Dünya genelinde her yıl ağırlıklı olarak gelişmiş ve bazı gelişmekte olan
ülkeler, atmosfere yaklaşık 32 milyar ton karbondioksit ve eşdeğeri
sera gazı salımı yapıyor. Bu gazlar küresel
ısınmaya ve iklim değişikliğine neden oluyor. Bunun sonucu olarak tarımsal
üretimde düşüşler yaşanıyor. Son olarak iklim değişikliğinin tarımsal üretimi yüzde 47 ila 54 oranında azalttığı belirtiliyor. Son 200 yıl içinde gelişmiş ülkelerin atmosfere attıkları karbon dioksit ve eşdeğeri
sera gazı emisyonu 2,3 trilyon ton olduğu belirtiliyor.
Küresel ısınmadan dolayı iklimde anormallikler daha sık ve daha şiddetli olarak yaşanmaya başladı.
İklim değişikliği, artan kuraklık, sıcak hava dalgaları, fırtınalar ve sel felaketleri, azalan kar yağışları, daralan buzul alanlar şeklinde etkisini gösteriyor.
TBMM Çevre Komisyonu
Başkanvekili Prof. Dr. Mustafa
Öztürk, insanoğlunun yeryüzünü ısıttığını ve ısıtmaya da devam ettiğini söyledi. Dünyanın sıcaklığının son 15 yılda 0,80 derece arttığını kaydeden Prof. Dr. Öztürk, sera gazı salınımıyla ilgili gerekli önlemler alınmazsa yeryüzünün ısınmaya devam edeceğini açıkladı. Öztürk, insanoğlunun doğanın dengesini bozduğunu, toprağı kuruttuğunu ve cansız susuz bıraktığını dile getirdi.
Küresel ısınmayla birlikte
soğuk ayların daha kısa olduğunu, en büyük su tutma kaynağı olan kar yağışlarının azaldığını kaydeden Prof. Dr. Öztürk, "Sadece 2010 yılından bu güne kadar iklim değişikliğinin etkisi, Rusya'da kuraklık,
Kuzey Avrupa'da aşırı yağışlar, Avustralya'da aşırı yağışlar ve
sel felaketi, Amerika'da kar fırtınası şeklinde etkisini gösterdi. Sel felaketleri değerli tarım topraklarını denizlere ve göllere taşırken kuraklık toprağı çoraklaştırıp çölleştirdi. Artan ısıyla birlikte oluşan kuraklık ve sel baskınları, tarımsal üretimi önemli derecede düşürüyor. Artan sıcaklık ve kuraklık, toprağın ve bitkinin suya olan talebini artırıyor. Küresel ısınma, yüzeysel su kaynaklarını tehdit ediyor. Fırtınalar tarım arazilerine ciddi zararlar veriyor.
İklim değişikliğinden dolayı tarım ürünlerinde her yıl artan ölçüde düşüşler yaşanıyor. Yeryüzü sıcaklığının 1 derece artmasıyla tarımsal üretimde yüzde 10'luk azalma olacağı tahmin ediliyor." dedi.
2006-2007 yılları arasında 40 ilde 435 bin çiftçinin kuraklıktan negatif etkilendiğini ve ülke ekonomisine maliyetinin yaklaşık 3 milyar TL olduğunu vurgulayan TBMM Çevre Komisyonu Başkanvekili Prof. Dr.
Mustafa Öztürk, şu bilgileri verdi: "Gıda fiyatının artışında küresel ısınmanın da etkisi var. İklim değişikliği tarımsal üretimi yüzde 47-54 oranında negatif olarak etkiliyor. Küresel ısınmanın, artan nüfusun ve konforlu
yaşam talebinin etkisiyle global tarımsal üretim ihtiyaçlara
cevap vermiyor. Bu yıl
ocak ayında dünyada
gıda fiyatları
rekor sevide yükseldi. Son üç ayda
şeker ve zeytinyağı fiyatı yüzde 20-22 oranında arttı. Yükselen gıda fiyatları krizinden dolayı son üç ay için
gelişmekte olan ülkelerde 44 milyon insan fakirleşti. Bu gün dünyada 1 milyar insan kronik
açlık sınırında yaşıyor. Dünya'da yükselen gıda fiyatları
yoksul insanlara endişe ve acı veriyor. Yükselen gıda fiyatlarından, tarımsal üretiminden ve iklim değişikliğinden en fazla fakir ülkelerin insanları etkileniyor."
Sıcaklık artışından dolayı gıda üretiminden en fazla Kuzey
Afrika ve
Asya ülkelerinin etkilendiğine değinen Prof. Dr. Öztürk, bazı Afrika ülkelerinde yağmura dayanan tarımsal ürünlerde önümüzdeki 20 yıl içinde yüzde 50 azalma olacağının tahmin edildiğini vurguladı. Önümüzdeki 20 yıl içinde dünyada gıda talebinde 2 katlık bir artış olacağının tahmin edildiğini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, tüm bu olayların tarımsal üretimi olumsuz yönde etkilediğini açıkladı.
Diğer taraftan insanların gıdaya olan taleplerinin artmaya devam ettiğinin altını çizen Öztürk, "Talepler arttıkça önümüzdeki dönemde gıda fiyatları artmaya devam edecek. Önümüzdeki dönemde gıda fiyatlarının artışından dolayı bazı ülkelerde kargaşa çıkabilir. Küresel ısınmanın etkisiyle daralan tarımsal üretim ve artan gıda talepleri gıda fiyatlarının
Mısır,
Suriye,
Cezayir ve Tunus'taki protestolar da kışkırtıcı etki yaptığı iddia ediliyor. Ülkeler, iklim değişikliğinin baskısı altında insanların konforlu yaşama talebine cevap verebilmek için su, tarımsal üretim ve gıda yönetimini tekrar gözden geçirmeliler. Gelişmiş ülkelerin kirleterek dengesini bozduğu doğanın intikamı, bazı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde daha çetin ve acı oluyor." değerlendirmesini yaptı.