin gözü önünde olacak'' dedi. Erkmen, İtalya Lecce Üniversitesi'nden Prof. Dr. Francesco D'Andria başkanlığında Pamukkale'deki antik Hierapolis Kenti'nde sürdürülen kazı çalışmalarında bu yıl bulunan ikinci kilise ve Hz.İsa'nın 12 havarisinden biri olan St. Philippus'un mezarında incelemelerde bulundu. Erkmen, Prof. Dr. D'Andria'dan St.Philippus'un mezarı hakkında bilgi aldı. Bu yıl buldukları kilisenin beşinci yüzyılda yapıldığını ifade eden D'Andria, ''Bu kilisede bir yazıt bulduk. İmparator Teodoros'a ait. İmparator Teodoros belki İstanbul'dan mimarlar gönderdi. Gerçekten çok güzel bir mimari eser. Bu bir Roma mezarı. St.Philippus'un burada öldürüldü ve ondan sonra vücudunu bu mezar içine koydular, 1. yüzyılda. Bu bir Bizans mezarı değil, bu normal. Çünkü o zaman daha 1. yüzyılda Bizans yok. Roma zamanında, bunun için, bu geleneksel 5. yüzyıla kadar geldi, 5. yüzyılda İmrapator Teodoros belki bir büyük hac merkezi yapmak istiyordu. Bu kesin. burada iki kilise olduğu da kesin. Bu kiliseyi çoktan beri biliyorduk. biz ikinci kiliseyi bu yıl bulduk'' dedi. ABD'nin Virginia eyaletinde bir mühür bulduğunu dile getiren Prof. Dr. D'Andria, ''10-11 santim büyüklüğünde tunç bir mühür. Ve mühür üzerinde St.Philippus var. Çünkü Agoz St. Philippus diye yazılı'' dedi. D'Andria, elindeki mührün fotoğrafını göstererek, ''Mührün üzerinde iki merdiven gözüküyor. Bu çok önemli. Bizde bu merdiven var. Hacılar için bu merdiven çok önemli. Çünkü onlar köprüden sonra temizleniyor, ondan sonra yavaş yavaş buraya geliyordu. Bu mühür üzerindeki kilise o. çünkü bu kilise kubbeli, sekizgen yapıda. Bu ikinci kiliseyi arıyorduk, Allah bana yardım etti. St. Philippus önce öldürüldü, ondan sonra vücudunu bu mezara koydular, sonra bu kilisedeki Roma mezarına koydular'' dedi. D'Andria, bu mezardaki kemiklerin bir kısmının İstanbul'a, bir kısmının da Santi Sepolcri Kilisesi'nin inşa edildiği Roma'ya götürüldüğünü bildirdi. D'Andria, mezarın pagan mezarı olduğunun hatırlatılması üzerine, öldüğünde Hıristiyan mezarlarının olmadığını ifade edecek, o zaman yalnız pagan mezarlarının olduğuna dikkat çekti. Vali Erkmen de, burada sekizgen yapıdaki kilisenin uzun zamandan beri bilindiğini belirterek, şöyle konuştu: ''St. Philippus'un da burada öldürüldüğü tarih olarak da sabit olan bir olay. Şimdi hocam yeni bir iddiayı ortaya getiriyor. Ve iddianın sahibi hocam ve hocamla birlikte çalışan ekip. Onların söyledikleri birtakım dayanakları var. Bunları bilimsel olarak da yayınlayacaklar. Dolayısıyla iddia sahibi hocamızın dediğini, aksi ispat edilmediği sürece biz doğru olarak kabul etmek zorundayız. Bu ne anlama geliyor? Hocam geçmişe dönük elindeki birtakım bilgi ve belgelerden yola çıkarak resimle de ortaya koyuyor. ABD'deki bir müzedeki mühürden yola çıkarak buranın şeklini tarif ediyor. Ve burada ikinci bir kilisenin olduğunu, yani sekizgen kilisenin ötesinde ikinci bir kilisenin olduğunu ve bu kilisenin içinde de mezarın bulunduğunu ve bu mezarın da St. Philippus'a ait olduğunu söylüyor. Bu tabii hakikaten çok önemli bir iddia. Bu yalnız ülkemizde değil dünyada ses getirecek bir iddia. Böyle bir iddiaya biz şu anda bu bölgenin kazı başkanı olarak hocamıza inanmak zorundayız. Aksi kanıtlanmadığı sürece bunun doğru olduğunu hepimizin kabul etmesi gerekir. Bunun dayanaklarının ne olduğunu da yine kendisi makalesinde yazacaktır. O zaman tarihçiler veya arkeologlar karşı tezleri varsa bunları ileri sürebilirler.'' Bunun doğru kabul edilmesi halinde buranın inanç turizmi anlamında ve Hristiyanlık olarak da bir hac yeri olarak buraya yoğun bir ilgi olacağını tahmin ettiklerini ifade eden Vali Erkmen, ''Şimdiye kadar Hierapolis, Pamukkale, travertenleriyle doğal güzellikleriyle biliniyor, antik yönü biraz daha geri planda kalıyordu. Ama bu sayede bu antik kent yapısı, antik yapı içerisindeki bu önemli yapıt biraz daha herkesin gözü önünde olacak. Yerli ve yabancı turist sayısının çok daha artacağını düşünüyoruz. Hem ekonomik hem de kültürel anlamda büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz'' dedi. St. Philippus'un mezarının bulunması dolayısıyla Papa'yı buraya davet edip etmeyecekleri sorulan Erkmen, ''Onlar sonraki iş. Zaten davet etmeye kalmadan buranın bir değer olduğunu görünce herkes gelecektir. Papa da dahil Hristiyanların önemli kişileri, normal vatandaşlar herkes gelecektir buraya. Önemli olan burada inanç da değil. Bunları bir dünya mirası, dünya kültürü olarak düşündüğümüzde herkesin gelip görmesi gerekir. Hıristiyanlar hac vazifesini burada yerine getirecektir. Biz nasıl Kabe'yi ziyaret ederek hacı oluyorsak, Hristiyanlar için de burası önemlidir. Her kesimden insanın buraya gelip ziyaret edeceğine inanıyorum. İnsanlar başka dine inanabilirler önemli olan herkesin sevgi ve barış içinde yaşamasıdır'' şeklinde konuştu. Vali Erkmen ve Prof. Dr. Francesco D'Andria, mezarın içine girdi, daha sonra kazıda çalışanlarla mezarın önünde fotoğraf çektirdiler. (MUS-BEL-MVA)29.07.2011 21:22:04
<< Önceki Haber Hz. İsa'nın Havarilerinden Philippus'un Mezarı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER