Bu yıl ''
Çevre ve Çevre
Teknolojileri'' ana temasıyla düzenlenen 80.
İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) kapsamındaki İEF Çevre Zirvesi törenle başladı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu, İsmet
İnönü Sanat Merkezi'nde düzenlenen törenin açılışında, kar maksimizasyonu ile çevreyi koruma arasında çatışma olduğunu belirterek, bunun dengelenmesi gerektiğini söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediyesinin gelecek nesillere bırakılacak en büyük mirasın yaşanabilir çevre olduğu bilinciyle hareket ettiğini ifade eden Kocaoğlu, bu anlayış doğrultusunda atık suların arıtılmasına yönelik tesisler kurduklarını, bu tesislerle Türkiye'deki ileri biyolojik arıtmanın yüzde 38'inin İzmir'de yapılır hale geldiğini kaydetti.
Kocaoğlu, Çiğli'deki tesislerde günlük 600 ton çamurun
gıda hariç tarım ürünlerinin yetiştirileceği şekilde bertaraf edildiğini belirterek, bu bölgede ihalesine çıktıkları 4. fazın tamamlanmasının ardından Büyük
Kanal Projesi ve arıtmanın rahatlayacağını ifade etti.
Evlerden çıkan çöplerin bertaraf edilmesi konusunda yıllar süren incelemelerinin ardından
koku yaymayan, havayı, toprağı ve suyu kirletmeyen, atıkları tamamen kapalı bir
sistemde ortadan kaldıracak son sistem bir teknoloji üzerinde karara vardıklarını belirten Kocaoğlu, şöyle konuştu:
''Bunu yapabilmemiz için kuzey ve güney aksında 250'şer dönümlük iki yere ihtiyacımız var. Bu yeri İzmir Büyükşehir Belediyesinin tek başına bulma yetkisi yok. Bu yeri ilgili birimlerle birlikte bulacağız. Tüm yetkililerden yer bulunması konusunda azami gayret göstermelerini talep ediyorum. Bunu 4 milyon İzmirlinin çöpünü bertaraf edebilmek için istiyorum. Bu çöp İzmir'in çöpü. İzmir madem ki çevre konusunda ileri, biz de yatırımı yapabilecek güce sahibiz, sadece yer problemimiz var. Yer probleminin çeşitli nedenlerden dolayı malzeme yapılmaması talep ediyorum.''
Kocaoğlu, Belkahve'deki taş ocaklarının rehabilitasyonu için 3-4 yıl önce çalışma başlattıklarını hatırlatarak, şunları söyledi:
''Firmalarla taş ocaklarının taşınmaları ve çevreye zarar vermeyen bir sistem kurmaları konusunda anlaştığımız Belkahve'de
İl Özel İdaresi bir tesise bir yıllık deneme üretimi izni vermiş. Bu bölgedeki taş ocaklarını birçoğuyla anlaştık, kademe kademe gidiyorduk. Bölgedeki toz
toprak görüntüsünü kaldırdık, boşalan yerlere
ağaç diktik. İl Özel İdaresi yetkililerinin bu konuya müdahale etmesi gereklidir. Çevre konusunda bir irade beyan etmezseniz, bir dik duruş sergilemezseniz çevreyi koruyamazsınız. Temizlenmiş yere tekrar tesis kurarsanız bu işin içinden çıkamazsanız. Bizim yaptığımız protokolün titizlikle İl Özel İdaresi tarafından takip edilmesini istiyorum.''
Çeşme Yarımadası'na bol miktarda
taş ocağı ruhsatı verilmesinin içinin yandığı başka bir konu olduğunu ifade eden Kocaoğlu, ''Burada rastgele taş ocağı ruhsatı verilmesinin hiçbir anlamı yoktur. Bu, Çeşme Yarımadası'nın geriye dönülmeyecek bir tahribata sürüklenmesine yol açacaktır. Hiçbir madenin ülkenin kalkınması için kullanılmasına karşı değilim ama çevre dengesini gözetmek gerekir'' diye konuştu.
İzmir
Vali Yardımcısı
Haluk Tunçsu ise sanayileşmeyle
doğal kaynakların hiç tükenmeyecek gibi kullanılmaya başlandığına değinerek, ''Zirvenin gerek mahalli idareler, gerek valilik, gerekse sektörler açısından bir
yol haritası ve çevresel bir yaşantıyı
hedef almış bir İzmir oluşturma açısından bir kilometre taşı olacağı kanısındayım'' dedi.
İZFAŞ tarafından düzenlenen zirve, cumartesi günü sona erecek.
(EUB-BŞK-HAN)15.09.2011 15:41:16