Samsun'un
Bafra ilçesinde 1974'ten bu yana sürdürülen İkiztepe kazılarının bu yılki bölümüne temmuz ayında başlanacağı bildirildi.
Samsun yakınlarındaki Dündartepe'de 1940 yılında keşfedilen İkiztepe'de yürütülen kazı çalışmalarının bu yılki bölümü,
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fen
Edebiyat Fakültesi
Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Önder Bilgi başkanlığındaki
heyet tarafından Tepe 3'te sürdürülecek.
Bu yıl planlanan çalışmalar hakkında AA muhabirine bilgi veren Prof. Dr. Bilgi, İkiztepe kazılarının 37 yıldır devam ettiğini ve bu yılki bölümünün temmuz ayının ikinci yarısında başlayacağını söyledi.
Çalışma süresinin 45 gün olarak planlandığını, ancak kazı süresinin uzayabileceğini belirten Bilgi, çalışmalarda MÖ 3000-2400 yılları arasındaki dönemin araştırılacağını ifade etti.
Prof. Dr. Bilgi, bu yılki kazılarda koruma işlemlerinin yanı sıra eserlerin gün ışığına çıkarılmasına ağırlık verileceğini belirterek, şöyle konuştu:
''Bu yıl da ''Tepe 3'' olarak adlandırılan bölümde kazıları sürdüreceğiz. Öncelikle kazı alanlarını korumaya alacağız. Bu yılki çalışmalarda şehirleşme konusunda buluntu elde etmeyi amaçlıyoruz.
İmar durumuyla ilgili şehirleşme var mı, yok mu, bu konuda ayrıntıların ortaya çıkarılmasına çalışacağız. Ayrıca yerleşim yerlerindeki
mezarlar ve buluntuların incelenmesi sonucu önemli bilgilere ulaşacağımızı düşünüyoruz. İkiztepe'de bugüne kadar elde edilen buluntu sayısı yaklaşık 12 bin 500'e ulaştı.
Kültür ve
Turizm Bakanlığı adına yürütüğümüz kazıların bu yılki bölümünde önemli eserler çıkaracağımızı düşünüyorum. Geçen yıl Tepe 1 ve 2'de sürdürdüğümüz çalışmaları tamamladık. Bu yıl Tepe 3 dediğimiz alanda denize
bakan yamaçta kazı çalışmalarını sürdüreceğiz.''
Prof. Dr. Bilgi, geçmiş yıllardaki çalışmalarda Tepe 1'de yanmış bir ev kalıntısına rastlandığını hatırlatarak, ''İlk Tunç Çağı tabakalarına inilmiş, yanmış ev kalıntısına rastlanmıştı. Bu yıl da buna benzer buluntulara rastlayabileceğimizi umut ediyoruz. Bu da bize, bölgedeki yerleşim ve şehirleşme hakkında net bilgi sağlayacak'' dedi.
Geçen yıl önemli sayılabilecek bulgular elde edildiğini anımsatan Prof. Dr. Bilgi, kazılarda tezgah ağırlıkları, ağırşaklar,
kemik deliciler, zıpkın uçları, hançer,
çakmak taşı gibi eserler bulduklarını anlattı.
Bilgi bu yılki kazılarda da kendisiyle birlikte 10 kişilik bir heyetin çalışacağını, ihtiyaç duyulması halinde uzmanların da kendilerine katılmasının planlandığını bildirdi.
-İKİZTEPE KAZILARI-
İkiztepe ören yerinde bugüne kadar yapılan kazılarda, bölgede Kalkolitik döneme (MÖ 5000-4000) ait yerleşimlerin izine rastlandı, MÖ 4000 ile MÖ 1700 yıllarına kadar sürekli yerleşim yapıldığı anlaşıldı.
Kazılarda Eski Tunç Çağı (MÖ 3000-2000) ve Erken Hitit (MÖ 1900-1800) dönemine ait çok sayıda eser ve kalıntı bulundu. Ayrıca MÖ 330-30 yılları dönemine ait
anıt mezar ortaya çıkarıldı.
İkiztepe'deki kazılarda elde edilen arkeolojik parçalar arasındaki en ilginç buluntuları ise ameliyatlı kafatasları oluşturuyor.
Tıp kitaplarında yer alan Aztek ve Eski
Mısır örneklerinden farklı olarak ''
kapak açma'' yöntemiyle yapılan ameliyatların izini taşıyan buluntular,
Anadolu'da rastlanan tek örnekler olması açısından arkeolojik önem taşıyor.
Ayrıca bu eserlerin incelenmesi sonucunda, burada yaşayan insanların,
Akdeniz ırkının özelliklerini taşımadıkları ve Alacahöyük'te yaşayan Orta Anadolu ırkından farklı,
Güney Rusya ile Bulgaristan'da yaşamış insanlardan geldikleri anlaşıldı.
Kazılarda bugüne kadar 12 binden fazla buluntu elde edildi. Bunların önemli bölümü ise halen Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde sergileniyor.
-AMELİYATLI KAFATASLARI-
İkiztepe'deki kazılarda elde edilen arkeolojik parçalar arasında yer alan en ilginç buluntuları ise ameliyatlı kafatasları oluşturuyor.
İkiztepe ören yerindeki en yüksek tepede MÖ 2300-2100 yıllarına ait mezarlıktan çıkarılan 690 iskeletin 8'inde bu döneme ait bilinçli ameliyatlar yapıldığına dair izlere rastlanmıştı.
Tıp kitaplarında yer alan Aztek ve Eski Mısır örneklerinden farklı olarak ''kapak açma'' yöntemiyle gerçekleştirilen ameliyatların izini taşıyan buluntular, Anadolu'da rastlanan tek örnekler olması açısından da arkeolojik bir önem taşıyor.
Ayrıca bu eserlerin incelenmesi sonucunda burada yaşayan insanların, Akdeniz ırkının özelliklerini taşımadıkları ve Alacahöyük'te yaşayan Orta Anadolu ırkından farklı, Güney Rusya ile Bulgaristan'da yaşamış ırktan oldukları anlaşıldı.
Kazılarda bugüne kadar elde edilen buluntuların bir bölümü Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde sergileniyor.
(MKU-SEM)03.07.2011 12:18:26