Ankara Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Öznur Özdoğan, '
Mevlana ve
Kadın' konulu konferansta konuştu. Özdoğan, "Dinimiz, kadını her zaman el üstünde tutmuştur. Hz. Muhammed'in (SAV) örnek hayatında da kadına verilen önem açıkça görülmektedir." dedi.
Diyanet İşleri Başkanılğı'nın kuruluş yıldönümünde
Bursa Müftülüğü 8
Mart Dünya
Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Tayyare
Kültür Merkezi'nde 'Mevlana ve Kadın' konulu bir panel düzenledi.
Panelde konuşan
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Öznur Özdoğan, Mevlana'nın ünlü eseri Mesnevi'de konu edilen kadın ve toplumdaki konumuyla ilgili ayrıntılı bilgi verdi. İslam'da kadına verilen öneme vurgu yapan Doç. Dr. Özdoğan, "Dinimiz, kadını her zaman el üstünde tutmuştur. Hz. Muhammed'in örnek hayatında da kadına verilen önem açıkça görülmektedir. Mevlana ayrı ayrı 2 evlilik yaptı ve tek eşliliği benimsedi. Bizim dinimiz, çoğumuzun bildiği gibi çok eşliliğe müsaade etmemiştir. Hz. Muhammed'in (SAV) evliliklerini dönemin şartlarına göre doğru değerlendirmek gerekir. Kadın-erkek ilişkilerinde saygı, sevgi ve hoşgörü çok önemlidir. Günümüzde maalesef eşler arasında bile yeterince hoşgörü göremiyoruz. Mevlânâ, (Kadın Hakk"ın nurudur, sadece sevgili değil, sanki halıktır, mahluk değil) sözüyle meseleye son noktayı koymuştur. İşte kadının gerçek değeri buradan gelir. O, Allah'ın yaratıcı kudretinden vasıflar taşımaktadır. Hayatın devamlılığında büyük vazife görmekte, böylece
ilahi faaliyet ve tecellînin aziz bir rüknü olmaktadır. Kadını Hakkın nûru olarak gören ve yaratıcı vasfına vurgu yapan Mevlânâ, kadın-erkek denkliğine, her bakımdan bunların birbirini tamamlayıcı olduklarına, dolayısıyla tek kalınca ikisinin de eksik ve yarım olacağına işaret eder." diye konuştu.
KENDİ KUSURLARIN GÖRMEDEN BAŞKALARININ KURUSURUNU ARAŞTIRMAYIN
Her şeyin iyiye ve olgunluğa doğru gittiğine inanan Mevlana'nın kötülüğün insandaki noksanlıklardan meydana geldiğini söylediğine dikkat çeken Özdoğan, Mevlana'nın kendi hatasını düzeltmeden başkasının ayıbını arayanları hoş görmediğini hatırlattı. İnsanların önce kendindeki kusur ve hataları görmeye çalışması gerektiğini anlatan Doç. Dr. Öznur Özdoğan şunları kaydetti: "Zaten kendisindeki kusurları görmekle uğraşan bir insan, başkasında kusur aramaya fırsat bulamayacaktır. Karşısındakinde gördüğün suç, sendeki suçun cinsindendir. Demek ki, insan, kendi kusurlarını gidermeden başkasıyla uğraşmamalı.Zaten kendisi de aynı kusuru işlerken başkasını o kusurdan men etmesi çok faydalı olmayacaktır. Özellikle eğitimcilerin bu konuda çok dikkatli olmaları gerekir diye düşünüyorum. Örneğin sigara içen bir öğretmen –bu durumunu bilen bir öğrencisine– sigara içme dese, bu uyarı öğrencide ne kadar etkili olur. Mevlana'nın gözü, insanlardaki kusuru görmek için değil, güzellikleri ortaya çıkarmak için vardı. Onun bütün insanlıktaki gördüğü güzellikler, aslında onun kendi gönül güzelliğinin yansımasıydı.Eğer biz, çevremizdeki herkesi kötü görmeye başladıysak, o kötü gördüğümüz şeylerin içinde bizden de yansıyan bir şeylerin olabileceğini unutmamamız gerekiyor."