İit Çalışma Bakanları Zirvesi

İit Çalışma Bakanları Zirvesi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ''Türkiye olarak Filistin'de yaşanan insanlık dışı muameleleri, evrensel hukuk normları çerçevesinde dünyaya haykırmaya ve haykırışımızı somut adımlarla güçlendirmeye kararlıyız'' dedi. İslam İşbirliği Teşkilatı'nca (İİT) düzenlenen ''İİT Çalışma Bakanları Zirvesi'' Yıldız Sarayı Yaveran Köşkü'nde gerçekleştirildi. Bakan Çelik, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, İİT üyesi ülkelerin çalışma bakanları olarak, iş sağlığı ve güvenliği vesilesiyle ilk kez bir araya geldiklerini belirterek, çalışma hayatının en hayati konularından biri olan iş sağlığı ve güvenliği konusunda yapacakları işbirliğinin, çalışma hayatının diğer alanlarına da örnek olmasını diledi. Bakan Çelik, 57 üyesiyle dünyanın en büyük ve en önemli teşkilatlarından biri olan İİT'nin kurulduğu günden bu yana, İslam dünyasının sesini bütün dünyaya duyurarak, bu alandaki önemli bir boşluğu doldurduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Geride bıraktığımız yüzyılda yaşanan iki dünya savaşı, bölgesel savaşlar ve soğuk savaşın ardından dünyada, tüm toplumları etkisi altına alan hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanmaktadır. Berlin duvarının kalınlığı ve Sovyetler Birliği'nin sarsılmaz zannedilen ideolojisi bile bu değişimin ve dönüşümün önünde duramamıştır. İslam toplumları da yaşanan süreci iyi okumak ve yeni dünya düzeninde hak ettiği yeri almak durumundadır. İslam dünyası bunu yaparken temel değerlerinden asla vazgeçmemeli, aksine bu değerlerin rehberliğinde hareket etmelidir. Ne acıdır ki, bir zamanlar barışın, sevginin, hoşgörünün hüküm sürdüğü İslam coğrafyaları, bugün savaş meydanlarına dönüşmüş, anlamı barış olan İslam, hiç de hak etmediği negatif kavramlarla anılır olmuştur. Yan yana duran sefahat ve sefalet gerçeği, adeta İslam coğrafyasının kaderi haline gelmiş, Somali başta olmak üzere birçok Afrika ülkesinde milyonlarca kardeşimiz 21. yüzyıl dünyasında açlıkla karşı karşıya kalmıştır.'' -MAVİ MARMARA SALDIRISI- Bu negatif görüntüyü pozitife çevirmenin, sorunlara en kısa zamanda kalıcı çözümler üretmenin ve topyekün İslam dünyasını muasır medeniyetler seviyesine yükseltmenin, İİT'nin değerli ve saygın üyelerinin en başta gelen görevlerinden biri olması gerektiğini vurgulayan Çelik, ''Bu görevi yerine getirmek, hem sahip olduğumuz değerlere karşı görevimizin, hem de gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir'' dedi. Küreselleşme olgusunun hızla yaygınlaştığı günümüz dünyasında, sorunların çözümü için sadece işbirliğinin yeterli olmadığının, küresel arenada söz sahibi olmanın da gerekli olduğunun açıkça ortada olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti: ''Bu sebeple İslam İşbirliği Teşkilatını bölgesel ve küresel sorunlar karşısında inisiyatif alan, yaptırım gücü olan, etkinliği ve yetkinliği yüksek küresel bir aktöre hep birlikte dönüştürmeliyiz. Bu noktada, Filistin'e yardım götürmekte olan konvoya yapılan ve 9 masum insanın öldürülmesi, çok sayıda sivilin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıda adeta İsrail'i aklayan Palmer Raporu'nun tanınmadığına ilişkin İslam İşbirliği Teşkilatının açıklamaları, teşkilatın büyüklüğüne ve misyonuna yakışan bir tavır teşkil etmiştir. Yükü sadece insani yardım olan bir gemiye, üstelik uluslararası sularda düzenlenen bu menfur saldırı, hiçbir raporla meşrulaştırılamayacak kadar vahim bir olaydır ve insanlık tarihine kara bir leke olarak yazılmıştır. Türkiye olarak Filistin'de yaşanan insanlık dışı muameleleri, evrensel hukuk normları çerçevesinde dünyaya haykırmaya ve haykırışımızı somut adımlarla güçlendirmeye kararlıyız.'' Aynı kararlılığın, Türkiye'nin üyesi olduğu İİT'de de olduğunu bilmenin Türkiye'nin onurlu duruşuna güç kattığı gibi, Filistin'de yaşanan acıların dünya kamuoyu nezdinde daha görünür olmasını da sağlayacağını belirten Çelik, ''Yine aynı şekilde, Ortadoğu'da ve Kuzey Afrika'da yaşanan ve dünya kamuoyunda 'Arap Baharı' olarak nitelenen gelişmelerin daha fazla kardeş kanı dökülmeden son bulması için, herkesten önce bizlerin gayretlerimizi daha da artırması gerektiğine inanıyorum'' diye konuştu. -''MADDİ KAYIPLARIN HİÇ BİR ÖNEMİ YOKTUR'' Türkiye olarak, İİT'nin kuruluş amacına da uygun olarak, üye ülkelerin başta ekonomik, sosyal, kültürel ilişkiler olmak üzere her alanda işbirliğinin katlanarak artması gerektiğine inandıklarını belirten Çelik, bunun için de her türlü katkıyı yapmaya hazır olduklarını söyledi. İİT'nin İslam coğrafyasının sesi olmanın ötesinde, aynı zamanda milyarlarca insanın umut bağladığı bir çatı konumunda bulunduğuna dikkati çeken Çelik, ''Bugün burada toplanmamızın sebebi olan iş sağlığı ve güvenliği konusunda teşkilat üyeleri olarak son derece güzel ve verimli bir işbirliğini gerçekleştiriyoruz'' dedi. Faruk Çelik, ''İş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatının en önemli ve insan sağlığını yakından ilgilendiren konularından biridir. Günümüz endüstriyel ilişkilerinde çalışma şartları ve şekilleri sürekli değişmekte, üretim araçlarının teknolojisi her geçen gün gelişmekte ve çeşitlenmektedir. Bu durum, çalışanların karşılaştığı riskleri de çeşitlendirmekte ve artırmaktadır'' şeklinde konuştu. ILO tahminlerine göre dünyada 1,2 milyarı kadın olmak üzere 3 milyar civarında iş gücünün bulunduğunu belirten Çelik, yine ILO tahminlerine göre, her gün yaklaşık 1 milyon çalışan iş kazası geçirirken, iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu yılda 2,3 milyon insanın hayatını kaybettiğini vurguladı. İş gücü kaybının yanında, iş kazaları ve meslek hastalıklarının dünya ekonomisine maliyetinin asgari 600 milyar, azami 2,4 trilyon dolar olduğunun yapılan çalışmalarla ortaya konduğunu söyleyen Çelik, ''İnsan hayatının yanında maddi kayıpların hiçbir önemi yoktur ve hiçbir maddi kaygı insan hayatından daha değerli değildir'' dedi. -''İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE ÖNEM VERİYORUZ''- Hükümet olarak iş sağlığı ve güvenliği konusuna çok önem verdiklerini, iş sağlığı ve güvenliği bilincini artırmak, çalışma hayatında güvenlik kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla birçok faaliyet gerçekleştirdiklerini vurgulayan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: ''Her yıl iş sağlığı ve güvenliği haftası, bölgesel konferanslar, faaliyetlerimizden sadece birkaçıdır. Bunların yanında, kuralcı yaklaşımdan ziyade önleyici, koruyucu ve iyileştirici bir anlayışla hazırladığımız müstakil iş sağlığı ve güvenliği yasasını da önümüzdeki dönem, yasalaştırmayı hedefliyoruz. Bütün bu çalışmalarımızın yanında, iş sağlığı ve güvenliği konusunda İslam İşbirliği Teşkilatımızla da önemli ve verimli çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda, Bakanlığım ile İslam İşbirliği Teşkilatına bağlı İslam Ülkeleri İstatistik Ekonomik Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) arasında birden fazla alanda muhtemel işbirliği fırsatları tespit edilmiş, bu alanlarda gerçekleştirilebilecek projeler üzerinde fikir ve teklif teatisi yapılmıştır. Her iki kurum yetkilileri görüşmeler boyunca yapılan karşılıklı müzakereler neticesinde somut bir takım hususlarda da anlaşmaya varmışlardır.'' Anlaşmaya varılan konular arasında, üye ülkelerde iş sağlığı ve güvenliği alanında farkındalık oluşturması, üye ülkeler arasında İş Güvenliği ve Sağlığı Eğitim Ağı Projesi'nin başlatılması, Kapasite Geliştirme Eğitimi Projesi ile üye ülkelerdeki eğitim ihtiyacının karşılanması, Uzman Değişim Projesi gibi konuların yer aldığını belirten Çelik, yapılan çalışmalar sonucunda, işbirliğinin belli bir seviyeye geldiğini dile getirdi. Bu kapsamda yürütülecek eğitim programları, araştırma geliştirme faaliyetleri, karşılıklı uzman değişimi gibi çalışmalar neticesinde bilgi ve tecrübe paylaşımının önemli olduğuna inandıklarını belirten Çelik, ''Bu nedenle, sadece iş sağlığı ve güvenliği alanında değil çalışma hayatının tüm alanlarında işbirliğimizin sürdürülebilir bir şekilde gelecekte de güçlenerek artması için Türkiye Cumhuriyeti Çalışma Bakanlığı olarak her türlü işbirliğine hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.'' (ÇİĞ-İKZ-SOY-İC)10.09.2011 20:50:23
<< Önceki Haber İit Çalışma Bakanları Zirvesi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER